İNSANÎ GÜNLER
YAHYA AKSOY
Aslında her gün insan içindir.Ancak, insana yönelik tehlikelere ve sorunlara dikkatleri çekerek, bireysel ve
toplumsal duyarlılık-farkındalık yaratmak için ülkeler arasında belirli ortak günler kabul edilmiştir.
-1 Aralık :Dünya AİDS Günü,
-3 Aralık: Dünya Özürlüler Günü,
-4 Aralık: Dünya İnsan Hakları Günü,
-5 Aralık :Dünya Gönüllüler günü,
-!0 Aralık:İnsan Hakları Günü,
İnsan ve doğa birbirini bütünleyen unsurlar olarak, insanlığın gündeminde tarih boyunca önemini,
önceliğini ve yerini koruyarak gündemin ön sırasında yerini sürekli olarak alacaktır.
Gelişen bilgi ve teknolojiler ışığında insanı korumak ve geliştirmek büyük bir eğitim sorunudur. Sürekli
eğitim, hayat boyu eğitim ve bilgi ülkelerin en büyük sorunudur. Bu alanda her türlü yatırıma öncelik
tanınmalıdır.
Devlet yönetenlere ,”Ey Oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diye öğütler veren Şeyh Edebali ve “Ne
ararsan İnsanda ara…” diyen Hükâr Hacı Bektaş Veli, “Tozlar ve dumanlar olmasaydı Ademoğulları bin yıl
yaşardı” diyen bigin hekim İbn-i Sina ve daha pek çok bilgin bize yol göstermektedir.
Uluslararası Engelliler Günü 1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından
uluslarararası bir gün olarak kabul edilmiştir. Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir.
Engelliler Haftası, 10 Mayıs ile 16 Mayıs arasında, Birleşmiş Milletler’e üye 156 ülkede aynı tarihlerde
kutlanan özel haftadır. Engelliler Haftası boyunca; engellilik sorunu, engelliliğin önlenmesi ve engellilerin
eğitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonda konu ile ilgili programlar yayınlanır. Okullarda her
gün ayrı bir engellilik konusu işlenir.
İnsan Hakları Günü her yıl, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin BM Genel Kurulu tarafından 1948
yılında kabul edildiği gün olan 10 Aralık tarihinde kutlanmaktadır.
Dünyanın değişik bölgelerinden çeşitli hukuki ve kültürel geçmişe sahip temsilciler tarafından hazırlanan
İnsan Hakları Beyannamesi, evrensel değerler ile tüm halklar ve tüm uluslar için ortak bir başarı standardı
belirlemektedir. Her insanın insanlık onuruna eşit değer verir. Beyanname ve Devletlerin ilkelere taahhütleri
sayesinde, milyonlarca insanın insanlık onuru tanınmış ve daha adil bir dünyanın temelleri atılmıştır.
İnsan için adanan günlerin konuları da dikkate değer. Bunlar üzerinde durup düşünmek, akıl ve gönül
vermek, insani, vicdani ve toplumsal bir sorumluluktur.
Bu alanda kamu kurumlarına , özel kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine, eğitim kurumlalrına, öğretmen ve
öğrencilere ve tüm halkımıza da görevler düşmektedir.
Sorumluluklarını her gün yerine getirmeyenler,yarınlardan sorumludur. Anlamlı paylaşımlar bize ışık
tutmakta.
HOŞ GELDİN ARALIK… “Türkiye’de, Atatürkdevrimine kadar Arapça’da “Ocak” anlamına gelen “kânûn كانون “sözcüğünden
türeyen “Kânûn-i Evvel” olan ayın adı Cumhuriyet’ten sonra İlk “Kânun” olarak kullanıldı; 10 Ocak 1945’te kabul edilip 15 Ocak
1945’te yürürlüğe giren ve dört ayın adlarını değiştiren yasa ile ayın adı “Aralık” yapıldı…
Aralık adının İngilizce karşılığı olan ‘December’, Latince 10 anlamına gelen “decem”den gelir. Aylara bölünmemiş kış mevsimi,
ocak ve Şubat kendi arasında bölünene kadar eski Roma takviminde aralık ayı 10. ay idi. Gregoryen takvime göre ise, yılın 12.
ve son ayı olup 31 gün çeker….
Aralık deyince çoğumuzun aklına ilk gelen çok soğuk havalar ve yeni yıldır. Çocuklar ve toprak kar yağsın diye bekler, çocukların
tek derdi kar topudur, toprak ise, kendini kar altında dinlendirecektir. Hasat bitmiş, ekinler depolanmış, doğa uykuya dalmaya
hazırdır. Artık yağacak karın toprağı temizlemesi beklenir. Havadaki, topraktaki mikrobu kıran kar Aralık ayının olmazsa
olmazıdır…
Sessiz, sakin, doğanın ve hayvanların uyuduğu bu ay, aslında yeniden doğuşun habercisidir. Doğanın uykusu ne kadar derin
olursa, uyanışı da o kadar bereketli olur. Bu yüzden Aralık ayı tarihte bereket ritüellerinin bol olduğu, uyanışa yönelik
festivallerin, hatta toprak için yapılan ayinlerin ayıdır. Çünkü toprak doyuran, barındıran anadır, bu yüzden “Toprak Ana”nın aralık
ayında dinlenip, hasat ayına arınmış,verimli olarak uyanması önemlidir.
Aralık Hades’in iyi yüzü, Persephone’nin yeryüzüne çıkma ümidi, Demeter’in Persephone’ye kavuşma özlemidir. Ayrıca bir yıl
önce uğurladığımız, yeni yılı getiren Noel Baba’nın yeni ziyareti. Tarihten gelen tüm inanışların binlerce yıldır devam eden
döngüsünden Aralık ayı da nasibini alır böylece…
Her ay gibi Aralık ayının da bir rutini vardır;
3-4 Aralık’ta şiddetli soğuklar gelir,yağışlar başlar.,
6 Aralık’ta Kuzey rüzgarlarının başlangıcıdır,
12 Aralık karakış fırtınasının günüdür,
19-20 Aralık en uzun gecelerin habercisi, gökyüzü yeni yıla, günlerin yeni düzenine geçmek için hareketlenir, ayrıca Aralık
Fırtınası eser,
21 Aralık “Gün Dönümü”, en uzun gece ve 40 gün süren Zemheri ya da Erbain soğuklarının başlangıcı,
25 Aralık’ta günler uzamaya başlar,
27 Aralık Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişi ile “Ya tan bağımsızlık ya ölüm” parolası ile başlayan Kurtuluş Savaşı’nın
,Kuvay-ı Milliye’nin ve “Heyeti Temsiliye’nin” merkezi olması günüdür.
27 Aralık’ta gün dönümü fırtınası gelir bir hışımla,
29 Aralık der ki; “söz önümüz bahar ama daha çok var…”
Bu arada Toprak Ana, dünyayı aç bırakmamak için herkese küçük parçalar halinde pay verir kendinden, uyur ama kıyamaz
canlılara, bu yüzden;
Patates dikimleri ay sonuna doğru başlar. Lahana, havuç, turp, ıspanak, pırasa, marul gibi kışlık sebzelerin hasadına devam
edilir. Seracılar fideleri hazırlar…
4-12 -13 – 14 Aralık günleri domates,salatalık,patlıcan dikimi için uygun günlerdir, ayrıca 4 Aralık tohum alınacak bitkiler için en
uygun gün olarak bilinir, kök ve gövdesi toprak içinde büyüyen bitkiler 5-6-7 Aralık günü Toprak Anaya emanet edilir, aynı günler
gübreleme, havalandırma için de uygundur. Çiçek ve şifalı otların bakımı, dikimi 8-9 Aralık’ta yapılır. Ayın 1’inden 11’ine kadar
sulama yapılabilir, sonrası don gelir, sulama köklerin donmasına sebep olur…
Bütün dünya 10 Aralık’ta “Terra Madre” yani “ Toprak Ana Günü”nü kutlar…
12-18 Aralık haftası da bizim “Yerli Malı” haftamızdır…
Ocağınızı canlı tutun, Yeni yılda görüşmek üzere…Bir Bilge’nin Defteri…”SEDEF DİNKÇİ…