Dolarda yükseliş
endişesi…
Necdet Buluz
Amerikan dolarında yükseliş sürüyor. Alınan onca tedbire rağmen dolardaki yükseliş endişe veriyor. Ekonomistler yıl sonuna kadar doların 20 TL:yi göreceğini dile getiriyor. Bu tahmin, tüm hesapların alt üst olacağını gösteriyor.
Bir de şu var:
Dolar’daki yükseliş sermaye sahiplerinin iştahını kabartıyor. Piyasadan “Dolar yükselecek” endişesi ile dolar alanların sayısı da artıyor.
Bir önemli konu daha:
TL’de erime sürüyor.
Paramızın değer yitirmesi bizi daha da fakirleştiriyor. Çarşı-Pazar pahalanıyor. Enflasyon daha da artıyor.
Edirne gibi sınır kentlere gelen Yunan ve Bulgarlar tüm alış-verişlerin burada yapıyor. Bavullarını doldurup ülkelerine dönüyor. Paramızın değer kaybı sınır ticaretini komşularımız lehine dönüştürüyor.
Dolar, ABD’de yükselen faizler ve Avrupa ve Çin ekonomilerinin sallantıda olmasıyla bu yıl değer kazandı. Türk ihracatçıları da negatif etkileyen Euro/dolar paritesindeki eşitlenme de piyasanın takip ettiği konular arasında.
İşlemciler geçen hafta yüksek enflasyon verisi sonrası Fed’in bu ayki para politikası toplantısında 100 baz puan faiz artışına gideceğine dair beklentilerini yeniden 75 baz puana düşürdüler. Sözlü yönlendirmelerin de etkisiyle yaşanan bu gelişme küresel satış baskısını bir miktar zayıflattı.
Yine de küresel piyasalarda dolar 20 yılın zirvelerine yakın bir seyir izliyor.
Haziran sonunda 17.5425 ile 20 Aralık’tan bu yana yeni zirveyi gören dolar/TL, BDDK’nin döviz fazlası olan bazı şirketlere TL kredi sınırlamalası sonrası 16.03’e kadar gerilemişti. Ancak kur bu seviyelerde kalıcı olamadı ve yeniden 17.5’e doğru kademeli yükseldi.
Dolar/TL bu sabah saat 08.41’de 17.4000/17.4700 seviyesinde işlem gördü. Türkiye’nin 5 yıllık CDS’si ise cuma günü 892 puana kadar yükseldi.
Bu verilere göre TL’nin Nisan başından beri değer kaybı yüzde 15, yılbaşından beri kaybı ise yüzde 24.5 seviyesinde. TCMB rezervlerinin yeterliliğinin sorgulanmasıyla TL’nin daha çok değer kaybedeceği endişeleri piyasalara hakim konumda. Bankacılar ayrıca TL’deki değer kaybını bir kamu tercihi olarak da niteliyorlar.
CDS’nin 900 baz puana yakın seyri dış borçlanma maliyetini çift yaneye getirirken, düşük rezervler yeni döviz kaynağı olmadan kur politikaların uzun vadede sürdürülebilir olmadığı endişelerini getiriyor.
Bu kapsamda takından takip edilen TCMB net uluslararası rezervleri 8 Temmuz itibarıyla 2002’den beri en düşük seviye olan 6.1 milyar dolara kadar geriledi.
İstanbul Analitics bu sabah raporunda, “Sonuçta, matematik bize Ağustos’ta olmasa da, kış aylarında Türkiye’nin ödemeler dengesi krizine yaklaşacağını gösteriyor… Sermaye kontrolleri hayata geçmeden dolar/TL’de 20-22 düzeyini sınanması çok yüksek olasılık” görüşlerine yer verdi.
Hükümet sermaye kontrollerini net bir şekilde reddediyor. Ancak yine hükümet sermaye kontrolü olmadan döviz dengesinin nasıl sağlanacağı konusunda piyasaları ikna edebilmiş değil. Bu riskin, uzun süredir döviz birikimlerini artırmayan lokallerin davranışlarında değişiklik yaratıp yaratmayacağı da yakından takip ediliyor.
Piyasalarda ayrıca ‘Türkiye’ye bu hafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Rusya’dan 55 milyar dolar yeni dış kaynak geleceği’ne yönelik basında çıkan haberler de takip ediliyor. Haberlerin kurda pozitif bir etkisi bulunmuyor.