Sağlık
turizminde
sınıfta
kaldık…
Necdet B.SİVASLI
Türkiye için sağlık turizmi para basan bir sektör olarak öne çıkıyordu. Son 5 yılda sağlık turizmi için İngiltere’den Türkiye’ye gelen 28 kadının hayatını kaybetmesi bizi olumsuzluğa sürükledi. Hakkımızda dış basın iyi şeyler yazmadı. İmajımız karalandı.
Yazımızın başlığını okuduğunuzda üzüldüğünüzü görebiliyoruz. Ancak para basan bu sektörde işler tersine gidiyor. Türkiye’ye akın akın gelenler şimdi frene basıyor. Sıkıntıları uzun süre yaşayacağımız görülüyor. Sağlık turizminde öne çıkan tur operatörleri de şimdi işlerini kapattı.
Fiyatların uygun olması nedeniyle, yurt dışından estetik ameliyatlar ve operasyonlar için Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı bir hayli arttı. Çeşitli kampanyalarla talebin artmasıyla merdiven altı işletmelerin sayısı da arttı.
2023 yılında 1,5 milyon kişi sağlık turizmi için Türkiye’ye geldi. Sağlık turizminden elde edilen gelir ise 1 milyar doları aştı.
DW Türkçe’de yer alan habere göre, son 5 yılda sadece İngiltere’den gelen 28 kadın Türkiye’de yaptırdığı estetik ameliyatlar yüzünden hayatını kaybetti. Çok sayıda kişinin bedeninde ise ameliyatlarda yapılan hatalar sonucu kalıcı deformasyon oluştu.
Son 5 yıl içerisinde 28 kişinin Türkiye’ye gelerek geçirdikleri ameliyatlar nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından İngiltere’deki milletvekilleri sağlık turizmi reklamlarının internet üzerinden yasaklanmasını talep etti.
2024 yılının başında tüp mide ameliyatı için Türkiye’ye gelen 20 yaşındaki Morgan Ribeiro, hayatını kaybetti. Morgan Ribeiro, annesine attığı son mesajda çok ağrısının olduğunu ve kısa sürede evine döneceğini ifade ediyor. Anne, kızının sosyal medyada önüne düşen bir reklamın ardından Türkiye’ye gelme kararı aldığını söyledi.
İsviçre merkezli Global Medical Care isimli bir tur operatörünün reklamında Avrupa’da 1 numara oldukları ve Türkiye’de yapılacak estetik ameliyatlara aracılık ettikleri belirtiliyor. Reklamda, ameliyat için uçak, konaklama dahil İngiltere sağlık sisteminden 3 kat daha uygun fiyat veriliyor.
Ancak söz konusu tur operatörünün kağıt üzerinde olduğu ortaya çıktı. Tur operatörünün Zürih’teki merkezine gidildiğinde öyle bir ofis olmadığı, sadece posta kutusunda isimlerinin yazdığı görüldü. Operatöre ulaşıldığında ise ‘O adreste sadece randevu ile gelen müşterilerle buluşuyoruz’ yanıtını verdiler. Öte yandan Ribeiro’nun ameliyat olacağı Bakırköy’deki özel hastanenin pek iyi bir üne sahip olmadığı ve ameliyatı yapan doktorun internette kendini hemoroid uzmanı olarak tanıttığı ortaya çıktı. Daha önce hastanede tedavi olan kişilerin şikayetlerini internete yazdıkları görüldü.
Morgan Ribeiro’nun daha önce kendisiyle görüşen değil başka bir doktor tarafından ameliyat edildiği, çok şiddetli ağrısı olmasına rağmen 3 gün sonra taburcu edildiği ifade ediliyor. Ribeiro’nun dönüş uçağında acıya dayanamayarak yere yığıldı, pilotun Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a acil iniş yaptığı öğrenildi. Hastaneye kaldırılan Ribeiro yapılan tüm müdahalelere birkaç gün sonra rağmen hayatını kaybetti.
Ribeiro’nun otopsisini yapan Djordje Alempijevic “Çok derin bir enfeksiyon, kan zehirlenmesi yani yayılan bir enfeksiyon söz konusuydu. Doktorlar ince bağırsağın bir bölümünü aldı, görünüşe göre İstanbul’daki ameliyat sırasında zarar görmüştü ve bu duruma bu zarar neden olmuştu” dedi.
Konuya ilişkin açıklama yapan hastane yönetimi ise “Doktor bizim doktorumuz değil, biz onlara ameliyathane kiralıyoruz” ifadelerini kullandı. Operasyonu gerçekleştiren doktor ise yanlış tedavi suçlamalarını reddetti.
Fuardaki diğer sektör yetkilileri ise, bu tarz risklerin hep olabileceğini belirterek suçu hastalara atıyor ve ucuz reklamlara kanmamaları gerektiğini ifade ediyor. TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Başkan Vekili Genco Çetinkanat, “Eğer sadece fiyata odaklanırsanız bu doğru bir karar olmaz. Neden ucuz olduğuna bakmalısınız. Doktoru araştırın. Avrupa’da sertifikalı mı, Türk sağlık otoriterleri o doktoru uluslararası sağlık turizmi için akredite etmiş mi? Herhangi bir şüpheniz varsa Türk Tabipler Birliğine gidin, sağlık turizmiyle ilgilenen STK’lara gidin” diyor.
Sağlık turizminde mağdur olan kişilerin davalarını üstlenen Avukat Burcu Orhan Holmgren, konu hakkında şunları söyledi:
“Bana gelen ve sağlam iddiaları olan insanlar çoğunlukla başka ülkelere dava açmanın finansal ve duygusal yönüyle başa çıkamıyorlar, bu yüzden davadan vaz geçiyorlar. Hali hazırda devam eden 28 davam var. Kaç tane inceleme geldiğini sorarsanız ki bu çok daha fazla, haftada 10 tane diyebilirim. Eğer bu sağlık turizmi acentelerinin sağlamcı olması sağlansaydı, bir mesleki yeterlilikten geçmek zorunda olsalardı bunların hiçbiri olmazdı. Bu tip hatalar yapan doktorlarla çalışmamaya başlayacaklardı.”
YanıtlaYönlendir |