Nevzat AKSOY
ÖZDE OLMAK YARINLARI GETİRİR.-
Değerli okuyucularımız.Zaman, tarih, tecrübe daha nereye kadar deyim yerindeyse, millet olarak, yönetim olarak, bas bas bağırıp, bizleri titretecek.Bizleri asıllarımıza, doğruya, adalete, ahlaka, ve yarınlarımız, ve genç nesil mirasçı evlatlarımıza olması gereken , ve beklenen niyet ve eylemle buluşturup, bizleri kendi ayaklarımız üzerinde durmayı, özümüz olmayı öğretecek.
Hep öz olmadığımız için kaybediyoruz.Kaybedince de toplumsal yaşantılarımızı a dan z’ye sekteye uğratıp, millet ve devlet olarak, zarar ve ziyanla odaklı bir yaşantı ve bu yaşantıların sonucu sancılı ve enkazlı yarınlara doğru yelken açıyoruz.İşte bugün dünya devletleri ve ülkemizde kötü ve öz olmayan yönetimdeki niyet ve anlayış ülke insanlarını ekonomik felakete,felaketin sonucunda da maddiyata teslim olan bir ahlakla karşı karşıya getirdi.Hiç millet olarak , devlet olarak kendimizi sorgulamıyoruz.Hep hatayı başkasına ve başka nedenlere bağlıyoruz.Halbuki her eylem ve fiil kendi özünden bağımsız değildir.Bugün ülkemizde ekonomik gidişat iyi gitmiyorsa, enflasyon,hayat pahalılığı, yoksulluk, ve işsizlik artmışsa, plansız ve proğramsız bir yönetimin zafiyetinden kaynaklı bir krizi hep birlikte yaşıyoruz.Dünü kötü yönetenler bugünü kolay kolay ıslah edemezler.Türkiyede finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir.19929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan krizler;1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008, 2018- 2022 krizleridir.
1929 dan bu yana 14 kez ekonomik kriz görmüş ve yaşamış bir Türkiye olarak bunlardan hiç mi ders almadık?Aslında insanlar ve yönetimler hata yapa yapa doğruyu bulur.Doğrudur.Fakat bu hatalar belli zaman diliminde kendinden çok söz ettiriyorsa bu artık hata değil, ihmal olarak kabul edilebilir.İşte bugün hiç hak etmediğimiz bu ekonomik buhranların sebebleri, yöneten siyasi iradelerin ihmal ve ben nasıl kazanırım felsefesinde aranmalıdır.Yönetimde niyet özle buluşmazsa, sahte bir yönetim anlayışı bugünkü devlet ve milleti yarınlara taşıyamaz.Bugün taşıyamadığı gibi.Sancılı ve sıkıntılı geçen hayat koşulları insanları umutsuzluğa iter.Umudu ve gayesi olmayanlarında yarınlardan mahrum bırakır.Bu umutsuzluk tablosu dün bir yumaktı, bugün çığ gibi büyüdü, yarınlarımızın ününe bir barikat olarak çıkıverdi.Tabiki bu yaşam dünyasında sorun ve sıkıntılarımızın mimarı olarak, ancak bizler adeta hipnotize edilmiş beyinlerimizdeki puslu havayı dağıtıp, kendimize geldiğimizde hayat bizden çalmayacak, zarar ve ziyanlarımızı telafi etme moduna girebileceğiz.
Bugün küresel dünyada artık her yerden alarm veriliyor.Yönetim,adalet, ekonomi, ahlak, açlık, yoksulluk, işsizlik,diz boyu.Öze ve sağlam temellere dayanmayan hiçbir irade ayakta kalamaz.Bunun yanında insan ve insanlığa yatırım yapıp, yarınlarımıza güvenli dünyalar bırakalım.Unutmayalım ki güvenli yarınlar bugünden geçmektedir.