UMUT TACİRLİĞİ ÜZERİNE BİNA EDİLMİŞ SAHTE DÜZENLER-
Nevzat AKSOY
Değerli okuyucularımız
Hep sonuca ulaşma odaklı, verilen sözler,
vaadler, yerine getirilmeyen umutlar, insanlığı
hayal kırıklığına uğrattığı gibi, büyüme ve ge-
lişmeye müsait bir ülkenin de önünü tıkamakla
da kalmayıp, makus talihini de etkilemektedir.
Bilinen kıssadır: Kral, dondurucu bir kış
mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan
muhafıza “Üşümüyor musun?” diye sorar.
Muhafız “Ben alışığım Kralım” cevabını verir.
Kral, “Olsun sana sıcak elbise getirmelerini
emredeceğim” der ve gider. Ancak bir süre
sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unutur.
Ertesi gün duvarın yanında muhafızın
soğuktan donmuş cesedini görürler; duvara
da bir şeyler karalanmıştır ve şu yazmaktadır:
“Kralım soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak
elbise vaadin beni öldürdü.”Vaat, ümit
doğurur. Vaat gerçekleşmezse ümit kırılır.
Ümidi kırılan kişinin artık hayat bağı da
kopmuştur.İnsanlar niçin yapamayacakları
şeyleri söylerler ya da söyledikleri şeyleri
yapmazlar?
İşte değerli okuyucularımız yukarıdaki kıs-
sada görüldüğü gibi, umut vererek bir yere, ve
yönetime geldiğini zanneden iradeler, aslında
hep kazandıklarını sanırlar, halbuki engellerini
aşmak ve amaca ulaşmak için verdikleri beyan
ve sözleri unutarak, daha doğrusu yapmaya-
rak, yönetimleri altındaki milyonlarca umut
bekleyen insanları da hüsrana uğratarak, bü-
yük bir suç işlemiş olup, bir nevi insanları al-
datarak, saadet bulacaklarını mı zannederler?
Bugün içinde bulunduğumuz dönem siya-
si yönetim olarak, ülkeyi yanlış politikalar, ve
yönetimler sonucunda, ekonomik yönden uçuru-
ma götürdüklerini, tehlike çanları çalmaya baş-
ladığını görünce, hemen frekans değiştirip,
sözde yeni reformlar uygulayacaklarını, yargı,
ekonomi, ve demokrasiye önem vereceklerini,
dillerine pelesenk yaptılar.Peki şimdi bu millet
sormaz mı daha önce neredeydiniz?Yoksa bu
ülkeyi uzaylılar mı yönetti.Bunca geçen zaman
diliminde, aydınların, muhalefetin, yazarların,
hayat şartları altında ezilen, ve geçinemeyen
bu vakur insanların yükselen çığlık sesine ve
uyarı ve ikazlarına, yıllarca kulak tıkadınız.
Peki şimdi sizlere soruyorum? Haksız yere
yargısız infaza maruz kalan , suçlu ile suçsuzu
ince elekten geçirmeden içeride yatan masum
insanlarımızın ahını, işsizlik ve yoksullukluktan
hayatları, ve umutları yıkılan bu insanların göz-
yaşlarını, sizler rahat bir hayat yaşarken, bir
parça ekmeği evine götürebilme savaşını ver-
meye çalışan bu insanlara, nasıl bir vicdanla
hesap vereceksiniz.
Kusura bakmayın suçlusunuz.Başta size
güvenip, size iktidar ödülünü veren bu millet
olmakla birlikte, sizlerinde bu milletten yemin-
le bu yönetme emanetini devir alıp, adil bir yöne-
tim sözünde durmayıp, emanete hıyanet etti-
ğiniz için.
Sevgi ve saygılarımla