UNUTULMAYAN ŞAİR GÜLTEN AKIN
/ 23 Ocak 1933 – 4 Kasım 2015 /
YAHYA AKSOY
Uzun Yağmurlardan Sonra
“Sen yağmurlu günlere yakışırsın/Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır/Işırsa beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgarlar gelir geçer/Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuturlar
Kahredersin başın önüne düşer/Düşerse beni unutma”
Gülten Akın. 23 Ocak 1933 yılında Yozgat’ta doğdu. Ortaöğrenimini Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi ‘nde tamamladı. 1955’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1956’da Yaşar Cankoçak’la evlendi. Beş çocuk büyüttü. 1958-1972 arasında kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle Anadolu’nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. Bir dönem Türk Dil Kurumunda çalıştı. İnsan Hakları Derneği’nde yöneticilik yaptı.
Avukatlık yaptığı dönemde mağdur insanların davalarına ücretsiz girdiği için “kötü örnek teşkil ettiği gerekçesiyle” baro tarafından uyarıldı. Ayrıca ezilen toplum kesimlerini desteklediği için sert eleştiriler aldı. Dönemin siyasal ortamından ötürü ailesi ile birlikte çeşitli sıkıntılar yaşadı.
Sağlam karakteri ve vicdanlı tavrı ile geniş kitlelerin takdirini kazandı. Uzun yaşamı boyunca fikirlerinden hiç taviz vermedi ve sanat dünyasına aralıksız olarak katkı sunmaya çalıştı. Edebiyat tarihinde seçkin yerini alarak ölümsüzlüğe kavuştu. Bozkırda doğum yüreğinin sesiyle, okyanuslar aştı ve arşa ulaştı.
Orda Kaldım
“Giden gitti -yiten zaman/açtığın kapıdan girdim, adımı söyledin/işte orda kaldım”
Gülten Akın’ın sanat anlayışı: Gülten Akın’ın edebiyat serüveni çok genç yaşta başlamıştır. Daha lisedeyken bazı dergilerde şiirleri yayımlanmıştır. Ancak onun özgünlüğü yakalayıp başarılı bir şair olarak ortaya çıkışı 30’lu yaşlardan sonra olur.
Bireysel temaların işlendiği lirik şiirlerle sanat yaşamına adım atan sanatçı daha sonra toplumsal içerikli şiirler yazmıştır. Sanat yaşamının son dönemlerinde ise İkinci Yeni akımının imgeli sanat anlayışını benimsedi.
Toplumcu gerçekçi edebiyat anlayışını sürdürdüğü dönemde Nazım Hikmet’in etkisinde kaldı. Bu dönede aynı zamanda halk kültüründen faydalandı. Ancak folklorik eserler vermek yerine modern şiirin ile halk edebiyatı tarzını birleştirmeye çalıştı.
Gülten Akın’ın birçok şiiri bestelendi ve halk tarafından büyük ilgi gördü. Sözlerini yazdığı pek şarkı
günümüzde halen yaygın olarak seslendirilmektedir. Bu şarkılardan en meşhuru Deli Kızın Türküsü adlı eserdir.
Deli Kızın Türküsü
“Sana büyük caddelerin birinde rastlasam/Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak/Anlasan/Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı/Düşünsem hayır düşünmesem/Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki/Başlar biter kendi kendine o türkü”
Gülten Akın’ın eserleri: Sevda Kalıcıdır/Ağıtlar ve Türküler/Seyran Destanı/Kestim Kara Saçlarımı/Uzak Bir Kıyıda/Sessiz Arka Bahçeler/Kırmızı Karanfil/Rüzgâr Saati/Sığda/Sonra İşte Yaşlandım/Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı/İlahiler.
Ayrılar Gemisi
“Bunlar en mutlu günleri ayrılığımızın/Yanaşmadan özleminin limanlarına
Bir uzun hava içinde kendimiz kendimizin/Uzasın dönmenin saçları, çağırma uzasın”
Yağmurlu /
“Uzağı ne zaman düşünsem aydınlık/Burda geceler kaldı sen gittin
Geceyle uyku suyla yosun/Benimle olduğun bilmez misin
Uzak ve beyaz şehirlerden/Bir ince yağmurla gelirsin
Gece bekçisini sokağından/Garibi yatağından çeker alırsın
Bir hikaye bilir söylerim/Dost yıldızlara karşı ve sabaha doğru
Bu hikayenin bir ucu sendedir/Kurtarmak isterim kurtarmak isterim/Bütün uçurtmaların ipi elindedir.”
Kestim Kara Saçlarımı
“Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi/Bir şeycik olmadı deneyin lütfen
Aydınlığım deliyim rüzgarlıyım/Günaydın kaysıyı sallayan yele
Kurtulan dirilen kişiye günaydın/Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
Bir yaşantı ile karşılayanlara/Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum.”
Çağrı
“Gün uzun türküsünü bitirdi/Karlı dallara yürüdü karanlık/Yalnızlık çekilmez bu vakit
Delirdi denizde yosun çayda balık/Gel artık”
” …. / siz neyi taşıdınız / ben neyi taşıdım / yaşlı bir şairin gösterdiği uçlar / kilise müziği , siren sesli küçük oğlan / kır menekşeleri , Halep asması / kavaklar , zeytinler , rüzgar / hindiba toplayan çingene kızı / puhu kuşu / ağır taşlardan geçirilen su / henüz duruyorken/…Bende bir Gülten kaldı / hangi bağa diksem yabancı .” Tarihi edebiyattan öğrenmek isteyenler şiirler okumalıdır.
Şiir ve şair kavramlarını kaynaştırarak sonsuzluğa ve evrensele taşıyan Gülten akın, Edebiyat Tarihinde özgün yerini alarak unutulmaz şairler arasında yerini aldı. Söz sanatının ustaları şairler ölümsüzdürler…
“Ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” diyen Türk Edebiyatı’nın önemli kadın şairlerinden Gülten Akın’ı anlayarak ve anlatarak rahmetle anıyor,unutmuyoruz.