Kıbrıs Türkleri azınlık durumuna
düşürülmesin…
Necdet Buluz
Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacı ile Cenevre’de bir araya gelen iki toplumun liderleri arasında yapılan “sır” görüşmelerde “sır” harita kafaları karıştırdı. Türk tarafının Rumlara toprak verdiği iddia edilen haritadaki durumun daha önce belirlendiği ve böylece Türk tarafının çok büyük tavizler vererek adada azınlık durumuna düşebileceği, Rum toplumu içinde eritilebileceği endişeleri giderek daha da çoğalıyor.
Geçenlerde M. Kemal Sallı, Önce Vatan Gazetesi’nde konu ile ilgili ilginç ve aydınlatıcı bir yazıyı kaleme aldı. Sallı, yazısında “Rumlar, “Hayır” dedikleri Anan Planı’ndaki haritanın bir benzerini, kendi haritaları olarak BM yetkililerine sundular. Rum tarafının büyük bir gizlilik içinde” sunduğu harita bizim için sır değil. İlk gençlik çağlarından beri hem mücahit hem de bilim adamı olarak Kıbrıs davamızı savunmakta olan Prof. Dr. ATA ATUN, 11 Kasım 2014 tarihli “Rumların Aklındaki Harita” başlıklı yazısı eşliğinde bu haritayı yayınlamıştı.”vurgusu yaptı.
Usta Gazeteci M. Kemal Sallı haber yorumunda “Rum tarafının sunduğu haritanın Türkleri azınlık durumuna düşürmeyi ve Rum toplumu içinde eritmeyi, KKTC’yi tarihe gömmeyi hedeflediğini biliyoruz. Bilmek istediğimiz, Türk tarafının BM yetkililerine verdiği haritada, Rum dayatmalarına ne ölçüde ödün verildiğidir?” sorusunu ortaya koydu.
Son derece önemsediğimiz ve bugünlerde yapılan bu görüşmelerin Türk tarafını nasıl eritmeye yönelik bir planlama içinde geçtiğinin görülebilmesi açısından M.Kemal Sallı’nın bu haber makalesini sizlerle paylaşmak istedik:
“Cenevre’de sürdürülen toplumlar arası görüşmelere karartma uygulandığından, tarafların, hangi konularda nasıl bir anlaşmaya vardıklarını ve BM kasalarına kilitlendiği söylenen haritaların sınırlarını bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey var, Rum tarafının büyük bir karatma uyguladıkları, kimselere göstermek istemedikleri haritaları bizim için sır değil.
Rumların Kıbrıs Türkü’nü her bakımdan azınlık duruma düşürmeyi hedefledikleri o harita, 1977’den bu yana toplumlar arası görüşmelerde hep masada oldu. KIBRIS Türkü’nün yılmaz Asenalarından Emete Gözügüzelli’nin belirttiği gibi, Rum tarafının BM kasalarına kilitlendiği söylenen harita 1977’deki Viyana 6. Tur Görüşmelerinden bu yana hep masada oldu ve her defasında Türk tarafının aleyhine genişletildi.
Prof. Dr. ATA ATUN BM KASASINDAKİ HARİTATI 11 KASIM 2014’TE YAYINLAMIŞTI Cenevre’de tarafların “büyük bir gizlilik içinde” BM yetkililerine verdikleri haritalar çelik kasalara kilitlendi. Rumlar, “Hayır” dedikleri Anan Planı’ndaki haritanın bir benzerini, kendi haritaları olarak BM yetkililerine sundular. Rum tarafının büyük bir gizlilik içinde” sunduğu harita bizim için sır değil. İlk gençlik çağlarından beri hem mücahit hem de bilim adamı olarak Kıbrıs davamızı savunmakta olan Prof. Dr. ATA ATUN, 11 Kasım 2014 tarihli “Rumların Aklındaki Harita” başlıklı yazısı eşliğinde bu haritayı yayınlamıştı.
Rum tarafının sunduğu haritanın Türkleri azınlık durumuna düşürmeyi ve Rum toplumu içinde eritmeyi, KKTC’yi tarihe gömmeyi hedeflediğini biliyoruz. Bilmek istediğimiz, Türk tarafının BM yetkililerine verdiği haritada, Rum dayatmalarına ne ölçüde ödün verildiğidir.. AB Anayasası’na aykırı olarak, Ada’nın tamamını temsilen AB üyesi yapılan Rumların en büyük hedefleri, görüşmelerde ve görüşmeler sonrasında varılacak anlaşmada, Kıbrıs Türkü’nü azınlık statüsüne düşürmek, KKTC’yi tarihe gömmek, bunun için de, BM, AB ve ABD’nin desteğini alarak Türkiye’nin garantörlük haklarını sulandırmaktır.
Cennetmekan Rauf Denktaş, engin deneyimi ile bu günleri görmüş ve ömrünün son demlerinde Hasan Erçakıca’yla yaptığı bir söyleşide, “Bundan sonra gelecek olan ilk öneri; Annan Planı’nı Rumların da evet diyebileceği bir şekilde, revize etmek olacaktır. Tabii bu girişim, bizim tarafa, orada verilen hakların kısıtlanmasını getirecektir. Buna dikkat edin!” demişti. Uyarıları kendisini rahmet ve saygıyla anmamıza vesile oldu.
RUMLAR KIBRIS SORUNUNU ULUSLAR ARASI ARENAYA TAŞIMAK İSTİYORLAR Rumlar, Cenevre’deki görüşmelere BM VE AB’nin yanı sıra Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’nin de masaya oturmasında ısrarcı olmuştur. Prof. ATUN 10 Aralık 2016 tarihli “Müzakere Döneminde Hedef Şaşırtma Oyunları” ve 13 Aralık 2016 tarihli “Beşli- Çoklu Toplantı Tuzakları” başlıklı yazılarında AB üyeliğinin kazandırdığı avantajların verdiği rahatlıkla,
Rumların Türk tarafına ne gibi tuzaklar kurmak istediklerini ayrıntılarıyla anlatmıştı. Tarafların büyük bir gizlilik içinde verdikleri haritaların BM kasasına konulup kilitlendiği gün, Rum Kesimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis görüşmelerin ‘tehlikelere gebe’ olduğu uyarısında bulundu. Hristodulidis’in sözünü ettiği tehlikelerin neler olduğunu bilmiyoruz, ama kendi toplumuna yaptığı sağduyu çağrısında “basına sızdırmaların” bir an önce son bulması gerektiğini vurguladığına göre, görüşmelerin gidişatı ve haritalar konusunda duyulmaması gereken bir durum mu var? Görüşmelerde varılan sonuç halkın oyuna sunulacağına göre, anlaşmalarda hangi konuda nasıl bir anlaşmaya varıldığı, tarafların BM ‘ye sundukları haritaların ayrıntıları kimden, neden gizleniyor? Kıbrıs Türkü’nün güvenliği, geleceği Türkiye’nin sorumluluğundadır. Kıbrıs Türkü’nü koruyup kollamak Türkiye’nin namus borcudur. Bunların yanı sıra, Kıbrıs konusu yalnızca Kıbrıslı kardeşlerimizi ilgilendiren bir konu değildir. Kıbrıs adası, stratejik konumu nedeniyle Türkiye’nin güvenliği açısından da çok önemlidir. “
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz