“Mimarlar Odası Ankara Şubesi, ceza davasından beraat etti”
“Mahkeme: Basına ödül vermek suç değildir”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinin bir gazeteciye “Emre Madran Basın Ödülü” verdikleri gerekçesiyle “terör örgütü propagandası” suçundan yargılandıkları ve ceza verilen hukuk garabeti dava, istinaftan döndü.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 19 Ceza Dairesi, gerekçesinde basına ödül vermenin terör propagandası sayılamayacağını belirtirken, yasal unsurlar açısından da suç oluşmadığını vurguladı. Mahkeme, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Yönetim Kurulu üyeleri Muteber Osmanpaşaoğlu ve Ece Yoltay hakkında terör örgütü propagandası yapmaktan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası, kamu hizmetlerinden men, seçme seçilme haklarından mahrum bırakılma cezalarını kaldırarak, beraatlerine karar verdi.
“Vicdan zorbalığı yenmiştir, darısı işe iade davalarımıza”
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Gazetecilere çevre haberi yaptığı için ödül vermemizden kaynaklı, siyasi bir kararla bizi susturmak istediler ancak başaramadılar. Türkiye’de özgürlüğün ve yaşam hakkının güvende olmadığı bir yargılama sürecinde verilen bu karar, hakikati ortaya koymuştur. Biz doğruları başkenti ve Cumhuriyet değerlerini savunmaya, bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz. Mahkeme gerekçesinde basına ödül vermenin suç olmadığını ortaya koymuştur. Darısı işe iade davalarımıza, vicdan zorbalığı yenmiştir ’’ diye konuştu.
“Gazeteciye ödül vermek ifade özgürlüğü kapsamında…”
Candan mahkeme gerekçesinde yer alan “TMMOB Ankara Şubesi yönetim kurulu üyeleri olan sanıkların, Emre Madran Basın Ödüllerinin 26/09/2021 tarihinde gerçekleştirilen ödül töreninde, Uluslararası Televizyon Haberciliği dalında “Doğa Tahribatları, HES ve Maden Ocakları” haberleri sebebiyle JIN TV’de yayınlanan Yeşil Pencere Ekoloji Programcısı olan Güler Yıldız Bastion’a verilmesine dair “yönetim kurulu kararı almak” şeklindeki eylemin; yukarıda bahsedilen yasal mevzuat ve Yargıtay uygulamasında bahsedilen atılı suçun oluşumu için gerekli olan şiddete çağrı, tahrik ve teşvik edici ya da silahlı direnişe ve isyana davet şeklinde veya şiddetin doğmasına uygun bir ortamı kışkırtacak nefret söylemi içeren bir eylem olarak tanımlanmasının mümkün olmadığı, ödül verilen program içeriğinde de teröre ve şiddete çağrı yapan veya teşvik eden unsurların bulunmadığı, programın çevre konulu program olduğu, bu sebeplerle doğrudan veya dolaylı olarak şiddete çağrı olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca ödül verilen Güler Yıldız Bastion hakkında daha evvel terör örgütü üyeliği veya terör örgütü propagandası suçundan soruşturma ve kovuşturma yürütülmediğinin dosyada mevcut Ankara İl Emniyet Müdürlüğünün 10/08/2022 tarihli cevabi yazısından anlaşıldığı, JİN TV veya yöneticileri hakkında da sonuçlanmış bir bir ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmadığı görülmüştür. Söz konusu ödül verilen programın, ödül töreni incesi kolluk ihbarı üzerine internet sitesine erişimin engellenmesi kararı bulunan JİN TV’ de yayınlanan bir program olması, tartışmalı ve toplumun çoğunluğuna rahatsızlık veren bir eylem olsa da, atılı suçu oluşturmayacağı, bu eylemin ifade hürriyeti kapsamında kaldığı, tüm bu sebeple terör örgütü propagandası suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. TCK ‘nın 215/1. maddesinde düzenlenen suçu ve suçluyu övme suçunun oluşumu için de madde metninde açıkça ” açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması ” şartının arandığı, ödül verilen kişi hakkında kesinleşmiş bir ceza hükmünün bulunmadığı, sanıkların eylemi sonrası somut bir tehlikenin meydana geldiğine dair dosyada bir tespit ve iddianın bulunmadığı, dolayısıyla bu suç açısından da yasal unsurların oluşmadığı kanaatine varılmış, CMK nın 223/2-a bendi uyarınca sanıkların ayrı ayrı beraatine yönünde ilk derece mahkemesi kararı düzeltilmiştir” ifadelerine dikkat çekti.