Shakespeare’in çok bilinen bir sözü vardır: “Bütün dünler, yarınları aydınlatan fenerlerdir.”
Shakespeare’in bilgece ifade ettiği gibi geçmişin hata ve sevaplarıyla değerlendirilmesi, bugüne ışık tutar. Günümüzü aydınlatır. Hatalardan öğrenir, doğrulardan örnek alırız. Doğruları düşe kalka, hata yapa yapa öğrenmek zorunda değiliz.
Önemli olan da bu değil midir ?
Hata yapa yapa doğruları öğrenmek zorunda mıyız ?
Ama günümüz Türkiye’sinde yer alan mevcut siyasiler ne yazık ki Shakespeare’in bu sözüne hiç ama hiç önem vermediler.Görünüşe ve gidişata bakılırsa da bundan sonra da pek önem vereceklerini sanmıyor ve beklemiyoruz.
Son zamanlarda ülkemiz de yaşanan olaylara ve gelişmelere baktığımızda bu yalın gerçek bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.
17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir iktidar ,20 yıldan fazla iktidar olamayan ana muhalefet partisini ,ülkenin içinde bulunduğu bu durumdan dolayı sorumlu görüp pervasızca suçlayabiliyorsa buna pes demekten başka ne diyebiliriz ki …..
Yine bir başka muhalefet partisi ,kayıtsız şartsız; sırf diğer muhalefet partileriyle birlikte olmamak ,için ülke ve millet gerçeklerine ters düşse de işbaşındaki iktidarı destekleyebiliyor.
Hem de daha önceki söylemlerini yok sayarak.
Oysa Shakespeare “Bütün dünler, yarınları aydınlatan fenerlerdir.”
dememiş miydi?
Bugün ülkemizin en önemli sorunları , başta hayat pahalılığı,geçim derdi,işsizlik ,yolsuzluk olmak üzere , dış gelişmeler, ekonomi değerlendirmeleri, eğitim alanına ilişkin değerlendirmeler, gençlik değerlendirmeleri, hukuk, adalet ,özgürlük , sağlık, orman ve çevre ye karşı olan sorumsuzluklarımız ve duyarsızlıklarımız değil midir?
Bütün bu acı gerçekleri yok sayarak ,ülkeyi toz pembe gösterip halkı da memnun ve mutlu görenlerin yönettiği bir ülke de yaşıyoruz sanki.
Hatalarını göremeyen ve kabul etmeyen bir iktidar daha ne kadar ayakta kalabilir ki ?
Bizi yönetenler mi ,yoksa bizler mi ayrı dünyalardayız ?