Ferruh Sidar
RTE iktidarından önceki bütün zamanları özleyeceğimiz aklımızın ucundan bile geçmezdi doğrusu.
Tedirgin adımlarla ilerleyen demokrasimizin yanında, ona paralel gelişen ekonomimize rağmen; sağlam yapısından kuşku duymadığımız kurumların gölgesinde, geleceğe dair hayal kurmakta zorlanmazdık o süreçte.
Kimi zaman kaptan kamarasında yaşanan huzursuzluklar nedeniyle rejimin bir gün tramvay gibi kullanılarak ülkenin işgal istasyonlarına doğru makas değiştireceği düşüncesi kâbus halinde bile yer bulmazdı rüyalarımızda…
Bugün itibariyle; yağmalanmış, yönetilemeyen bir ülkenin yurttaşı olduğu fikrine uzak duran ve de Türkiye fotoğrafına bütünüyle algılar üzerinden bakarak çıkmazını göremeyenlerle birlikte, inatla görmezden gelen kesime, kenarında bocaladığımız uçurumu tanımlamak artık imkansız görünüyor. Dahası, ülkeyi yönetmeye aday siyasi parti temsilcilerinin farkındalık söylemlerine rağmen derinleştirdikleri çıkmaz ise tüy dikiyor kırılmış umutlarımıza. Somutlaştırırsak eğer; genel seçimlerde ana muhalefet partisi önderliğinde ittifak kurup, ardından da hiç uğruna birbirine düşen kimi bozguncu yöneticilerin sonsuza kadar ayrışma girişimleri (rejimin işleyişi dikkate alındığında) toparlanması için şans tanımıyor zavallı ülkeye…
Yukarıdaki fotoğrafa rağmen çoğunluk seçmenin önümüzdeki yerel seçimde (muhalefeti güçlendirme yönündeki) akılcı tutumu nefes aldırabilir aslında Türkiye’ye. Başka bir deyişle, atalarımızın; “Kar dayanmaz” dediği kabayel rüzgarına set oluşturur büyük ölçüde…
Her ne kadar kesinlik ifadelerine yöneliyor olsa da, bu satırların yazarı bütünüyle enseyi karartmış değil doğrusu. Yoksulluk sınırından açlık sınırına düşürülen kesimle birlikte, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü önceleyen seçmenlerin “yeter artık” deme olasılığı gibi düşünceleri gezdirip duruyor zihninde heyecanlanarak.
Kim bilir?
Ferruh Sidar 11.02.2024