İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılında sahne alan Tarkan’ın konserden para almayacağını belirterek, “Tarkan’ın cebine 1 kuruş girmeyecek. Kaşe ücreti olarak alması gereken rakamı hayır işleri için kullanacak” dedi.
Halk Tv’de İsmail Küçükkaya’nın yayınına katılan Soyer, Tarkan’ın aldığı ücret hakkında ortaya atılan iddialara yanıt verdi.
Tarkan’ın alması gereken ücreti hayır işlerine harcayacağını aktaran Soyer, şunları dedi: “Tarkan’ın cebine bir kuruş bile girmeyecek. Öyle söyleyeyim size. Çünkü öyle bir yüce gönüllü ki. Hakikaten, hem doğayı, hem toplumu, hem mazlumların haklarını sonuna kadar savunan. Gerçekten muazzam bir yoldaş, bir dost. Kaşe ücreti olarak alacağı rakamı yine hayır işlerine aktaracak. Başlıklar üzerinde çalışıyoruz. Yurt mu, kreş mi yapsın. Tarkan gerçekten ışık saçıyor.”
‘Vahdettin ile Fatih Sultan Mehmet bir mi?’
Soyer, 9 Eylül akşamı yaptığı konuşmaya gelen ‘Osmanlı karşıtı’ eleştirilerine Vahdettin’le Fatih Sultan Mehmet’i kıyaslayarak yanıt verdi: “Nutuk’un birinci sayfasında Mustafa Kemal Atatürk, ‘Samsun’a çıktığımda genel durum ve görünüm: Ülkeyi savaşa sokanlar kendi hayatlarının derdine girerek ülkeden kaçmışlar’ diyor. Osmanlı bizim atamız. Selçuklu bizim atamız. Sadece bir fikre inanan insanların ataları değil ki. Ama Vahdettin ve Fatih Sultan Mehmet bir mi? Vahdettin ki Fatih Sultan Mehmet Han’ın aldığı İstanbul’u düşmana teslim etmiş. Ve nihayet hayran olduğu İngilizlerin teknelerine binip kaçmışlar. Sizler bu haramileri, bu hırsızları bir tutabilir misiniz? Bu vatan hainliği değilse nedir? Biz bu gerçekleri söylemeliyiz. Eğer bu milletimizi seviyorsak atalarımızın aziz hatırasına inanıyorsak bunları ayırmak zorundayız. Sevr’i imzalayanlar bir tutulamaz. İzmir en görkemli zamanlarını Osmanlı döneminde yaşamış. Bizim Osmanlı’ya karşı olmamız gibi bir şey olabilir mi? Atalarımıza olan saygı niye birililerinin tekelinde olsun. Elbette sahip çıkarız.”
‘Atalarımızdan bile bölmeye çalışıyorlar’
Kullandığı ifadelerin yanlış yere çekilmeye çalışıldığını vurgulayan Soyer, konuşmasının bir uyarı niteliği taşıdığına dikkat çekti: “Bizim o gün yaptığımız konuşmanın içeriğinde çok temel bir mesele var. Uyanık ol ey milletim, ey İzmirliler. 100 yıl sonra yine emperyalistlerin saldırılarıyla karşı karşıya kalabilir yine savunmak zorunda kalabiliriz. Emin olun yine ilk kurşun ve son kurşun İzmir’den atılacaktır. Biz barışı savunmak zorundayız, sonuna kadar savunacağız. Ancak bir emperyalist saldırı olursa ilk biz savaşacağız. Biz Yunan’ın ismini bile ağzımıza almamışız. Bütün emperyalistler için söyledik. Bunu neden yapıyorlar? Böl ve yönet bazı yöneticilerin çok işine geliyor. Çok seslilikle toplumları yönetmek zor olduğu için bölüp yönetmeye çalışıyorlar. O yüzden atalarımızdan bile bölmeye çalışıyorlar. Ama biz ona düşmedik. Biz o çokluk içinde bir olmayı öğrendik. O gün insanlar olmayı bir olmayı ve neşeyi yaşadı. Bu tüm Türkiye’de de olabilir. Biz bu yüzden ısrarla İzmir diyoruz.”
Soyer ne demişti?
9 Eylül akşamı Gündoğdu Meydanı’ndaki konuşmasında Soyer, şunları kaydetmişti: “100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ayaklar altına aldılar, teslim oldular. Bir sabah emperyalist ülkelerin askerleri, kirli çizmeleri ve kirli emelleriyle körfezin sularını ve güzelim şehrimizi işgal etti. Yine o sabah tam da bu bulunduğumuz noktada, kordon boyundan göğü yırtan bir ses yükseldi.”