Demans riskini
artıran nedenler…
Necdet B.SİVASLI
The Lancet dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, fiziksel olarak daha zorlu işlerde çalışan kişilerin demans hastalığına yakalanma olasılığı daha yüksek olabilir.
Çalışmada, zorlu işler, “tırmanma, kaldırma, dengeleme, yürüme, eğilme ve malzemeleri taşıma gibi kollarınızı ve bacaklarınızı önemli ölçüde kullanmayı ve tüm vücudunuzu hareket ettirmeyi gerektiren” işler olarak tanımlandı.
Buna göre, Norveç Ulusal Yaşlanma ve Sağlık Merkezi ile Butler Columbia Yaşlanma Merkezi tarafından yürütülen araştırmada, zorlu meslek sahipleri arasında satış görevlileri, hemşire asistanları, çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan kişiler yer alıyor.
Ç+alışma için, demans konusunda dünyanın en büyük nüfus temelli ara
,şl kjhgfaştırmalarından biri olan HUNT4 70+ çalışmasında yer alan 33-65 yaş arasındaki 7.005 katılımcının verileri özel olarak analiz edildi.
Katılımcılardan 902 kişiye ileri yaşlarda demans teşhisi konuldu, 2.407 kişi ise hafif bilişsel bozukluktan muzdaripti.
Araştırmacılar, fiziksel olarak zorlu işlerde çalışan kişilerin demans geliştirme şansının yaklaşık %15,5 daha yüksek olduğunu, fiziksel gücün düştüğü mesleklerde ise bu oranın yalnızca %9 olduğunu ortaya çıkardı.
Hemşirelik ve satış işleri çoğunlukla “özerklik eksikliği, uzun süreli ayakta durma, sıkı çalışma, katı çalışma saatleri, stres, daha yüksek tükenmişlik riski ve uygunsuz çalışma günleri” ile biliniyor.
İş yelpazesinin diğer tarafında ise araştırmacılar, ofis meslekleri gibi fiziksel olarak daha az zorlu işlerin, daha fazla mola ve dolayısıyla daha fazla iyileşme süresi sağlayarak demans olasılığını azalttığını öne sürdü.
Yapılan bir araştırma, günde 10 saatten fazla televizyon karşısında oturmanın veya araba sürmenin demans riskini artırdığını öne sürdü.
ABD’li araştırmacılar, günlerinin çoğunu hareketsiz olarak geçiren yetişkinler arasında bunama riskinin önemli ölçüde arttığını keşfettiler.
Güney Kaliforniya Üniversitesi ve Arizona Üniversitesi’nden bir ekip, 60 yaş ve üzeri 50 binden fazla İngiliz yetişkine ilişkin verileri analiz etti.
Katılımcılar, cihazları bir hafta boyunca günde 24 saat boyunca bileklerine taktılar. Bu cihazlar aktivite seviyelerini izliyordu ve oturma ile uyku arasındaki farkı ayırt edebiliyordu.
Yaygın hareketsiz davranışlar arasında, TV izlemek veya araba kullanmak, video oyunları oynamak, bilgisayar kullanmak, işe giderken oturmak veya işyerinde masa başında oturmak sayıldı.
Katılımcılar yaklaşık altı yıl boyunca takip edildi ve bu süre zarfında 414 kişiye demans teşhisi konuldu.
Analiz, günde 10 saat veya daha fazla oturmanın hastalık riskinin artmasıyla bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı.
Günde dokuz saate yakın oturarak vakit geçirenlerle karşılaştırıldığında, günde 10 saati hareketsiz geçirenlerin demans geliştirme olasılığı yüzde 8 daha fazlaydı.
Bu arada, günde 12 saat oturarak vakit geçirenlerin teşhis edilme olasılığı yüzde 63 daha fazlayken, günde 15 saat hareketsiz çalışanlarda bu risk üç kat daha fazlaydı.
Araştırmada yer alan Profesör Gene Alexander, “Hareketsiz geçen sürenin nasıl biriktiğine bakılmaksızın, her gün 10 saat hareketsiz kaldıktan sonra demans riskinin hızla artmaya başladığını görünce şaşırdık.”
“Bu, hareketsiz davranış ile demans riski arasındaki ilişkiyi yönlendiren şeyin hareketsiz olarak geçirilen toplam süre olduğunu gösteriyor.” dedi.