Uyku

deyip

geçmeyin…

 

Necdet B.SİVASLI

 

 

Özellikle 65 yaş ve üstündekiler için uyku çok önemli. Uzmanlar “Zamanında ve iyi uyku sağlıkla orantılıdır” diyor. Uyku alanında kesintisiz uykunun sağlıklı bünyeleri daha sağlıklı duruma getiriyor. Vücudun direnci artıyor. İyi uykunun öylesine önemi var ki doktorlara muayeneye gidenlere doktorlar uykuyu da soruyor. Sağlık sorunu yaşamayanların uykusu da kaliteli oluyor.

Uykusuzluk çekenler gün içinde kendilerini daha yorgun hissettiklerini söylüyor. Uyku kalitesi düşünce vücutta yorgunluk da oluşuyor.

Uykusuzluk çekenlerin, iyi uyuyanlara kıyasla kalp hastalığı, diyabet ve depresyon riskinin yüzde 28 ila 81 daha fazla olduğu da görülüyor. Özetle, uykunun sağlıkla sıkı bağlantıların olduğu söyleyebiliriz.

Uyku deyip geçilmesin. Kesintisiz ve kaliteli uyku uyuyanlar hastalıklarından arındırılıyor. Eğer vücutta bir rahatsızlık varsa iyi bir uyku mümkün olmuyor. Örneğin bir diyabetli ya da prostat sorunu olanların kaliteli ve kesintisiz bir uyku uyumaları mümkün olmuyor.

Bilim insanları değişen hastalık riskine sahip dört tip uyku şeklini belirlerken aralarında hastalık geliştirme açısından en yüksek risk altında olanları da açıkladı.

ABD’deki Penn State Sağlık ve İnsani Gelişme Koleji’nden bilim insanları, on yıl boyunca yaklaşık 3.700 katılımcının uyku alışkanlıklarını takip etti.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Orta Yaş Araştırması’ndan (MIDUS) elde edilen tarihi ulusal verileri kullanarak, orta yaşlı katılımcıların 2004 ile 2014 yılları arasında kendi uykularını nasıl değerlendirdiklerine baktılar.

İnsanların uyku düzenlerinin yaşlandıkça nasıl değiştiğini ve bunun kronik durumların gelişmesiyle nasıl ilişkili olabileceğini belirlemeye çalıştılar.

Analiz, her katılımcının dört farklı kategoriden birine girdiğini gösterdi: iyi uyuyanlar, hafta sonu uyuyanlar, uykusuzluk çekenler ve kestirenler.

İyi uyuyanlar, uzun ve tutarlı saatler uyuduklarını ve gün boyunca uykularından ve uyanık oldukları saatlerden memnun hissettiklerini bildirdi.

Hafta sonu uyuyanlar, hafta içinde düzensiz veya daha kısa uyuyan, ancak hafta sonları daha uzun uyuyan kişilerdi.

Katılımcıların yarısından fazlası en kötü iki uyku kategorisine girdi: uykusuzluk çekenler ve kestirenler.

Uykusuzluk çekenler uykuya dalmakta zorlandılar ve diğer gruplarla karşılaştırıldığında genel olarak daha az uyudular. Uykusuzluk çekenler gün içinde kendilerini daha yorgun hissettiklerini ve uykularından daha az memnun olduklarını bildirdiler.

Belirlenen son uyku kategorisi şekerleme yapanlardı. Bu katılımcılar oldukça tutarlı bir şekilde gece uyuyanlardı ancak gündüzleri sık sık kestirdiklerini bildirdiler.

Ekip daha sonra farklı uyku grupları arasında hastalık riski kalıplarını araştırdı. Altta yatan sağlık koşulları, sosyoekonomik faktörler ve çalışma ortamı gibi katkıda bulunan diğer faktörleri kontrol ettiler.

Uykusuzluk çekenlerin, iyi uyuyanlara kıyasla kalp hastalığı, diyabet ve depresyon riskinin yüzde 28 ila 81 daha yüksek olduğunu buldular.

Şekerleme yapanların, iyi uyuyanlara kıyasla diyabet riski yüzde 128, kırılganlık riski de yüzde 62 arttı. Uzmanlar, ikinci bulgunun, şekerleme sıklığının yaşla birlikte artmasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

CDC’ye göre yetersiz uyku, vücudunuzun ve zihninizin günün stresini onarmak ve toparlanmak için yeterli zamana sahip olmadığı anlamına geliyor ve kronik stresin bir dizi hastalıkta faktör olduğu biliniyor.

 

YanıtlaYönlendir