Ender YOLDAR
Uzun zamandan beri sürekli yeni rekorlar deneyen enflasyonun düşmeye başlaması bekleniyordu ama beklenenin çok ötesinde bir gerçekleşme çıktı ve yine karşımıza Şubat Enflasyonu yüzde 4,53 ,Yıllık enflasyon ise yüzde 67,07′ olarak çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Enflasyonda trend programla uyumlu bir şekilde. Ocak ayında enflasyon bir miktar yüksek çıktı. Şubat’ta onun devamı olabilir. Mart’tan itibaren enflasyon trende oturacaktır. Ama yıllık enflasyon yüksek kalacak” dedi.
Şimşek büyük umutlarla neredeyse kurtarıcı sıfatıyla yeniden göreve getirilirken ekonomi çevreleri de bayağı umutlanmıştı.
“Programımızın özü enflasyonu tek haneye indirmektir” diyen Şimşek,in bu sözünü yerine getirip getirmeyeceğini her ne kadar zaman gösterecekse de piyasadaki hareketler ve beklentiler bu konuda hiç te umut verici değil.
Çekirdek enflasyonun aylık bazda TÜFE’den daha fazla” yüzde 24,05” artmış olması önümüzdeki aylarda enflasyondaki artışın yine yüksek düzeylerde devam edeceğini gösteriyor.
Asıl korkutucu nokta burası. Çünkü bu büyük artış Merkez Bankası’nın para politikası uygulamasının işlevsiz kaldığını (ya da alınan parasal önlemlerin etkisinin gecikmeli olarak ortaya çıktığını düşünürsek) çok geç kalınmış tedbirler olduğunu ortaya koyuyor.
Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez’ in tesbitlerine göre :Türkiye’nin, dünyada enflasyonun düşük seyrettiği bu dönemde bu kadar yüksek düzeyde enflasyon yaşaması bu konuda gerçekten mücadele etmediği anlamına geliyor.
Enflasyonun, 1980’lerdeki gibi denetimden çıkmış halde yükselmesinin en olumsuz etkisi enflasyon alışkanlığı denilen olguyu tekrar gündeme getirmesi şeklinde karşımıza çıkacak.
Enflasyonist beklentilerin yerleşmesi halinde insanları enflasyonun düşeceğine inandırmak artık kolay olmayacak.