26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü hakkında açıklamalarda bulunan Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, uyuşturucu kullanımının önüne geçmek için yapılması gereken ilk adımın çocuk ve gençleri bilgilendirmek olduğuna dikkat çekiyor. Bu bilgilendirmelerin sembol isimler tarafından yapılması gerektiğini, uyuşturucu kullanım yaşının git gide düşmeye başladığını belirten Beyazyürek, “Otoriter tavırla sakın uyuşturucu kullanmayın, uyuşturucu zararlıdır gibi mesajlar hiçbir şekilde genç insanları etkilemiyor” diyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yönlendirmesiyle 26 Haziran günü her yıl tüm dünyada uyuşturucunun zararlarına ve yarattığı tahribata dikkat çekmek için “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” olarak anılıyor. Uyuşturucu madde kullanımı aile, arkadaş ve iş ortamında problemler yaşanmasına neden olurken sosyal ortamdan dışlanma gibi sorunlarla birlikte ölümlere de neden olabiliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın yayınladığı “2021 Narkolog Raporu”na göre erkeklerin yüzde 95,1’i, kadınların ise yüzde 4,9’u hayatında en az bir kere uyuşturucu kullandı. Rapora göre eğitim seviyesi düştükçe madde kullanımı da artıyor. Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, uyuşturucu kullanımının önüne geçmek için yapılması gereken ilk adımın gençleri bilgilendirmek, sembol isimler belirleyerek bu isimlerle uyuşturucunun zararları konusunda toplumu bilinçlendirmek gerektiğini söylüyor.
Uyuşturucuya başlama yaşı git gide düşüyor
Prof. Dr. Beyazyürek, uyuşturucuyla mücadele konusunun her gün gündemde tutulması gerektiğinin altını çizerek şunları söylüyor:
“Uyuşturucu ile mücadele konusu her yıl gündeme geliyor ama bu konunun daha sık ve her gün gündemde tutulması gerekiyor. Uyuşturucu kullanma, uyuşturucuya başlama yaşı git gide düşmeye başladı. Okul öncesi dönemden başlayarak ilkokul, ortaokul, lise, üniversite dahil toplumun her kesiminden bireylere yönelik uyuşturucuyla ilgili bilgilendirme toplantılarının düzenlenmesi gerekiyor.”
Mesajlar otorite tarafından verilmemeli
Uyuşturucunun zararları konusundaki bilgilendirmelerin otorite tarafından değil, toplum tarafından rol model olarak görülen kişiler tarafından verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Beyazyürek, şöyle konuşuyor:
“Bu bilgilendirmelerin de otoriteler tarafından değil daha genç ve toplum tarafından örnek alınan insanlar tarafından yapılması lazım. Gençler bu kişi beni anlıyor, bana ulaşabiliyor diye düşünmeli. Otoriter tavırla sakın uyuşturucu kullanmayın, uyuşturucu zararlıdır, öldürür gibi mesajlar hiçbir şekilde genç insanları etkilemiyor. Uyuşturucuya karşı mücadelede gençler ve toplum tarafından beğenilen, rol model olarak görülen insanlar bu konuda sembol isimler olup bu çalışmaları destekleyebilirler. Tüm bunlar için koordineli çalışmak gerekir. Sivil toplum örgütleri, psikologlar, eğitim kurumları kısacası tüm paydaşlar hep birlikte el ele vererek bu konuda mücadele etmeli diye düşünüyorum.”