HAYAT KİLİM GİBİDİR !
YAHYA AKSOY
Çankaya Köşkü’nde Atatürk’ü ziyaret eden bir öğrenci,hatıra defterine not düşmesi için uzatır. Atatürk, “Hatıra
defterin hayat defterin olsun.Bütün anılarını burada yaz ki geleceğe armağan kalsın…”der.
“Hayatta kendi yolunu bulamayan başkasının yolunda yalpalar…”Muazzez İlmiye Çığ
Hayatı iyi oku kilim gibi doku, zeytin ağacı gibi koru. Asırlar öncesine uzana insanlar, halı, kilim ve ağaçlar üzerine
söylenen ve yazılanlar yaşamın felsefesini geçmişten geleceğe taşımaktadır. Altaylarda dokunan pazırık halısı,
Kaşkar ve Turfan’dan Orta Asya’ya ve oradan Anadolu’nun dört bir yanına taşınan el emeği, göz nurur ve ruh
taşıyan dokuma sanatına hayat veren halı ve kilimlerin motiflerinde ve desenlerinde halkın kültürel kimliği bulunur.
Geçmişi geleceğe taşır….
PAZIRIK halısı, eski Türk yurtlarından Altay Dağları’nın PAZIRIK vadisinde Hun kurganlarında bulunmuş olup,
zaman olarak da M.Ö. V. ve III. yüzyıllar arasına ait olduğu belgelenmiştir.
Orta Asya’nın bağrından çıkmış olan özgün PAZIRIK HALISI ve ŞARK HALISI ,Türk halıcılık sanatının temelini
oluşturmakta, bozkırda yaşayan ve gelişen Türk kültürünün temel değerleri olan “at-geyik-ağaç-kuş- su- ateş-
toprak gibi atalar kültünü yansıtmaktadır. ” Şark kültürü ve sanatı değerlerinin, efsanelerden gerçeğe uzanan
özünü ,Şamanizmin izlerini ve bütün gizemini, şark halısının ilmikleri arasında bulabiliriz.
Kurganlardan çıkan buluntu PAZIRIK halısının bozulmamış renkleri, desenleri ve motiflerinde yer alan,
göbeğinde simetrik kareler içerisinde çiçek motifleri, bunun çevresini saran çizgiler arasında sıralanmış uyumlu
geyik desenleri,onu saran çerçevede yıldızlar, onu saran çerçevede geleneksel kıyafetli birbirini izleyen atlı
biniciler ve en son dış alanda toprak ve suyu simgeleyen saçaklar, cennet kuşu motifleri, at haşaları, ayin figürleri,
bukleler, dolamalar,lüleler ,ilmikler bize çok ayrıntılı kültür ve sanat sayfaları açmaktadır.
Altay’larda eski Türk budunlarının yurtlarında Pazırık ve Başadur bölgelerinde, kurganlardan asırlar sonra
çıkarılan PAZIRIK halısı, dokuma sanatında, renk, ışık, desen, ahenk, ruh ve anlam bütünlüğü ilmiklerle
sarmalanmıştır. PAZIRIK halısı kitaplara, kataloglara, şiirlere ve makalelere sığmayacak otantik ve özgün bir
yüceliktedir.
Petrograd Eremitage Müzesi’nde bulunan Altay kazılarında ortaya çıkan buluntular arasında yer alan ve ahşap
zeminde üzeri cam kaplamalı koruma alanı içerisinde özel korumalı demir kapılar ardında saklanan Pazırık
halısı’na ait en güzel örnekleri görmek kolay olmamakta.
Halı ve kilimleri ile ünlü Milas için şiir yazan Maksut doğanIn ifadesiye ;”…Milas köyleri düz ayak değil/İçime yığılı
durur yollar/ Alıp başımı gidesim gelir/ Fesleğen Yaylasında nar yeyip/ Karacahisar halısına binesim gelir/ Başımda
bulutlardan bir sarık/ Dur durak bilmeyen insanlara/Sususz kalmış derelere varasım gelir.”
.
“Ruh neşesini çalışmakta bulur.”SHELLE./Bir Uygur atasözünün ifade ettiği gibi ” Yer doymazsa er
doymaz.”/“Dünya durmayan bir salıncaktır:Orada her şey toprak, Kafkas’ın kayalıkları ,Mısır’ın
piramitler,hem çevresiyle birlikte,hem de kendi kendine sallanır.” Montaıgne
Balıkesir Sındırgı,Yahyalı, Bünyan, Sarız , Kuruhöyük,Çanakkale, Kars,Aydın Çine, Konya, Uşak
Eşme,Kilis,Gazi Antep,Muğla Milas başta olmak üzere ülkemizin dört tarafında yünleri kök boya olan el
dokuması yastık, yolluk, seccade, halı,kilimlerin tezgâhlarda dokunarak üretilmesi geçmişten geleceğe
uzanmak. İç ve dış pazarlarda ilgiyle karşılaşmakta. Kullanılan malzeme/Kullanılan boyalar/Kullanılan renkler/Dokuma
tekniği./Ölçüler mesleki eğitim okullarında ele alınmakta
Bu alanda Eşme dokumaları bize en güzel örnekler sunmakta.:Yörük-Türkmen kökenli yerleşim yeri olması
sebebiyle göçebe kültürünün pek çok özelliğini göstermektedir. Kökboyası kilim ve halı kültürü bunun temel
göstergesidir. Yöresel birikim ile dokunan Eşme kilimi Anadolu’nun başka yörelerinde olmayan yapısal özelliklere
sahiptir. Eşme Kilimleri, genelde tacirlerin siparişleri ile, ticari amaçla dokunmaktadır. Bunun yanı sıra, Eşme
halkının kendi evleri için dokudukları kilimler vardır ve az da olsa bazı evlerde halen kendi ihtiyaçları için dokuma
yapılmaktadı.
Öteden beri halkın kendi ihtiyacı için dokuduğu eski kilimlerde iplikler, dokuyucu tarafından evde eğrilip bükülmüş
ve yine evlerde kök boya ile boyanarak hazırlanmıştır. Bu kilimler rengi, yangısı (motifi) ve kompozisyonu ile
bölgeye has özellik göstermiştir. Eşme’de kilimler, evlerde “Istar” denilen dik tezgâhlarda, kadınlar tarafından
dokunulmaktadır.
Eşme kilimi adından da anlaşılacağı gibi geçmişten günümüze aslında bir kilim dokumadır. Ancak bu dokuma farklı
ürünlerin yapımına da imkân veren bir dokumadır. Teknik açıdan ve özellik açısından hiçbir fark olmamakla birlikte
farklı boy ve ende dokunarak farklı ürünler ortaya konmuştur. Eskiden bu dokuma ile elde edilen ürünlerin en
önemlisi kilimin yanı sıra çanta, heybe, yastık kılıfları, minder kılıfları, sofra bezi gibi ürünlerdir. Günümüzde ise kilim
çoğunlukla yer döşemesinde kullanılmaktadır. Ayrıca araç içi koltuk döşemeleri de Eşme kilimi ile elde
edilebilmektedir. Modern kullanım alanı ise duvar panolarıdır.Uluslararası festivallerle tanıtımı yaygın ve etkin bir
şekilde yapılmakta…
Altınbaş Kilimi: Eşme için özel olan ve benzerini Reyhanlı Türkmenleri’nin de dokuduğu bir kilim
,Altınbaş Kilimidir. Altınbaş kilimlerinde motif ve kompozisyon ,ayrı bir özellik gösterir.Tek eksen üzerinde sıralanmış
dikdörtgen toplar kıvrım denilen , taban tabana gelecek biçimde yerleştirilmiş ‘’eli belinde kız’’ ve tavşan Topuğu
motifleri ile dolguludur. En eski Altınbaş kilimlerinde dörtgenlerin ortasında bir kıvrım onun etrafında Tavşan Topuğu
motifleri bu kilimlere özgü bir şekilde sıralanmıştır.Dikdörtgenler dışında kalan kilim zemini yine bu kilimlere has çok
zengin motiflerle süslenmiştir.Kilimler bordürlüdür. Bordürler de yine bu kilimlere has motiflerle bezenmiştir.
Zemin ve bordürlerde Bintepe , Kurbağacık , Elmacık , Kazan kulpu , Sandıkulpu , Yılıkıç , Bukağı ve diğer zengin
motiflerle süslenmiştir.
Toplu Kilim: Toplu kilimlerde genel olarak baklavaya yaklaşan iç içe kancalı basık altıgen madalyonlar bir eksende
tek veya çift sıra halinde yan yana yerleştirilmiştir. Madalyonlara bölgede Top denir. Top sayısı kilimin büyüklüğüne
göre değişir. Top sayısına göre kilime ad verilir. Üç, beş ya da yedi toplu kilim gibi. Bu kilimlerde kancalı altıgenlerle
dolgulanmış toplar genelde merkeze doğru eşkenar dörtgene dönüşür. Kilimlerin bir kısmında ise toplar basamaklı
ve kancalı ya da kıvrımlı dikdörtgenlerle süslenmiştir. Ortada bir eksende sıralanan topların yanı sıra aradaki
boşluklara ana toplardan daha küçük ölçüde iki taraflı toplar yerleştirilen kilimlere Yan Toplu Kilim denir. Yan topların
büyüklüğüne göre arada boşluk kalır veya kalmaz. Boşluk kaldığı takdirde kilimin zemini çeşitli motiflerle dolgulanır.
Bu kilimler genelde tek bordürlüdür. Su, toprak, doğa , canlılar ve yaşam felsefesi ilmik ilmik motiflere aktarılır.
Halının yaşı : Halının yaşı eski bir halıda aranan özelliklerin başında gelir. Bugün bir halının antika olabilmesi için yaklaşık 100 yılın üzerinde bir
yaşa sahip olması gereklidir. Çünkü antika bir halıda aranan diğer özelliklerin sadece böyle bir halıda olma olasılığı vardır.
“…Kıyamet kopsada durma ağaç dik/ Zelzeleyi önler belki yerden kök/Kin kibir ise bunu kalpden sök/ Gizlenmez bu leke görülür oğul…” Âşık
Beyani
Hayat ağacı Zeytin kutsaldır. Ayeti ve Duası vardır.”Sizin için hurma,incir ve zeytin ağaçları yarattım” ilahî buyruğu
bunun en kutsal ifadesidir.Zeytin Mitolojik efsanelerde, kutsal kitaplarda,destanlarda, şiirlerde,doğa ve insanla ilgi
bilimsel eserlerde adı hep en başta geçen zeytin ağacı, hayat ağacı olarak tanımlanır. Zeytin ağacı hayatın simgesi
ve hayat kaynağıdır, Efsaneye göre , Apollon ve Kyrene’nin oğlu,güneş,sanat, müzik,şiir ve hitabet tanrısı Aristaios,
zeytinden yağ çıkarmayı icat ederek insanlığa armağan etmiş.
Dünyada zeytinin ilk endüstriyel tesisi Urla’da yapılmış. Anadolu’da çok zengin ve çok derin bir zeytin ve zeytin
yağı kültürü vardır. Mitolojik öykülerde örneklerini görebiliriz. İlk zeytin ağacı Delice’nin evcilleştirilldiği coğrafya
Urla bölgesidir… Mardin, Hayat ve İzmir’e uzanan ve aşılamaya dayanan zeytinler güncelliği korumakta. Bu kültür
değerimiz UNESCO tarafından “ Somut Olmayan Külür Mirası” listesine alınmıştır.
“Zeytin Ağacı Gibi Yaşlanmak… Zeytin ağacına boşuna ölümsüz ağaç demezler. Kutsal kitaplarda yer
alan . barış, sağlık, bereket, uzun ömür,saflık anlamları ile yüklü,binlerce yıllık bir kültür ürünü ve sıkılan
ilk dane olan zeytinin duası bulunmakta: “Allah ömrünüzü zeytin ağacı gibi uzun,zeytin gibi
bereketli,zeytinyağı gibi sıhhatli yapsın.”Cennette iki ağaç vardır: Biri incir ‘gerçek ağacı’,diğeri ise zeytin ‘
hayat ağacı…Hayatı kilim gibi doku, zeytin ağacı gibi koru…
“Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi
katılaşır./ “Yanlışı gören ve önlemek için el uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.”(Kızılderili özdeyişi) /Doğayı anlayan
Özgürlüğü keşfeder(Spinoza) / Korkulmasın,işler kötü, gün solgun diye,Güneşli günlere kapalı kalmaz pencereler( Maksut
Doğan)/ Seçimleriniz kaderinizdir, başka kimse sizi kurtaramaz(Satre) sözleri ışığında takvimler değişirken yeni bir yaşam
anlayışı,iradesi ve ümidi ile yeni yıllara koşmanızı dilerim.