Doların başını alıp gitmesi,ardından başta doğal gaz,elektrik, akaryakıt ve gıda maddeleri olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam yapılması , hayat pahalılığının artık çekilmez boyutlarda olması ,vatandaş arasında ”YANDIM ALLAH ”diye feryat seslerinin yükselmesine yol açıyor.
Önce şunu söyleyelim,sokaktaki vatandaş TUİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına kesinlikle inanmıyor.Vatandaş kendi enflasyonunu yani cebinden çıkan paranın hesabını çok iyi biliyor.. Bu tartışma götürmeyecek bir gerçek. Çünkü aldığı maaş ya da kazandığı para belli,çarşı pazar gezdikçe karşılaştığı rakamlar da belli ,bir gün veya bir ay önce aldığı fiyatla bugün aldığı fiyatı da karşılaştırınca hayat pahalılığı gerçeği de ortaya çıkıyor.
Vatandaş en çok ; ‘Elektriği, doğalgazı, suyu, kirayı ödedim mi elime bir şey kalmıyor’ diye şikayet ediyor.
Hayat pahalılığı altında inim inim inleyen vatandaş “Yandım Allah” diye feryat ediyor ama sesini duyan olmadığı gibi aksine iktidarın yanlış politikaları yüzünden adeta yangına benzin dökülerek ülke ekonomisinin alev alev yanmasına seyirci kalınıyor.
Zamlardan sadece vatandaş mı şikayetçi hayır .Bakın
Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD)ne diyor..
“Son zamlar ve enflasyon sanayicinin belini büktü. Üretim bu zorlu şartlar altında gerçekleşemeyecek noktaya ulaştı”
“Uzun süredir birçok zorlukla boğuşan iş dünyasına destek mekanizmalarının işletilmesi gerekir. Son zamlar ve enflasyon sanayicinin belini büktü. Üretim bu zorlu şartlar altında gerçekleşemeyecek noktaya ulaştı. İş dünyası üretim yapabilirse ülke bu çıkmazdan çıkabilecektir. Destek önümüzü açacaktır, bu şartlar altında üretime devam etmenin yolu tıkanmıştır”
”Faiz sebep, enflasyon sonuç” politikasıyla sürekli yükselen döviz -enflasyon-kur sarmalı nedeniyle halihazırda ekonomik zorluklar yaşayan işletmelerin, enerji maliyetlerine yapılan zamlar ile birlikte büyük bir çıkmaza girdiği ,dünya standartları ile yaşanan kıyasıya rekabette iş dünyasının ve de Türkiye’nin küresel rekabet gücünün zayıfladığı, yönündeki şikayetler her geçen gün daha yüksek sesle dile getirilmektedir.
Çare ne mi ? diyorsanız biz de bir an önce ERKEN değil HEMEN seçim diyoruz.