“Atatürk Orman Çiftliği özgürleşmek için gün sayıyor, AOÇ’deki tahribatın tespiti için Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu görevlendirmeli”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşunun 98. Yıldönümünde yaptığı basın toplantısında, AOÇ mücadelesinde gelinen durumu aktardı. Toplantı sonrasında “98 Yıllık Bir Çınar ve Özgürleşme Mücadelesi: Atatürk Orman Çiftliği” sergisinin açılışı da yapıldı.
Basın toplantısına Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Atakan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, mimarlar ve vatandaşlar katıldı.
“13.Cumhurbaşkanı Atatürk Orman Çiftliği’ndeki talana ilişkin Devlet Denetleme Kurulu yeniden göreve çağırmalı. Biz teknik gücümüzle, belge bilgi dokumanla ne gerekiyorsa her şeyi ile sorumluluk almaya hazırız. Cumhuriyet’in yıkılan tuğlalarını üst üste koymak hepimizin boynunun borcu”
Toplantıda konuşan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “AOÇ özgürleşmek için gün sayıyor. 9 gün sonra bu iktidar değişecek. Cumhurbaşkanı değişecek ve AOÇ özgürleşecek. İlk yapılması gereken şeylerden birisi, 13. Cumhurbaşkanı’nın Devlet Denetleme Kurulu’nun yeniden göreve çağrılması ve AOÇ’nin son durumunun belgeleriyle açığa çıkartılmasıdır. Bu noktada Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bizim yüreğimizi koyduğumuz bu mücadelede teknik gücümüz, belge bilgi dokuman gerekiyorsa her şeyi ile sorumluluk almaya hazırız” dedi.
Candan, sergide yer alan AOÇ işçi lojmanlarının yıkılan tuğlalarına da işaret ederek, “Bunlar aslında Cumhuriyet’in çekilen tuğlaları, mahkeme kararı bizim lehimize çıktı ve oralar koruma altın altına alındı. 14 Mayıs’tan sonra yok edilen ve koruma altına alınan bu alanda AOÇ’nin yıkılan yapılarının yeniden inşa edileceği günler olacak. Bunlar Cumhuriyet’in yıkılan tuğlalarıdır, bunları üst üste koymak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu.
Candan, geçmişten günümüze AOÇ’nin nasıl talan edildiğini ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin verdiği mücadeleyi anlattı.
Candan, şunları söyledi:
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi, hiç bıkmadan Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi veriyor. AOÇ, çok uzun süredir Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin fikri takibini yaptığı, hukuksal sürece taşıdığı ve bu mücadeleyi kamuoyuna aktardığı bir ulusal bellek mekanıdır. 1925 yılında 5 Mayıs’ta bundan tam 98 yıl önce bir Hıdırellez günü kuruluyor ve o zaman Cumhuriyet daha on yedi aylık. AOÇ’nin 98 yıl öncesinden bugüne bize ideolojik, mekânsal, tarımsal, sosyal yaşam olarak yol gösteren bir yönü var. AOÇ bir halk üniversitesidir. Cumhuriyetin kuruluş ideolojisinin nakış nakış işlendiği Ankara’da, Marmara Havuzu, fidanlıklar, meyve bahçeleri, bira fabrikası, lojmanlarıyla kalkınma öyküsünün tohumlandığı topraklar, olarak bir toplumsal bellek alanıdır. Atatürk AOÇ’yi halkına emanet ettiğinde o zaman 102 bin dekarlık alandı. Çok büyük bir talan yaşadı. Atatürk Orman Çiftliği’nin Atatürk öldükten 9 ay sonra ilk satışı gerçekleşiyor. 1950 yılına kadar, çiftliğin kayıtlarında 19 bin dekar ama tapu kayıtlarında 22 bin dekar aslında satılmış. AOÇ’nin talan süreci öyle karanlık bir dönem ki, yasa çıkartılmış olmasına rağmen her dönem talanla karşı karşıya kalıyor. 1950’de Demokrat Parti iktidara geldiğinde 97 bin dekardan bahsediliyor. Bu 97 bin dekarın 50 bin dekarı 1987 yılında Orman Genel Müdürlüğü’ne devrediliyor. Fakat AOÇ arazisi iken devir işlemi kanun ile yapılırken, bunun kanun ile yapılmadığı çok açık. Bu 50 bin dekarın hesabı bugüne kadar hiç sorulmadı. Biz bu 50 bin dekarı da takibe alıyoruz.”
“AOÇ, en büyük tahribatını AKP iktidarı döneminde yaşadı”
AOÇ’nin en büyük tahribatını AKP iktidarı döneminde yaşadığını vurgulayan Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“2003 yılında Ahmet Necdet Sezer Devlet Denetleme Kurulu’nu göreve çağırdı. Cumhurbaşkanlığı AOÇ üzerine bir rapor hazırladı. Bu rapor çok kıymetli. Bu rapor AOÇ’nin yıllara sair, tapu olmadan tahsis ve karar olmadan bazı kamu ve özel kişilere devredildiğinden bahsediyor. En son 2003 yılındaki rapor AOÇ arazisinin 33 bin dekar olduğunu söylüyor. Buna 50 bin dekarda Aydost Yaylası’nı eklersek 83 bin dekar ediyor. 1950 yılından toplam alan 97 bin dekardı geriye kalan 14 bin dekar nerede bunu bilmiyoruz. AKP iktidarı Cumhuriyet rejimiyle mekânsal hesaplaşma sürecine ve bir toplumsal bellek yıkımına giderek Cumhuriyet’in bize emanet ettiği bütün değerleri yok ederek, yeni bir rejim inşası sürecine girdi. AOÇ’yi hedef haline getirdi. 2006’da AOÇ’de plan yapma yetkisinin Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi. 2012 yılında önce Başbakanlık sonra da Kaçak Saray olarak adlandırdığımız, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yapılmasının ardından tahsisler, kiralamalar, yollar, Ankapark, ABD Büyükelçiliği, Limak Çimento Fabrikası bunların hepsini kattığımızda bizim tespit edebildiğimiz yaklaşık 10 bin dekar alanda böyle talan edildi. Bu tespitin tabi ki daha fazlası da vardır. Bu talan sürecinin tapular üzerinden ortaya çıkarılması gerekiyor. AKP iktidarıyla AOÇ’de yeni bir karanlık dönem inşa edildi. Biz vasiyeti ihlal davası açtığımızda vasiyetini bulamadılar. Tapuları istediğimizde tapuları bulamadılar. Bugün AOÇ’nin kuruluşunun 98. yılı. İktidarın toplumsal belleğimizi altüst eden bu yaklaşımına karşı, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin 2012 yılından sonra yürüttüğü fikri takip ve hukuksal mücadele hem tüm Türkiye’de hem de uluslararası ortamda ses getirdi, toplumun kılcal damarlarına kadar giren bir mücadele ortaya çıktı. Bu mücadeleyi ilmek ilmek ördük. Şu anda 350 hukuksal süreç devam ediyor. Toplumsal bellek alanında 350 hukuk dosyası açmışız. Bunun dünyada başka bir örneği yoktur. Ne kadar büyük bir talan sürecini ve bellek yitimi sürecini yaşattıklarının ifadesidir. Bu aynı zamanda mücadelenin de ne kadar kararlı olduğunun da göstergesidir. AİHM’de bugün kaçak saray sürecinde yargı kararlarına uymadığı için hükümet yargılanıyor ve muhatabı da Mimarlar Odası Ankara Şubesi ise, bu mücadelenin en önemli kazanımlarından birisidir. .”
“Mustafa Kemal Atatürk’e Cumhuriyet değerlerinin mekânı AOÇ’yi bize emanet ettiği için binlerce teşekkür ediyoruz”
Candan, şunları kaydetti:
“7 Haziran sürecini hatırlarsak, Kaçak Saray iktidara oy kaybettiren ilk 10 maddenin 4. sırasındaydı. Kaçak Saray mücadelesi ve hukuksuz bir şekilde AOÇ’de ki Cumhurbaşkanlığı, toplumsal bellek alanı olan Çankaya Köşkü’nün terk edilmesi yine bugün 14 Mayıs’a giderken siyasetin belirleyeni haline geldi. Bugün 13. Cumhurbaşkanı olacak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Sarayda oturmayacağım, Çankaya Köşkü’nde oturacağım’ açıklaması vaatleri içerisinde en çok alkış alanlar arasındadır. Bu toplumsal belleğin yıkımına dair yeni bir onarım demek. AOÇ, tarımın tamamen öldürüldüğü gıda sıkıntısının yaşandığı, GDO’lu gıdalarla karşı karşıya kaldığımız bir dönemde temiz ve sağlıklı gıda üretiminin ambarıdır. Sosyal buluşma mekânı açısından hala çok kıymetlidir. 11 yıllık mücadelenin geleceğini de, sorumluluk alama talebiyle yakın takipte olacağız.
Candan, “98 Yıllık Bir Çınar ve Özgürleşme Mücadelesi: Atatürk Orman Çiftliği” sergisi hakkında da bilgi verdi ve herkesi oy kullanmaya,olumsuz söylemlere kulakları tıkamaya ve 14 Mayıs’ta iktidarın değişmesi için hedefe kitlenmeye davet etti.
Sergide AOÇ’nin geçmişinin, yürütülen mücadelenin ve geleceğinin sergisi olduğuna değinen Candan, “Seçimler sonrasında AOÇ’nin ne olacağı, nasıl değerlendirileceğini dair çok önceden düşündük. Onun içinde AOÇ’nin geleceğine dair kent düşleri proje fikir yarışmasını uluslararası ölçekte açtık. Burada birincilik ödülü yok. Rejime karşı yapılmış müdahalenin nasıl değerlendirileceğine toplumla birlikte karar vereceğiz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu organizasyonu yürütenlerden birisi olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’e Cumhuriyet değerlerinin mekanı AOÇ’yi bize emanet ettiği için binlerce teşekkür ediyoruz.14 Mayıs’ta toplumsal belleğimizin yeniden inşası, özgürlüklerimiz ve sağlıklı kentlerde yaşama hakkımız için herkesi oy kullanmaya, olumsuz söylemlere kulakları tıkamaya 14 Mayıs’ta iktidarın değişmesi için hedefe kitlenmeye davet ediyoruz.”
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Atakan ise “Cumhuriyet’in 100.yılında seçime gidiyoruz. 14 Mayıs önemli bir tarih ve Cumhuriyeti tahrip edenler gidecek, bu halk onları gönderecek. Ankara tesadüfen Cumhuriyet’in başkenti olmamıştır. Emperyalizme karşı mücadelenin karargâhıdır. Netice olarak ta planlı olarak kurulmuş bir Başkent’tir. AOÇ, ciddi bir tahribata uğramıştır, önemli olan onarım sürecinin nasıl olacağıdır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi seçim sonrasında AOÇ’nin nasıl değerlendirileceğini bilimsel yaklaşımlarla ortaya koymuştur” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de AOÇ’ davalar haritasını göstererek, şunları aktardı:
“14 Mayıs seçimlerine gidilirken ülkenin kurucu değerlerinin en net şekilde işlendiği AOÇ’ye verilen zararı gösteren bu tablo, bu kurucu ideolojiye kimlerin saldırdığını da net olarak gösteriyor. Burada işaretli olan davalar doğrudan ada-parseli, mekanla ilişkisi bulunan konular, buna ek bir o kadar da sorumlular hakkında suç duyuruları, tazminat davaları, hakkımızda açılan davalar var. Gördüğünüz gibi sadece Ankapark’a baksak, açılan onca davanın sonuçlarını bugün yerel yönetim değişmesine rağmen görmek mümkün değil, çünkü verilen zarar öyle kolay kolay ortadan kaldırılabilecek boyutları çoktan aşmış durumda. Sermaye odaklı kentleşme politikaları nedeniyle 11 ilimizi etkileyen depremlerde 50 bin insanımızı kaybettik ve hala yaraları sarılmayan bu yıkımın sorumlusu bu kentleşme politikalarının aynı şekilde devam ettirildiğini görüyoruz. Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’a giderken bu kurucu ideolojinin yeniden ayağa kaldırılacağını, bunun da yeni ve toplumcu kentleşmeyle ilişkili olduğunu dile getirmesi çok önemli. Başkent Ankara’da ve bütün kentlerimizde hepimizin rahat nefes alabilmesi için kentleşme politikalarının yasal mevzuatla ele alındığı, halkın yararına bir düzenin inşa edildiği yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Bunu sağlayabilmek için öncelikle herkesin oyunu kullanması hayati önem taşıyor, daha sonra ise hepimizin görev alması gerekli, AOÇ’de yatan ideolojinin yeniden kuruluş ideolojisi olarak ele alınıp ülkenin ikinci 100 yılı kurulmalı.”
Toplantının ardından “98 Yıllık Bir Çınar ve Özgürleşme Mücadelesi: Atatürk Orman Çiftliği” sergisinin açılışı yapıldı.