Sağlık
sorunları
erken
ölümleri
getiriyor…
Necdet B.SİVASLI
Sağlık sorunuz mu var, doktora gitmekten ve tedavi olmaktan kaçınmayın. Konu ile ilgili olarak yapılan analizlerde “Sağlık sorunları erken ölümlere yol açıyor” denildi. Son yıllarda özellikle kalp krizleri nedeni ile ölümlerin çoğaldığına da dikkat çekiliyor. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uyarılarda bulunuyor.
Bu arada kimyasal ürünleri kullanmaktan da uzak durun.
Uzmanlar, “güçlü endüstrilerin”, hükümet politikalarına ve kanser, kalp hastalığı ve diyabet vakalarını azaltma çabalarına müdahale etmeleri nedeniyle sağlık sorunlarına ve erken ölümlere yol açtığını söyledi.
DSÖ yeni raporunda, “endüstrinin gücünü sınırlamak için sıkı düzenleme” ve hükümetlerin, sanayi tarafından düzenli olarak “zorlanan, ertelenen, zayıflatılan veya durdurulan” sağlık politikalarını ileriye taşıması çağrısında bulunuyor.
DSÖ, Avrupa’da her gün 7.400’den fazla kişinin “ticari endüstrinin yönlendirdiği” zararlı ürün ve uygulamalar nedeniyle öldüğünü söyledi.
Raporda, “Bu ticari ürünler, kalp-damar hastalıklarından (%51,4) ve kanserden (%46,4) kaynaklanan önemli ölümler de dahil olmak üzere tüm ölümlerin yüzde 24’üne katkıda bulunuyor” denildi.
Belgeye göre genel olarak tütün, alkol, UPF gıda ve yakıt endüstrileri Avrupa’da yılda 2,7 milyon ölümden tamamen veya kısmen sorumlu.
Bu arada küresel tablo; tütün, UPF’ler, fosil yakıtlar ve alkolün yılda 19 milyon ölüme, yani tüm ölümlerin yüzde 34’üne neden olduğunu gösteriyor.
Verileri açıklayan DSÖ, Avrupa’da yılda 1,15 milyon ölümün sigaradan, 426 bin 857’sinin alkolden, 117 bin 290’ının işlenmiş et ağırlıklı beslenmeden ve 252 bin 187’sinin ise tuzdan zengin beslenmeden kaynaklandığını söyledi.
Bu rakamlara obezite, yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri veya yüksek kolesterol düzeyinin neden olduğu ölümlerin dahil olmadığı ve bunların hepsinin sağlıksız beslenmeyle bağlantılı olduğu belirtildi.
Raporda hükümetlere, bireyleri suçlamak, pazarlamak, dezenformasyon yaymak, sosyal medyada tanıtım yapmak, lobicilik yapmak ve hedeflerini destekleyen araştırmalara fon sağlamak gibi “bilimi altüst etmek” gibi sanayi tarafından kullanılan taktikleri tanıma çağrısında bulunuldu.
DSÖ, “tüm büyük şirketlerin öncelikli çıkarının kâr olduğunu” ancak büyük bir pazar payına sahip olmanın “çoğunlukla siyasi güce de dönüştüğünü” söylerken “Sattıkları ürün ne olursa olsun, onların (endüstri) çıkarları ne halk sağlığıyla ne de daha geniş anlamda kamu çıkarlarıyla örtüşmüyor.”
“Satışlarını ve karlarını etkileyebilecek her türlü politika bu nedenle bir tehdittir ve bu politikanın geliştirilmesinde hiçbir rol oynamamalıdırlar.” diye ekledi.
Ancak serbest piyasa kuruluşu Institute of Economic Affairs’in yaşam tarzı ekonomisinin başkanı Christopher Snowdon, verileri “saçma” olarak nitelendirdi.
Snowdon’un bu konudaki görüş ve uyarıları şöyle:
“Alkol, tütün ve tuz gibi ürünler binlerce yıldır kullanılıyor ve yarın çokuluslu şirketler ortadan kalksa da hâlâ kullanılacak. Her bireyin bunları nasıl kullanmayı seçeceği tamamen kendi meselesidir. Bu, halk sağlığı araştırması kisvesine bürünen aşırı solcu bir siyasi ajitasyondur. Tüketicilerin doğru seçimi yapma kapasitesine (zaman veya kaynak) sahip olmadıklarını ve bu nedenle hükümetin, dadı gibi devletin tüm aygıtlarını kullanarak seçimlerini onlar adına yapması gerektiğini iddia ediyorlar. Bu yarım yamalak Marksizmin kendi adına yayınlanmasına izin vermesi DSÖ adına üzücüdür”
YanıtlaYönlendir |