RUHU VE BEDENİYLE İNSANLIK DÜNYAYA VE
GÜZELLİKLERE MÜSİLAJ SAÇIYOR.-
Nevzat AKSOY
İyilikler ile kötülükler arasındaki savaşı ne
yazık ki kötülük ve çirkinliklerin baş müsebbibi
olan insanlık, kötülüğü seçerek dünyaya ve iyi-
liğe meydan okuma bayrağını ve üstünlüğünü
ele geçirdi.
İnsanlığımızı çepeçevre saran bu kötü
müsilaj salyası bedenimizi ve ruhumuza öyle
işlemiş ki, artık insanlığımız bu kirli hastalıktan
kurtulma umudunu kaybetti.Masmavi gökyü-
zü karanlığa; insanlık arasındaki dialog kibire,
kötülük, ve çirkinliğe gebe kaldı.Pırıl pırıl, dün-
ya, doğa, ve insanlığa bakış açımız, karanlık ve
çirkinliğe büründü.Kimse kimsenin hayrını iste-
mez, kardeşin kardeşe, babanın evlatlara, ev-
latların anne ve babaya karşı saygı ve sevgisi
maalesef eskilerde kaldı.
Tabiki ailede sevgi,
saygı, ve merhametin kalmadığı bir bir toplum
ve dünya nasibini almaz mı?Elbetteki bu aile
içindeki birincil davranışlar, komşuluk, arka-
daşlık, ve akrabalık münasebetlerine dalgalar
halinde yayılarak, içlerindeki kirlenmiş birikmiş
nefret ve çirkinlikleri kusarak dünya ve tabiatta
bundan nasibini almaktadır.
Bugün dünyada ve ülkemizde, okyanus
ve denizlerimizin, aşırı müsilaja, doğa ve tabi-
atın aşırı kirlenme, ve hor bir şekilde bir mua-
meleyle karşılaşması, kirlenen bir insanlık iç
dünyasının, artık taşıyamayacak bir duruma
gelip, etrafını da kirletmesidir.Evet değerli o-
kuyucular, bizim yaşadığımız hayat maalesef
iz düşüm bir hayat.İnsanlık olarak bedenimiz,
ve ruhumuz eski orjinalliğini kaybettiği için
dünyaya, ve insanlara bakış açımız eski tat
ve lezzeti vermiyor.Beş duyu organımız artık
iflas etmiş iyilik ve kötülüğe oldukça duyarsız-
bir vaziyet arz etmektedir.İç dünyamız bu
kirlenme, ve kararan kalplerimiz sayesinde,
doğal olarak görevini yapamaz hale geldiği için
taklidi bir yaşam serüveniyle, hayatlarımız tat
ve lezzetlerin farkına varmadan, anlamsız ve
manasız bir ömrü tüketiveriyor, ve tüketmeye-
de devam etmektedir.
Günler, haftalar, aylar, yıllar o kadar hızlı
geçiyor ki bunun farkında bile değiliz.Sevinçte
ve tasada gerçek duygularımızı yaşayamıyoruz
Sevdiklerimiz, en yakınlarımız, ve arkadaşları-
mızı kaybediyoruz, fakat gerçek anlamda ü-
züntü, yanma, ve gözyaşı dökemiyoruz.Sanki
hiçbir şey olmamış, yaşanmamış olarak ertesi
gün hayatlarımıza tekrar devam ediyoruz.Bu-
nun akabinde düğün, kutlama, başarı ve ha-
yatlarımızın sevinç anlarında, birer bir yabancı
içten ve samimi bir istenç ve kutlama dilekle-
rinden oldukça uzağız.Sadece ağızların tasdik
ettiği, fakat kalplerin aynı duygu ve iyi niyeti
taktik etmediği bir yaşamı maalesef her birlik-
te yaşıyoruz.Artık insanlık kokusu bizden gel-
miyor.
Maalesef değerli okuyucularımız dünya
insanlığın iç dünyasının rengine boyandı.Bu-
gün insanlık iç dünyasında beslediği kötülük,
ve zalimliği dünyaya ve insanlığa salıverdi.Bu-
gün öz kardeşine bir parça ekmeği veremeyen
bir insanlık, ülkeye ve dünya insanına bir şey
verebilir mi?
Değerli okuyucularımız biz kendi-
mizi, kararan vicdan ve merhametimizi düzelt-
medikçe bu kirlenme ve duyarsızlık devam e-
decektir. Acı duyabiliyorsan, canlısın
Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın…
erdemini tekrar yaşadığımız, ve hissettiğimiz
zaman bu kirlilik ve gerçek tavımıza geleceğiz.
Saygı ve sevgilerimle.
Nevzat AKSOY