Üretim olmayınca…
Necdet Buluz
Yukarıdaki başlığı bu kez gıda maddeleri için attık.
Nedenine gelince:
Türkiye, yapılan istatistikler sonucu dünyada gıda şampiyonu ülke olarak öne çıkıyor. Bunun anlamı “Gıda maddelerinin en pahalı olan ülkelerinden birisiyiz.” Her geçen gün de gıda sektöründe sıkıntı ve krizler yaşanıyor.
İsterseniz bunu biraz açalım:
Son yıllarda tarım alanında sıkıntılar var. Ekim alanları küçülüyor, tarımsal alanlar yok oluyor. Tarımla uğraşanlar da girdi fiyatlarının pahalılığından işi bırakıyor. Üretim düşüyor. Hayvancılıkta da durum farklı değil Bu satırlar yazılırken kırmızı et fiyatları % 20 zam görmüştü.
İşin bir başka ilginç tarafı da şu:
Gıda maddeleri dünyada birçok yerde düşüş gösterirken, Türkiye’de tam aksi yükseliş gösteryor.
Biz yine konuya resmi rakamlardan ve açıklamalardan yola çıkarak bakmak istedik:
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Mart ayı için açıkladığı verilere göre gıdada TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) son bir yılda yüzde 29.77’e artarak yeni bir rekora daha imza atmıştı. Dünya genelinde baktığımızda ortaya büyük bir tutarsızlık var.
Zira Türkiye’de gıda fiyatları rekor oranlarda artarken, dünyadaki gıda fiyatlarını düzenli takip ederek her ay Küresel Gıda Fiyat Endeks raporu açıklayan BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre küresel gıda fiyatları bu dönemde geriledi. FAO verileri küresel gıda fiyatlarının Mart ayında yıllık yüzde 3.6 düştüğünü gösteriyor.
FAO’nun aylık bazdaki verilerine baktığımızda dünya genelinde çoğu ülke vatandaşları her ay önceki aya göre fiyatı gerilemiş olan gıdalara erişebiliyorken, Türkiye’de vatandaşların aynı gıda ürünleri için daha fazla ücret ödemek zorunda kaldıklarını görüyoruz.
Haziran 2018’de dünya genelinde gıda fiyatları yüzde 1.76 gerilerken, aynı dönemde Türkiye’de bir aylık artış yüzde 6.33 oldu. Gıda fiyatlarında benzer bir radikal artış da geçtiğimiz yılın Eylül ayında gerçekleşti.
Dünya genelinde gıda fiyatlarının yüzde 1.73 azaldığı Eylül 2018’de Türkiye’de gıda yüzde 6.54 zamlandı. Ekim 2018’de de dünya genelinde gıda fiyatları yüzde 0.85 gerilerken Türkiye’de yüzde 3.24 arttı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) raporlarında da Türkiye’nin gıda karnesi kırıklarla doldu. Raporlara göre son bir yılda gıda fiyatları yüzde 29.77 artan Türkiye, OECD ülkeleri arasında gıda zammı şampiyonu oldu.
2018 yılında Türkiye’nin ardında gıda fiyatları en fazla artan ülke yüzde 5.2 ile Güney Kore oldu. Bu ülkeyi yüzde 5.1 artışla İzlanda, yüzde 4.6 artışla Macaristan izledi.
Nasıl oluyor da çok verimli topraklara sahip Türkiye’de gıda fiyatları dünyanın en yüksek seviyesinde seyrediyor? Bu soruya tek kelime ile cevap vermek gerekse karşılık şu olurdu: İthalat. Bu tablonun en önemli nedenlerinden birisi çiftçinin girdi maliyetlerinin, yani mazot, yem, gübre gibi girdilerin ithalata dayalı olması. Çiftçiyi ithal girdi kalemlerindeki fiyatla artışlarında tek başına bırakan hükümet, bu sonuçların ortaya çıkmasının birinci sorumlusu konumunda.
Uzmanlara göre patates, soğan ve et konusunda ithalat yoluna giden hükümet, artık ithalatın sorunları çözmediğini, bilakis daha da büyüttüğünü görerek doğru adımları atmalı.
Geçenlerde turizmci bir arkadaşımızla sohbet ediyorduk. Söyledikleri özetle şöyle oldu:
“Türkiye çok güzel, yurt dışında cazip görünün bir ülke. Ancak gıda ve içki fiyatları pahalı Eğer gıda ve içki fiyatları normal seviyelere düşmüş olsa, Türkiye’nin önünü hiç kimse kesemez.”
Özetleyelim:
Üretimin olmadığı yerde sıkıntı olur, pahalılık olur.
Türkiye tarım alanında üretimi artırabilecek topraklar sahip. Gıdada kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken, bugün birçok üründe dışa bağımlı hale geldik. Bunu önleyecek adımlar atılmalıdır.
Üretim konusunda başarı sağlandığında gıda ürünlerinde kalite ve fiyatta düşüşler de kendiliğinden gelecektir.
Yineliyoruz:
Üretim, üretim, üretim.
necdebuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz