-Basına ve Kamuoyuna
Cumhurbaşkanı ve yandaş sendikanın kamu emekçilerine ve emeklilere layık
gördüğü yüzde 30 zam kamuoyunda bir zafermiş gibi lanse edilmektedir.
TÜİK verilerini manipüle edenler, ülkede ısrarlı bir şekilde ekonomik krizi
görmezden gelenler dahi bu enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını
oldukça iyi bilmektedir.
Yoksulluk sınırı altındaki maaşlarla geçinemeyen yurttaşlar, ay sonunu
getirebilmek için bankalara borçlanarak yaşamak zorunda bırakılmaktadır.
AKP İktidarı böylesi bir ortamda emekçilere sefaleti ve açlığı layık görmüş,
krizin faturasını bir kez daha kamu çalışanları ve emeklilerin sırtına yüklemiştir.
İktidar, devlet kurumlarının her birinde onlarca yerden maaş alan bürokratlara
para bulurken, beşli çeteye, yandaş medyaya ve AKP iktidarının tetikçiliğini
yapan sosyal medya çetelerine para bulunurken kamu çalışanları ve emeklilerin
yüzde 30 zamma muhtaç edilmesini emekçiler olarak kabul etmiyoruz.
AKP iktidarının; ekonomik krizin ağır şartlarında asgari yaşam mücadelesi veren
kamu emekçilerine, emeklilere acı reçete dayatmasını kabul etmiyoruz.
Son bir yılda;
Sebzeye yüzde 372,7
Meyveye yüzde 215,4
Ekmek, pirinç, makarnaya yüzde 150,6
Bakliyata yüzde 109,7
Ete balığa yüzde 94,1
Asgari ücrete yüzde 54, elektriğe yüzde 96, doğalgaza yüzde 152, süt ve süt
ürünlerine yüzde 150, ayçiçek yağına yüzde 125, tüm vergilere yüzde 122
oranında zam gelmişken kamu çalışanlarına ve emekliye yüzde 30 zam reva
görülmüştür. Kamu çalışanları ve emeklilere alkışlar eşliğinde verilen yüzde 30
oranındaki zam insanlık onuruna aykırıdır.
AKP iktidarının şatafatlı hayatını finanse etmek adına yurttaşlarımızın günden
güne fakirliğe teslim olduğu bu günlerde, doğalgaza, elektriğe, kiralara gelen
zamlar maaşlarımızın neredeyse tamamına yaklaşmaktadır.
Kamu çalışanları artan sabit giderlerini karşılayabilmek için dünyanın hiçbir
yerinde karşılaşamayacağımız bir şekilde bir araya gelerek ortak evlerde
yaşamaya mahkûm edilmiştir.
Emeklilerimiz ise düşük emekli maaşları karşısında ömür boyu çalışmaya
mahkûm edilmiştir.
TÜİK, sepet oyunlarıyla enflasyonu eksik hesaplamaya devam etmektedir. Kötü
ekonomi yönetiminin yol açtığı yüksek enflasyonu gizleyerek bütün faturayı
emekçilere ödetmektedir.
TÜİK’in açıkladığı yıllık yüzde 64,7 oranındaki zammın yurttaşlar nezdinde bir
karşılığı bulunmamaktadır.
Baz etkisi ile düşük gösterilen enflasyon oranları ile alım gücümüzün
yükseldiğini iddia edenler çarşı pazardaki her geçen gün artan fiyatları
görmezden gelmektedir.
Halkın; çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon, halkın
enflasyonu verilerine göre yüzde 150,5 olarak gerçekleşmiştir.
Yandaş sendika ve konfederasyonlar yıllardır kamu çalışanları ve emeklilerin
haklarını gasp edilmesine suç ortaklığı yapmaktadır.
Kamu çalışanlarının maaşları asgari ücretin ortalama 3 katı olduğu dönemlerden
asgari ücrete eşit olduğu bir döneme girilmiştir.
Açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilmiş kamu çalışanları olarak, zam oranları
ile her altı ayda bir eritilen maaşlarımızın oranlarla değil yeniden rakamsal olarak
belirlenmesini talep ediyoruz.
Açlık sınırının 9 bin 59 liraya, yoksulluk sınırının ise 26 bin 124 liraya çıktığı bu
günlerde en düşük kamu çalışanı maaşının yoksulluk sınırında, en düşük emekli
maaşının ise asgari ücrete eşitlenmesini ve her ay enflasyon farklarının seyyanen
maaşlarımıza yansıtılmasını talep ediyoruz.
Merkez Yönetim Kurulu