Avustralya Orman Yangını, Mega Yangınlar Gerçeğini Fark
Etmemizi Sağlamalı
Kamuoyunu kaliteli ve temiz bilgiyle, doğru şekilde bilgilendirmesiyle dikkat çeken
İstanbul Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi
(RUPAM), Avusturalya’da yaşanan yangınları mercek altına aldı. İstanbul Rumeli
Üniversitesi RUPAM Müdürü ve Öğretim Üyesi Dr. Süleyman ÖZMEN, RUPAM
Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Fatih TURAN YAMAN, RUPAM Koordinatörü H.
Murat LEHİMLER ile Tüm İtfaiyeciler Birliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat
KALELİ'nin de bulunduğu ekibin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan raporda mega
yangınlar ile ilgili tespitler ve uyarılara yer verildi.
İstanbul Rumeli Üniversitesi Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi
(RUPAM), hazırladığı değerlendirme raporunda, Avustralya’da yaşanan yangınları
MEGA YANGIN olarak sınıflandırmamız ve doğadaki bu gerçeği fark etmemiz
gerektiği ortaya konuluyor.
Avusturalya Eylül 2019’dan bu yana yangına teslim oldu. İstanbul Rumeli Üniversitesi
Küresel Politikalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (RUPAM)'nin raporuna göre;
Mega olarak derecelendirilmiş bir yangınla karşı karşıyayız. Gerçekleştiği alan ve
yıkımın boyutu açısından MEGA olarak sınıflandırılan bu yangınlar doğada tarih
boyunca hep vardı. Raporda “Mega Yangın gezegenimizin bir gerçeğidir. İklim
değişikliği ile birlikte karşımıza çıkacak risklerden biri de mega yangınlardır.
Kuraklıkların yaşanacağı alanlarda yaşanması normal olan yangınlar iklim değişikliği
ile birlikte sadece doğal alanlarla sınırlı kalmayacak, insan yerleşimlerini de
kapsamına alarak mega boyutlara ulaşabilecektir. Alevlerin yüksekliğinin 70 metreyi
aştığı mega yangınlar Avustralya’dan başlayarak kendini gösterdi. Eylül 2019’dan
beri devam eden yangın sonucunda 600 milyon olarak açıklansa da 1 milyarı aşkın
hayvanın hayatını kaybettiği, çok sayıda hayvanın ise neslini tüketen bu doğal afet,
25 insanın hayatını kaybetmesine yol açmış durumda.” Deniliyor.
RUPAM raporunda; ‘’Mega yangın gerçeğini ortaya koyan Avustralya yangınları
başka bir gerçeği de gösteriyor. Mega yangınların kentsel alanlara, yerleşim yerlerine
verdiği zarar da hayallerimizi zorlayacak boyutta olacak. Avustralya’da bir çok kent ve
kasabada insanlar tahliye edildi ve insanlar yaşadıkları yerleri kendi elleriyle mega
yangına bırakarak adeta teslim oldular. Avustralya, dünyanın birçok ülkesiyle
kıyaslandığında gelişmiş bir ülke ve teknik altyapısı oldukça yüksek. Mega yangın
bu ülkede bizlere şu gerçeği de gösterdi: Teknik altyapıyı zorlayan, yangın
söndürmede elde edilen tüm kapasite ve deneyimlerle baş edilemeyen bir ölçekten
bahsediyoruz. Saatte 90 Km hıza ulaşan, 45 C sıcaklıkta yaşanan yangında, itfaiye
teşkilatlarının bile ulaşılamaz kabul ettiği alarm seviyelerine çıkıldı. Bu alarm seviyesi
en son 2. Dünya Savaşı sırasında bombalanan kentlerde yaşanan yangınlarda ve
atom bombası atılan Japon kentlerinde görülmüştü’’ denildi.
MEGA Yangına karşı alınacak tedbirler;
Mega yangınlarına karşı alınması gereken tedbirlerin de yer aldığı raporda şunlara
değinildi;
1- Bu boyutta yangınları önleyecek bir yangın söndürme sisteminin kurulması,
kentlerin, ülkelerin güçlerini birleştirmeleri ve müdahaleye her an hazır hale
getirilmesi gerekiyor.
2- Mega yangınların ortaya çıkması durumunda doğa envanteri, hayvan ve bitki
türlerini kaybetme olasılığı yüksek olduğundan yıkım sonrasında doğanın
canlandırılmasında kullanılacak gen kaynaklarının tasnif edilmesi ve
saklanması için çalışmalar başlatılmalıdır.
3- İtfaiye birimlerinin yangın alanına ulaşmasını, alanda yaşayanların tahliye
edilmesini kolaylaştıran alternatif yollar önceden hazırlanmalıdır. Panikle
söndürmeye girişmek yerine yangını kontrol altına almanın öncelikli olmasının
gerekliliği, Avustralya mega yangınında ortaya çıkan ayrı bir gerçektir.
4- Doğada mega yangınla ortaya çıkacak yıkım kentleri de kapsayacak
yayılmalar yaşatabileceği gibi kentlerin birbirleriyle bağlantılarını keserek,
ihtiyaçlarını karşılayamaz noktaya gelmeleri riskini taşıyor. Bunun önlenmesi
için afet öncesi yatırım planlamaları yapılmalıdır.
5- Mega yangınlarda afet alanının büyüklüğü, yaralıların sağlık kuruluşlarına
naklini imkansız hale getirmektedir. Seyyar sağlık birimleri oluşturularak
yaralılara en yakın noktaya kadar ulaşabilen sağlık üniteleri hazırlanmalıdır.
6- Yıkım sonrası toparlanma döneminde kullanılabilecek ağaçlandırma
operasyonlarının daha kapsamlı düşünülmesi gerekir. Konvansiyonel
ağaçlandırma yöntemleriyle mega yangının yok ettiği ormanları ve doğal
alanları yenilememiz asırlar alabilir. Tayvan’da halen uygulanan ve 4 yıl sonra
sonuçları görülecek, havadan tohum ve fide ekimi denemesine benzer projeler
hayata geçirilmelidir.
7- Mega yangınlara müdahale ve zararlarından kaçınma eğitimi, çocuklardan
başlayarak tüm yaş gruplarına verilmelidir. Emniyet, savunma ve sağlık
çalışanları başta olmak üzere kamu görevlilerinin mega yangın ve mega
afetler konusunda eğitim almaları sağlanmalıdır.
8- İtfaiye personelinin mega yangınları önleme ve müdahale konusunda kısmi
kolluk yetkilerine kavuşturulmaları önemsenmelidir. Mega yangınların ortaya
çıkardığı panik ve kargaşa ortamı, itfaiyecilerin insanlara müdahale etmesini
gerektirebilir. İtfaiye teşkilatı; bina tahliye emri, araç ve ekipmanları kullanma
talebi, destek ekiplerinde insanları görevlendirme gibi işlemleri yapma
yetkisine sahip olmalıdır.
Raporda son olarak; ‘’Mega yangınların iklim değişikliğinin tetiklemesi ile meydana
geliyor. Ancak büyük bir deprem sonucu kentlerde de ortaya çıkabilecek bir afet
türüdür. Bu gerçeğe hazır ve tedbirli olmamız gerekiyor’’ ifadeleri kullanıldı.
İ