Ender YOLDAR

Önce Kayseri’de başlayan ve daha sonra bir kaç şehrimizde cereyan eden ülkemizdeki yabancılara karşı oluşan eylemler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından; ”Kayseri’de son derece rezil bir olay üzerinden bir kaos oyunu oynandı. Ne biz ne de Suriyeli kardeşlerimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz” şeklinde karşılık bulması dikkat çekti.

Bu sözler tabii ki irdelenmeye ve eleştirilmeye açıktır. Hele hele bu tür ortamlarda pusuda bekleyen karanlık güçler her zaman vardır. Bunlara karşı en sert tedbirleri almak ve uygulamak ta bu ülkeyi yönetenlerin görevidir.

İktidara yakın bazı mahfillerde ve köşelerde, bunlarla gerçek vatanseverleri aynı kefeye koymak, daha da ileri giderek Türkleri ikinci sınıf vatandaş kategorisinde göstermek isteyenleri gördükçe üzüntümüz daha da büyüyor.

Bu köşede ülkemizde neredeyse birinci sınıf muamelesi gören bu yabancılara karşı ilk günden beri politik duruşunu değiştirmeyen Zafer Partisi lideri

Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın  yaptığı basın açıklamasından bir  bölümünü sunacağız.

Özdağ; AK Parti’nin 2011’den bu yana izlemiş olduğu hatalı Orta Doğu, Suriye ve açık kapı politikası neticesinde ülkemize 5 milyon kayıtlı Suriyeli geçici koruma altına alınmış sığınmacı, 2 milyon kaçak Suriyeli, 2 milyon en az Afgan, 2 milyon değişik Afrika ülkesinden gelen insan ve 2 milyonu aşan Pakistan, Rusya ,Mısır, Libya, Bangladeş vs. ülkelerden gelen insanla birlikte 13 milyonu aşan bir yabancı nüfus olduğunu ve her gün sınırlarımızdan kaçak olarak resmi raporlara göre bin ile bin 250 arasında insan geçtiğini söylüyor .

Özdağ; Sınırlardan geçen kaçaklar dışında gümrük kapılarından para karşılığı, rüşvetle geçen bir çarkın oluştuğu konusunu yıllardan beri biliyor fakat söylemiyorduk. En son gerçekleşen general dahil tutuklamalar aysbergin sadece su üstündeki kısmıdır. Ve yine kaçaklara geçici sığınmacı statüsü veren ki bu sadece Suriyelilere verilen bir statüdür ya da oturma izni veren ücreti karşılığı bir yapı bürokrasi içerisinde oluşmuştur. Bu konuda da bir siyasetçi bürokrat iş birliğiyle adeta oturma ve vatandaşlık satılmaktadır. Afrika’daki büyükelçiliklerimizde bu konuda büyük bir sorun vardır. diyerek bu işin artık bir ticari olaya dönüştüğünü vurguluyor.

İşin asıl acı tarafı da ülkenin gerçek evlatları olan Türklerin para ile elde ettiği hizmetleri yabancıların para ödemeden sağladıklarını belirterek şunları söylüyor Prof. Dr. Ümit Özdağ;

-Eczanede Türk insanı ilaç farkını ödemekte, sığınmacı ilacı bedava almaktadır. Ve bu on iki yıldan beri devam ediyor. Hiçbir millete böyle bir zulüm yapmaya hiçbir hükümetin hakkı yoktur.

Türklerde doğum hızı bir buçuğa kadar düştü. Onun altına düştüğü de ifade ediliyor. Suriyelilerde, Erdoğan’ın Hacettepe Üniversitesi’ne yaptırmış olduğu araştırmaya göre 5.3. Eğer bazılarının istediği gibi sadece Suriyeliler sığınmacı artık kaçak durumunda olan 7 milyon Suriyeli, Türkiye’de kalırsa 2040 yılında bu ülkede Suriyeli sayısı bu nüfus artış hızıyla 21 milyona ulaşacaktır. Diğerlerini hiç saymıyorum..

Özdağ’ın anlattığı olaylar o kadar çok ki, biz de yerimiz sınırlı olduğu için ”gerisini hiç saymayalım” ve şimdilik bu kadar ile yetinelim.