BİR FİKRİN UYANMASI
Kılıçdaroğlu’nun ikide bir kendini gemi kaptanı olarak nitelemesi, başarısızlığının; çalışma ve
ittifakı da içeren kimi yol arkadaşları dahil, herkes tarafından dillendirilmesindendir.
Konumunu yitirmek istemiyor doğrusu. Anımsayacak olursak eğer, 14 Mayıs’ta paylaştığı
videoda, “buradayım be buradayım,” diye çıkışırken öfkeyle, sonraki bildirimine sıçrayan
endişelerini de; ümitsizlik gibi örneğin, açık etmişti ister istemez.
Geminin kıç gönderinde dalgalanan bayrak altı ok ise, sistem gereği, şimdilik onun kaptanıdır
Kılıçdaroğlu. Ne var ki, geminin sevk ve idaresinden, bunun sonucu olarak, oluşabilecek her
türlü olaydan da tam olarak sorumlu kişidir. Yardımcı kaptanlara, makinist-mühendis
gurubuna ve diğer çalışma arkadaşlarına yıkamaz sorumluluğu. Kaptan, namı diğer Süvari Bey
için, ne çılgın rüzgârlar ne de dalgalı denizler mazeret olamaz ayrıca. Hiçbir gerekçenin kısaca,
kıymeti harbiyesi yoktur; geminin hedefine ulaşıp ulaşamadığıdır asıl olan…
Kılıçdaroğlu, 2009 Yerel Seçimleri’nde İstanbul Belediye Başkan adayı olarak kaybetmiş
seçimi. 2010 da referandumu, 2011 de Genel Seçimleri, 2014 te Cumhurbaşkanlığı
Seçimleri’ni, 2015 te Genel Seçimleri, 2017 de referandumu, 2018 yılında da
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni kaybetmiş. 2019 da ise kısmen kazanmış Yerel Seçimleri.
Bilindiği üzere, son olarak, 14 Mayıs 2023 Milletvekili ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı
seçimlerindeki denemesi de Kaptan’ın başarısızlıkla sonuçlandı. Geminin daimi yolcuları da,
aktarma gelenler de; iz bırakan ıstırapla, kalakaldı denizin ortasında…
Süvari Bey, hiçbir şey olmamış gibi davranıyor; tüm demokrasi yolcularını (25 milyon
seçmeni) dimdik ayakta görmek istiyor. Ve de “tıpış tıpış” destekleyeceğini sanıyor kederli
kesimin.
İstifa, değişim ve adaylık konusunda kekeleyerek yuvarladığı cümleleri kurmuyor artık.
TBMM’deki son gurup toplantısında da tanıklık ettiğimiz gibi, istifa etmesi söz konusu değil
Kılıçdaroğlu’nun. Kurmaya çalıştığı veya kurduğu düzenle yerel seçimlere hazırlanıyor bir
şekilde. Erken tespit olsa da, partideki muhaliflerin yolunu şimdilik kesmiş gibi görünüyor;
dün gece katıldığı TV programında Kılıçdaroğlu’nun son derece açıktı söyledikleri.
Suların durulduğunu kast etmiyorum elbette, geminin alabora olma ihtimali ise sürüyor ne
yazık ki.
Yeni devşirmelerin olup olmadığına dair düşünce veya kurguların yanında, eskilerin kepazeliği
konuşuluyor şimdilerde, bir de Kılıçdaroğlu’nun parlattığı kurnaz adamların ayak oyunları. İYİ
Parti’nin (gerçeklik payı nedir bilinmez) CHP’ye ilişkin senaryoları da dolanıp duruyor dilden dile. Kaptanın 25 milyon oyu cepte varsayması da dillendiriliyor diğer taraftan, tarifsiz bir
travmayla kıvranan seçmenin 14 Mayıs’tan itibaren adeta terk edilmesi de mutlaka ekleniyor
sözün inceldiği yere…
Gelelim bir fikrin uyanmasına:
Salı günü Gölbaşı’nda karşılaştım Engin Eren’le. Bir mekânda oturup uzun uzadıya siyaset
konuştuk. Perşembe günü CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı’ndan istifa edeceğini de o gün
öğrendim.
Benimle paylaştığı bazı istatistiklerden ve kimi söylemlerinden anlıyordum ki, Engin Eren,
emeğinin karşılığını almanın huzurunu yaşıyordu. Böyle olmakla birlikte istifa etmesinin bir
fikrin uyanmasına (nokta kadar bile olsa) katkı vereceğini umuyordu. Olmasa bile, bulunduğu
toplulukta kurumsal sorumluluğun ağır yükünden; kuş tüyü kadar mesela, alırdı omuzlarına…
Birebir değil, fakat anlam bakımından yukarıdaki aktarmayı içeriyordu söyledikleri. Bu
yöndeki duygu ve düşüncelerini de, değişim ve yeniden yapılanma adına; CHP Genel Başkanı
başta olmak üzere, CHP’nin tüm kadrolarını istifaya çağırarak hayata geçirmeyi tasarlamıştı.
Teşvik etmedim onu, ancak istifadan vazgeçirmeye de çalışmadım…
Dün yayınladığı bir video ile Engin Eren, tasarımını büyük ölçüde gerçekleştirdi. Bu tavır
siyaset bakımından umut vericiydi gerçekten. 23.06.2023
Ferruh SİDAR