Çankaya Gazetesi
Aşısız olmaz…
Necdet Buluz
Covid-19’dan korunmanın şu anda en etkili silahı aşılanmak. Ancak birkaç doz aşı olmak da yetmiyor. Uzmanların bu konudaki uyarılarına dikkat etmek gerektiğine inanıyoruz.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşı karşıtlarının sayısının azımsanamayacak kadar çok olduğunu belirtti ve “Bunların arkasında ciddi mali destekler var ‘büyük gıda takviyecilerinin vitaminli probiyotiklerini alırsanız hastalanmayacaksınız’ diye iddia edenlerin ciddi desteği var” ifadelerini kullandı.
Aşı karşıtı düşüncenin, ‘gıda destekçileri’ piyasası tarafından hareketlendirildiğini vurgulayan Ceyhan, “Tabii gıda destekçileri. Çünkü adam diyor ki ‘bak sen bunu alırsan bu karışımı ya da bir otu seni hastalıklardan korur aşıya falan gerek yok’ diyor. Yaymak istediği fikir o. Aşı ona rakip gibi göründüğü için de dünyanın her yerinde aşı karşıtı hareketleri destekliyorlar” dedi.
Şimdi Mehmet Ceyhan Hoca’yı dinleyelim:
“Aşıyla korunan insan sayısı her gün biraz daha azalıyor. İki doz Sinovac da yaptırsanız iki doz BioNTech’de yaptırsanız, bir süre sonra aşının etkisi geçmeye başlıyor. Sinovac yaptıranın 3 ay sonra, BioNTech yaptıranın da yaklaşık 7-8 ay sonra antikorları düşüşe geçiyor. O yüzden de uzun zamandan beri 3. doz aşı yaptırın deniliyor. Fakat bizim artık günlük birinci doz aşılama sayılarımız 40-50 binler civarında seyrediyor uzun zamandır. 3.doz aşılama sayıları ise bundan çok daha düşük. Halbuki günde 200-300 bin kişi 2 doz aşı olmasına rağmen bağışıklığını kaybediyor. Yani biz normalde yüzde 80 aşılama oranına ulaşalım diye uğraşırken tam tersine bağışıklığını kaybeden sayısının çok daha altında aşı yaptığımız için aşıyla korunan insan sayısı her gün biraz daha azalıyor. Dolayısıyla yüzde 80’e varmayı bırakın her gün biraz daha geriye doğru gidiyoruz. Bunun tek yolu var aşılamayı artıracaksınız. Yani 2 doz aşı olanlar 3. doz aşısını olacak, hiç aşı olmayanlarda aşı olacak. Yoksa bu hızla bu aşılamayla gidersek ileriye değil geriye doğru gideriz. Delta varyantının gençler arasında daha yaygın olduğunu görmekteyiz. Delta varyantı daha ölümcül zaten, yani daha ağır seyrediyor. İlk iki dalga orijinal virüste ölüm oranı binde 9’du. Üçüncü dalga Alfa varyantıydı binde 6’ya düştü. Şimdi bu Delta varyantıyla binde 11 civarında, arttı yani. Bir de Delta varyantında gençler daha çok hastalanıyor ama onların bulaştırdığı yetişkinler daha çok hayatını kaybediyor. Dolayısıyla hem herkes kendi tedbirini alacak hem de bazı kısıtlamalar olacak. Herkes maskesini takacak, sosyal mesafeye dikkat edecek. Kalabalık, kapalı yerlerden kaçınacak mümkün olduğu kadar. Böyle şeyler söylüyorduk fakat hiçbirimiz devletin bu kadar rahat bırakacağını bütün önlemleri kaldıracağını aşılamanın peşini bu kadar rahat bırakacağını da hesaplamamıştık. Bunlar bu kadar rahat bırakılınca biraz artık bize değil de virüse kaldı. Yani virüs karar verecek ne zaman biteceğine…”
Özetleyelim:
Bazıları halen aşı olmamakta direniyor. Bazı yandaş yazarlar da bu durumu ne acıdır ki destekliyor.
Halbuki covid ile mücadelede en büyük silah şu an için aşılanmak. Uzmanlar birkaç doz aşının bile yetersizliğinden yakınırken hiç aşı olmamak ne demek? Bu toplumu tümden tehlikeye atmıyor mu?
Bakınızı halan vakalar yüksek. Ölüm sayısında artış var. Vakalardaki yükseliş ölüm sayılarını artırıyor. Sağlıkçılar zorlanıyor.
Bunlar yetmiyormuş gibi ülkemi riskli görünüyor, turist bile gelmiyor.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’ın son yaptığı uyarıları bu nedenle sizlerle yeniden paylaşmak istedik. Ceyhan Hoca, konuyu en ince detaylarına kadar incelemiş ve birikimlerini de paylaşmış. Daha ne olsun. Bizlere ışık tutuyor. Nitekim birçok uzman da aynı konuları aynı duyarlılıkla paylaşıyor.
Biz, eninde sonunda bu hastalığı yeneceğiz. Aşılanmaktan kaçınmayalım. Hatta bu aşılamaları her yıl tekrarlamamamız da gerekecek. Buna da dikkat edelim. Konu ile ilgili yazmaya ve uzmanların görüşlerini paylaşmaya bundan sonra da devam edeceğiz.
