EMEKÇİLERİN BEKÇİLERE VE PAKETLERE DEĞİL ÜRETİM EKONOMİSİNE
İHTİYACI VAR !
Mehmet BALIK
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Genel Başkanı
Ülkemizin siyasi, ekonomik ve toplumsal manzarası içler açısıdır. İktidar son
zamanlarda baro ve odalar ile siyasi partilerin yasalarının değiştirilmesinin, Çarşı ve Mahalle
Bekçilerine yeni yetkiler ve patronlara yeni ekonomi paketleri vermenin ve gazeteciler
üzerinde baskı koşullarını oluşturmuştur.
AKP iktidarı yurttaşları ve demokratik kitle örgütlerini baskı altına alarak kendi
anlayışlarına göre yönlendirmek ve toplumsal muhalefeti şekillendirmektedir.
AKP iktidarı yurttaşların sorunlarına çözüm üretmek yerine daha fazla borçlandırma
ve kemer sıkma politikaları uygulamaktadır. Emekçilerin, dar gelirlilerin ve işçilerin geçim
zorluğu sürmektedir. İktidar, ülkeyi yönetememekte ve ekonomik kriz her kesimi derinden
etkilemektedir.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Yeni İstihdam Kalkanı” paketinin
ayrıntılarına bakıldığında emekçilere kemer sıkma patronlara teşviklerle dolu görünmektedir.
İktidarın, yurttaşlara müjde olarak sunduğu “kamu bankalarının konut, taşıt, tatil ve sosyal
hayat” için verecekleri yeni borçlar bulunmaktadır.
Ülke tarihinin en büyük işsizlik dalgasını yaşanmakta ve hayat pahalılığı yaşanılmaz
boyutlara ulaşmıştır. Millet bahçelerinin açılışlarına ve kredi reklamlarına emekçiler
inanmamaktadır. İktidar, emekçilere gelir güvencesi yerine yeni borçlar vaat etmektedir.
Kredi olarak sunulan her paketin yeni borçlar olduğu gerçektir. Yurttaşların yeni borçlara
değil iş ve gelir güvencesine ihtiyacı bulunmaktadır.
Emekçiler bir taraftan salgın nedeniyle yaşam mücadelesi vermekte diğer taraftan
enflasyon ve işsizlik sarmalında çırpınmaktadır.
İktidar, tüm olumsuzlukların üzerini kapatmak için topluma korku salmakta ve baskı
koşullarını oluşturmaktadır. İktidarın yanlış politikalarına karşı oluşacak toplumsal muhalefet
mücadelesini ve itirazları susturmak amacıyla daha fazla kolluk güce ihtiyaç duyulmaktadır.
TBMM Genel Kurulu'nda, kabul edilen Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi'ne
göre, çarşı ve mahalle bekçileri, kimlik sormak, silah kullanmak, üst araması, gösteri ve
yürüyüşleri önlemek, halkın huzurunu bozanları ya da başkalarını rahatsız edenleri
engellemek gibi geniş ve belirsiz yetkiler tanımaktadır.
Sözde kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların
önlenmesi de yeni bekçilerin görevleri arasında olacağının farkındayız. Bu nedenle Çarşı ve
Mahalle Bekçileri Kanunu tesadüf değildir.
Ülkede hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü isteyen
siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların, derneklerin
itiraz edemeyeceği koşullar yaratılmaktadır.
İktidar, sadece siyasal değil, sosyal ve ekonomik özgürlükleri de yok etmektedir.
Ülkemizi gerici ve antidemokratik uygulamalarla yönetmeye çalışan iktidar bu anlayışında
vazgeçmelidir.
Salgın dolayısıyla siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda derin yıkımlar yaşadığımız
koşullarda; iktidarın sömürüye, talana, yıkıma dayalı ekonomik düzenlerinin karşısında
mücadelemiz sürecektir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; siyasi iktidar bilmelidir ki emekçilerin
siyasi ve ekonomik duyarlılığı ve mücadelesi devam edecektir. İktidarı, rant ve çıkar
çevrelerinin beklentilerine göre değil ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasa ve
hukuka uygun hareket etmeye çağırıyoruz.
Mehmet BALIK
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Genel Başkanı