BABAL’DAN DSİ’YE ÇAĞRI
Dere Taşkınlarının getirdiği zararların en aza indirilmesinin ilk yolu, derelerin doğal
halinin yok edilerek beton kanal haline getirme çalışmalarının derhal durdurulmasıdır!
Haber:Hayati Akbaş
ANKARA-Son günlerde Demiryolu çalışmaları ile ilgi odağı olan Yüksek Hızlı Tren yapım
daire eski başkanı İnşaat Mühendisi Mustafa Babal bu defa da DSİ’ye çağrı yaparak “En
doğrusu beton kanal haline getirme çalışmalarının derhal durdurulmasıdır” dedi.
Babal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Zarar veren dere taşkınlarının
(feyezan) çoğu, taşkın suyunun enerjisini kıracak doğal enerji kırıcıların yok oluşundan
kaynaklanıyor. Doğal enerji kırıcıları, derelerde gördüğümüz irili ufaklı taşlar- kayalar,
derenin beğenilmeyen doğal yapısı ve şeklidir. Konunun daha net anlaşılması bakımından,
hareket halindeki suyun ciddi bir enerjisi vardır. Hareket halindeki su, bulunduğu kottan
denize inene kadar bu enerjisinin kırılması soğurulması gerekir.
Doğal yapısındaki derelerde enerji kırıcıları da doğal olarak oluşmuştur, milyonlarca
yıldır oluşan derelerimiz, doğal taşlarıyla, kıvrımlarıyla, menderesleri ile dönüşleri ile ciddi bir
enerji kırıcı silsilesini oluşturmaktadır. Aslında en uygun ve en doğru enerji kırıcı bu şekilde
oluşan doğal yapılardır.
Son zamanlarda dere kenarlarında yapılan dik duvarlar, enerji kırıcı pürüzlülük
katsayısını ciddi şekilde düşürmektedir, suyun enerjisi neredeyse hiç kırılmadan yoluna
devam etmektedir. Enerjisi kırılmadığı için hızı artmaktadır, taşkın debisi bu hızla gittiğinde
dere havzalarında önüne kattığı her şeyi yıkmakta yok etmektedir. Kaldı ki inşa edilen
duvarları bile yıkmaktadır. Onun için, taşkın (feyezan) debisi muhtemel olan derelerde,
mutlak surette dere kenarlarında sadece sorunun yaşandığı noktalarda bir mühendislik
çözümünün geliştirilmesi gerekmektedir. Oysa bugün derelerimizin kenarları sağlı sollu dik
beton duvarlar, adeta tip projeler uygulanmaktadır. Bu tip projelerin derenin taşkın etkisi
pozitif değil maalesef negatif olmaktadır.
Çözüm için, taşkın debilerinin vereceği zararları en aza indirmek için, derenin sağlı
sollu iki yanında dik duvarlar inşa etme yerine sadece sorun olan yerlere, dik olmayan doğal
taşlardan yatık işlevli istifçi taşla yapılmalıdır, oldu bittiye getirilmemelidir! Daha da önemlisi
taşkın debilerinin akış havzası- alanı asla imara açılmamalı, yaşam alanı ilan edilmemeli,
konut inşa edilmemelidir. Sadece spor, park ve rekreasyon alanları oluşturulabilir, bunların
dışındaki bütün yapılar risk altında kalacaktır.
Karadeniz derelerinin ıslahı adı altında yapılan ucube dik beton duvarların
inşaatlarının derhal durdurulması gerekiyor. Bu ıslah şekli ile birlikte bütün doğal hayatı
olumsuz yönde etkilemektedir, insan ve hayvan geçişini tamamen engellemektedir,
derelerde canlı yani balık yaşamını tamamen yok etmektedir.
Kısaca bu ıslah tercihleri ile birlikte, dereler artık dere değil kanal haline
getirilmektedir. Kanalın tanımı, içinden geçirilecek olan suyun net bir şekilde hesaplanabilir
olan ve sadece sulama amaçlı (Çukurova gibi Harran ovaları gibi) sulama amaçlı ve kontrol
edilebilen suların geçirilebildiği kanallar olarak inşa edilmektedir.
Dere Taşkınlarının getirdiği zararların en aza indirilmesinin ilk yolu, derelerin doğal
halinin yok edilerek beton kanal haline getirme çalışmalarının- inşaatlarının derhal
durdurulmasıdır!
Bu gerçeklerin teknik konularının bir kere daha tartışılması gerekmektedir.
Ben Rize Pazarlıyım, köyümün bulunduğu Melyat deresinde de ıslah adı altında sağlı
sollu duvarlar inşa edilmeye başlamıştı, duyarlı muhtarlarımız, insanlarımız, köylülerimiz
birlikte hareket ederek bunu engelledik, ancak bu defa deremizin başında yine bir miktar dik
duvarlar inşa edildi. Bu husustaki çağrılarımızı dinleyen DSİ görevlilerine, ilgililere teşekkürü
borç biliriz.
Ayrıca, dere ıslahları ile ilgili konuları hassasiyetle ele alındığını duyduğumuz Rize
Valimize, İl Genel Sekreterimize ve ilgili tüm yetkililerimize teşekkür ederiz”.