Gittikçe
yoksullaşıyoruz…
Necdet Buluz
Çarşı-Pazar yangın yerine döndü. Her geçen gün pahalanmayan ürün kalmadı. Alım gücü düşüyor. “Geçinemiyoruz, pahalılıktan bir şey alamıyoruz” diyenlerin sesi daha gür çıkıyor. Pek fazla kimse istediği ürünü artık alamıyor. Fileler dolmuyor.
İşin açıkçası giderek yoksullaşıyoruz.
Gıda fiyatları füze gibi. Gelecekte gıda sıkıntısının da gündemde olduğu uzmanlarca ifada ediliyor. Küresel ısınma, kuraklık ve salgın hastalıklar gıda konusunda daha da sıkıntı çekileceğinin habercisi.
Dolardaki hızlı yükseliş, paramızın değerini düşürüyor. Özellikle ithalata dayalı ürünlerin fiyatı ikiye katlanıyor. Bir gün sonra fiyatların ne olacağını ne satıcı ne tüketici bilemiyor.
Bir de şu var:
Halkımızın ithal ürün yerine yerli ürüne yöneliyor. Yerli ürün ise giderek azalıyor ve raflar ithal ürünle doluyor. Fiyatlar da el yakınıyor. Kaliteyi ise konuşmak istemiyoruz.
Geçim sıkıntısından dert yanmayan yok. Çarşı-pazara gittiğinizde bu tablo ile daha yakından karşı karşıya gelebiliyorsunuz. Alım gücü giderek düşüyor. Artık tane ile alış-veriş dönemi başladı.
Bu nedenle tarım ülkesi konumunda olan ülkemizde üretime destek sağlanması ve çiftçilere gereken yardımların yapılması çağrıları yapılıyor. Ancak, kendi üretimimizle pahalılığın önü alınabilecek.
Türk-İş’in çalışmasına göre Ankara’da gıda fiyatları Ekim’de aylık yüzde 1,45, yıllık yüzde 24,61 arttı. Aynı çalışmaya göre Ekim ayında açlık sınırı 3.093,20 TL, yoksulluk sınırı 10.075,58 TL oldu.
Türk-İş araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.093,20 TL oldu.
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10.075,58 TL, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.771,96 TL oldu.
Bloomberg HT’de yer alan habere göre, asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki makas Ekim ayında da açılmaya devam etti. Buna göre asgari ücret ile bir kişinin yaşam maliyeti olan 3.772 TL arasındaki fark bu ay itibariyle 946 TL’ye ulaşmıştır.
‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasının ekim sonuçları, gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu.
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,45 oranında artış gösterdi.
Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 19,43 oranında gerçekleşti.
Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 24,61oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 19,95 olarak hesaplandı.
Türkiye İstatistik Kurumu, ekim ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verilerini açıkladı.
Buna göre, endeks eylülde 102,4 iken ekimde yüzde 1 azalarak 101,4 değerine düştü. Ekonomik güven endeksindeki düşüş, tüketici ve reel kesim (imalat sanayisi) güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı.
Reel kesim güven endeksi geçen aya göre ekimde yüzde 1,8 azalarak 111,3 oldu. Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,1 artışla 120,3, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 4,8 yükselerek 121,1, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1 artarak 92,7 değerini aldı.
Tüketici güven endeksi ise yüzde 3,6 azalarak 76,8’e geriledi.
Bunlar devletin açıkladığı resmi rakamlar. Sorunun çok daha büyük boyutlarda olduğu da ifade ediliyor.
Özetleyelim:
Bizi yönetenler 2023 yılında yapılacak olan seçimlere kadar pahalılığı önleyemezler, mutfaklardaki yangını söndüremezlerse sandıkta ağır bir yenilgi ile karşı karşıya kalabilirler. Mutfaklardaki yangın karşısında hiçbir yönetim bugüne kadar ayakta kalamadı.