Yargı, İmrahor Vadisi Millet Bahçesi planlarını iptal etti
Yargı: İmrahor Vadisi’nde yapılaşma kamu yararına aykırı
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Başkent’te ekolojiyi katledecek, doğanın ve kentin dengesini bozarak vadileri yapılaşmaya açacak plan değişikliklerinin peşini bırakmıyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, İmrahor Vadisi’nde “Kanal Ankara olarak pazarlanan, İmrahor Millet Bahçesine ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Hükümleri ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesi uyarınca re’sen onaylanmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin iptali için yargıya başvurmuştu.
Plan değişiklikleri kamu yararına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve imar mevzuatlarına aykırı
Ankara 23. İdare Mahkemesi, söz konusu İmrahor Millet Bahçesine ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliklerinin, kamu yararına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve imar mevzuatlarına aykırı olduğunu belirterek, dava konusu işlemi iptal etti.
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “İmrahor Vadisi’nin rant ve beton bahçeleri ile alt üst edilmesine yargı dur demiştir. İmrahor Vadisi’nin, Kanal Ankara ve millet bahçesi yoluyla doğallığının ve özgünlüğünün bozularak rantın arka bahçesi haline getirilmesini, sermayeye peşkeş çekilmesini kabul etmeyeceğiz. Hukuk kararları uygulanmadan, hukuku devre dışı bırakacak yöntemlerle vadilerimiz yapılaşmaya açıldı, Ankara’nın nefesi her gün biraz daha kesiliyor” diye konuştu.
Bu alanlar açık yeşil sistemin parçaları haline getirilmelidir
Candan, “Mahkeme iptal gerekçesinde ders vermiştir. Mahkeme, vadide ki yapılaşmanın doğal afetler açısından risk taşıdığına, yoğunluk artışının doğal dengeyi alt üst edeceğine de değinmiştir” dedi.
Candan, mahkemenin iptal gerekçesinde yer alan, “Dava konusu İmrahor Millet Bahçesinin konumsal olarak kent merkezinin hatta yerleşim alanlarının dışarısında İmrahor Deresi’nin vadi tabanında bir konumda bulunduğu, topografik eşikler sebebiyle ulaşım/erişim imkanlarının kısıtlı olduğu, bununla birlikte alanın kısıtlı olan toplu taşıma ile erişimin yanında ağırlıklı olarak özel oto ile yapılacak ziyaretler için otopark ihtiyacı önem arz ettiği, alanda otopark çözümünün önemli olacağı ve vadi tabanı özellikli alanda yer üstü otopark yapılması durumunda sert zemin alan oluşturulacağı, betonlaşmanın artacağı, yeraltı otopark çözümünün ise taban suyu yüksekliği sebebiyle sorunlu olabileceği, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planına göre vadi tabanlarının yerleşim baskısı ve kararları dışında ele alınması gereken alanlar olduğu, bu alanların tespit edilip, her türlü sel, su baskını vb tehlike ve risklere mahal vermeyecek şekilde planlanması, yeni planlama çalışmalarında bu alanların özgünlüklerinin tespit edilerek açık-yeşil alan sisteminin parçaları haline getirilmesi gerektiği buna göre vadi tabanında bulunan dava konusu alanda ‘millet bahçesi’ kullanımının ve içinde yer alacak yapılaşma unsurlarının uzun vadede de bölgeyi bir çekim noktası haline dönüştürerek yoğun kullanım talebine maruz kalmasına neden olacağı alanın vadi tabanı niteliği sebebiyle doğal afetler açısından risk taşıdığı, vadi tabanında bulunan derenin taşkın riski durumunda tüm alanların etkileneceği göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alanın ve planlama esasları ile plan bütünlüğüne ve hiyerarşisine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır” ifadelerine dikkat çekti.