SEÇİM HAVALARI
Ferruh SİDAR
Her kimse, “Birileri çıkıp; aç kaldık, diyor” muş…
Oysa “Aç kalan falan yok” tu Erdoğan açısından. İddia sahibi -şükürsüz- kesim, “dürüst ve de
samimi” olmalıydı. Dahası, “vicdansızlık” yapmamalıydı.
Erdoğan’ın; 27 Mayıs 2022 de, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Merkez Ofisi Açılış Töreni’ndeki
ilginç vurgusu, düzenlenmiş haliyle, yukarıdaki gibiydi.
Dünya ekonomi liginde 3 basamak geriye düşen Türkiye’de 4.250 TL olan asgari ücretin,
6.017 TL olarak belirlenen açlık sınırının da altına indiğini Cumhurbaşkanı, bilmiyor gibiydi
millete çıkışırken.
Öyle ki, tartışılır olsa dahi, devletin % 73,5 (Mayıs 2022) enflasyon verisini de işitmemişti
sanki. Sabahın ilk saatlerinde karabasan gibi çöken yıkıcı zamlar da muhtemelen, seçilmemiş
bazı işgüzarların işiydi…
Cari açık 20.22 milyar dolarla son dört yılın zirvesine tırmanmışken ve bu ülke nüfusunun
yarısı açlık sınırının altındaki rakamlarla (asgari ücretle) yaşamda kalmaya çalışırken; dahası,
çocuk yoksulluğunda OECD ülke sıralamasında Türkiye birinci basamağa demir atmışken,
kızgınlık yansıttığı yüz fonuyla RTE, çıkıştıkça çıkışıyordu insanlara.
Günler sonra; 1 Haziran 2022 de yaptığı grup toplantısında da, Gezi Parkı protestolarının 9.
Yıldönümüne işaret edip, Gezi ruhu taşıyan milyonlarca insana: “Bunlar çürük, bunlar sürtük”
diyerek hakaret etmişti Erdoğan.
“Bu eşkıyalar, bu teröristler bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta camiinin içini pislemişti”
nakaratını da, diğer yakıştırmalarıyla birlikte, eklemişti söylemlerine.
Gezi Parkı eylemlerini organize ettikleri gerekçesiyle yargılandıkları 2013 tarihli davanın 25
Nisan 2022 Pazartesi günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesiyle pek çok
insanın ağır cezalara çarptırılması rastlantı olamazdı. Konser, tiyatro, festival gibi etkinliklerin
yasaklanması, sosyal medyada ifade özgürlüğünü kısıtlamakla birlikte, insanları savunmasız
bırakacak düzenlemelerin hazır olması da öyle; rastlantı değildi.
57 Baro’nun etkinliklerin yasaklanmasına dair 29 Mayıs’ta yayımladığı bildiride sanatın
korkulacak bir şey olmadığı dillendirilmişti.
Konser veya diğerlerinde bir araya gelişlerin Gezi ruhunu canlandıracağından endişe edildiği
görüşüyle beraber, Erdoğan’ın Grup toplantısında yaptığı kışkırtıcı söylemlerden, kaos
ortamına hazırlık çıkarımları da haliyle üretiliyordu muhaliflerce.
Sözü edilen Grup toplantısında RTE, terörle mücadelede yeni bir safhaya geçildiğini
belirtirken, Güneydoğu sınırları boyunca 30 km derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararlılığının
altını çizmişti.
Belli bir azınlık dışında kimsenin itiraz etmeyeceği “yeni” denen safha, daha önce; Ekim 2019
da başlatılmış, birkaç gün içinde de durdurulmuştu nedense?
Sonuç:
Güvenli bölge konusunda 2,5 yıl beklememizin mantığını gerçekten bilmiyor olsa da, seçim
sürecinin hareketlenmesiyle birlikte, denenmiş taktiklerin devreye gireceğinden bu toplum,
adı gibi emindir; hiç kuşkusuz. 05.06.2022
Ferruh SİDAR