NEVZAT AKSOY
Değerli okuyucularımız,
.Kendi-
mizi hayatın allı pullu, ihtişa-
mına öyle kaptırdık ki, ölüm gerçeğini unutup, nefsimizin
esiri olmada dümeni, içimiz-
deki gizli düşmana teslim ettik.
Hayatın hep böyle de-
vam edeceğine inanarak, insanlığı, dostluğu, iyiliği, akrabalık haklarını, doğruluk ve adaleti, ahlak ve erdemin bize yüklediği sorumluluğu, öyle hoyratça bir şekilde har-
cadık ki, hayatın adeta birer enstrümanları olan bu de-
ğerlerin kıymetini bilemedik.
Nice dini bayramlar, ve ramazan aylarını geçirdik ve
yaşadık bir türlü bu kutsal günlerin anlam ve manasını anlayamadık.Ve gittikçe es-
kiden bizde var olan bu bay-
ram sevinci ve birbirimizle olan diyaloglar, kendini bir soğumaya ve hatta bu gelenekleri bitirme noktası-
na getirdik.
Neler oldu bize? niye bu kadar birbirimizden soğuduk? deyip bir türlü arkamıza bakıp ta, kendimizi
frenleyip, sorgulayamadık.
Depremler, doğal afetler, ka-
za ve belalar, ölümlerle iç içe yaşadık, fakat bunların
bize verdiği mesajı kavraya-
madık.
İnsanlık öyle bir hale gel-
diki, sanki hayırda değil de şer yaşatmada bir yarışa gir-
di.
Artık kimse kimseye gözü
açılmadı, haset ve kibir in-
sanları öyle kuşattı ki, mal ve maddiyat sevgisi haşa
Allah ve ahiret sevgisinin
önüne geçti.
Zenginlerin gözü doymadı. Bazı idareciler makam ve mevkinin esiri ol-
du.Adaletsizlik ve insana saygı kalmadı.Ana babaya itaat, kalmadı, menfaat ateşi
aileye sıçradı.Kardeşlik bağları zedelenip, aile kuru-
mu yara aldı.
Dünya sevgisi öyle bir insanlığı sardı ki, birbirinden habersiz bir gaflet içindeki insanlık çağını önümüze koydu.Tabiri
caizse devam eden dünyanın içinde barındırdığı ölüler insanları dersek bizleri kimse yadırgamasın.
Tok açın halinden, darda olanın elinden, hasta olanın halinden, anlamaz olup şükrü bilip, Allaha hakkıyla bir kul olamadık.
Halbuki insan olarak isteseydik, bu insanı vasıflar bizden uzakta değildi.
Bizle var olan bu insani vasıflarımızın farkına varabilseydik, bunca yaşadığımız musibet bizi yakalamadan, biz hesaba çekilmeden, kendimizi hesaba çekmeliydik.
Dünya iki kapılı bir han olduğunu, bir kapıdan girip, diğer kapıdan çıkacağımızı unutmayalım.Her geçen gün dünyadan uzaklaşıp, ahirete yaklaştığımız bu dünyada sınavımız kırık notlarla doludur.
İmtihanımızın mutlu bir sonla buluşması için, dünya ve dünyalıklara aldanan değil, Allaha ve ahirete kavuşma sevda ve gayretiyle, artık uyanan kullar olmalıyız.