Rus gazı AB’yi
bölüyor mu?…
Necdet Buluz
Ukrayna’nın başkenti Kiev yakınlarındaki Buça kentinde işkenceye uğrayanların ceset görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından Rusya, bu görüntüleri “mizansen” olarak tanımlamaya devam ederken Batılı ülkeler de katliamdan sorumlu tuttuğu Rusya’ya karşı pozisyonlarını sertleştirmeyi sürdürüyor.
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelerde, Avrupalı milletvekilleri, Avrupa Birliği Komisyonu’nun, Rusya’ya karşı uygulanacak beşinci yaptırım paketine “Rus doğalgaz ve petrol ithalatının yasaklanmasını” eklememesini eleştirdi. AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise “Avrupa Birliği, er ya da geç, Rus petrol ve doğalgazına yaptırım uygulamak zorunda kalacak” diye konuştu.
Ancak bir sıkıntı var:
Başta Almanya olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler Rus gazına ihtiyaç duyduklarını ve bu gazın olmaması durumunda ekonomilerinin çökeceğini ileri sürmeye başladılar. Bu da “Rus gazı AB’yi bölüyor mu?” sorusunu gündeme getirmeye başladı.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, AB’nin savaşın başından bu yana Rusya’ya 35 milyar Euro enerji ödemesi yaptığını açıkladı.
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, AB Konseyi’nde liderler tarafından Ukrayna’ya ilişkin olarak alınan kararları tartışmak üzere Strazburg’da toplandı. Toplantıda ilk sözü alan Charles Michel, Rusya tarafından Buça’da ve diğer birçok şehirde işlenen “insanlığa karşı suçlarını” kınayarak, “Bugün Buça ve diğer birçok yerde insanlığa, masum sivillere karşı işlenen suçlara karşı öfkemizi ifade ediyoruz. Buça, Rusya’nın Ukrayna halkına karşı vahşetinin sınırı olmadığının bir başka kanıtı” dedi.
AB’nin, Rus petrol ve gazına “er ya da geç” yaptırımlar uygulamak zorunda kalacağını kaydeden Charles Michel, birkaç gün sonra Çin-AB zirvesinin yapılacağına dikkat çekerek, Çin’e “Rusya’yı doğrudan ya da dolaylı desteklememek gerektiğini açıkça anlatacaklarını” dile getirdi. Charles Michel, “Rusya’nın yaptığı özel bir operasyon değil. Bunlar savaş suçlarıdır” diyerek, AB’nin “sorumluları adalete teslim etmek” için delil toplamaya yardım ettiğini vurguladı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın “Avrupa’yı uyandırdığını” dile getirdi. Savaşın başından bu yana Rusya’ya 35 milyar Euro enerji bedeli ödendiğini açıklayan Borrell’in açıklalamalrı şöyle:
“Bugün kömür ithalini yasaklıyoruz. Ama bu genel faturanın çok küçük bir bölümü. Enerji bağımlılığımızı mutlaka azaltmalıyız” dedi. Borrell, AP milletvekillerine Avrupa’nın değişen dünyada “zayıf kaldığını” söyledi: “Sözlerimi bitirirken, bana göre son derece önemli bir noktaya işaret etmek istiyorum. Avrupalılar nasıl bir dünyada yaşadığımızı iyi analiz etmeli. Avrupa dünya nüfusunun yüzde 5’ini temsil ediyor. Enerjimiz son derece dışarıya bağımlı. Yoksul, bağımlı ve azız. Bu, gelecek için sihirli bir formül değil. Ama şükürler olsun Avrupa Birliği var. Her birimiz yalnız olsaydık, bu krizlerle tek başımıza mücadele edecektik. Birlik bizi güçlü kılıyor. Avrupa’yı birlik içinde savunmaya ve geleceğini güçlendirmeye devam etmeliyiz.”
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen de, bu hafta sonu Borrell ile birlikte Kiev’e gideceklerini belirterek, Buça’dan sonra AB’nin Ukrayna halkının yanında olduğu mesajını ileteceklerini belirtti. Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile birlikte “Ukrayna’ya destek kampanyası çerçevesinde, bu hafta sonu Madonna, Bono gibi sanatçıların da katkısıyla Ukrayna’ya ve Ukraynalı mültecilere yardım toplanacağını da belirtti.
Von der Leyen, AB’nin beşinci yaptırım paketinin kapsamını da açıkladı.
Buna göre AB, yılda 4 milyar Euro tutarındaki kömür ithalatını durduracak, aralarında Rusya’nın ikinci büyük bankası VTB’nin de olduğu Rus bankacılık sisteminin yüzde 23’ünü temsil eden 4 yeni bankayı yasaklayacak, Rus gemilerinin Avrupa sularına girmesi yasaklanacak, Rus ve Belarus araçlarına karayolu toplu taşımacılığının olabildiğince azaltılması sağlanacak, bilgisayar, makina, elektronik alanda 10 milyar Euro’luk sanayi ihracatı yasaklanacak; oligarkların gelirlerini azaltacak, 5 buçuk milyar Euro seviyesindeki deniz ürünleri, havyar gibi lüks ürünlerin ithalatı durdurulacak, Rus şirketlerine katılım ve mali destek vermek yasak olacak.
Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin büyük çoğunluğu, AB yaptırımlarını yetersiz bularak, “AB’nin her gün Putin’e gaz ve petrol ödemeleri için yüzlerce milyonlar gönderdiğini” dile getirerek, “Derhal Rusya’dan doğalgaz ve petrol ihracatının durdurulmasını” istedi. Milletvekilleri, Buça katliamının ardından, “Putin’in bir savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğini” de savundu. Az sayıda da olsa, Romanya gibi Ukrayna sınırına yakın ülkelerin milletvekilleri de, “bir taraftan yaptırım” uygulanırken, diğer taraftan da ABD’nin “Putin’i bir çılgın gibi gösteren politikasına mesafe koyarak, Rusya ile diyaloğa devam edilmesi gerektiğini” dile getirdi. Romanyalı vekiller, ABD’nin “Putin’i çılgın birisi gibi gösteren” politikasının savaşı yatıştırmayacağı uyarısını dile getirdi.
Von der Leyen, pakette doğalgaz ve petrole yaptırım maddesinin olmaması konusunda, “Bu son yaptırım paketi olmayacak. Bundan sonra petrol ve doğalgaz yaptırımına eğilmeliyiz. Bu gelirlerin yatırıldığı bankacılık sistemi de buna bağlı olarak düşünülmeli” dedi.
Milletvekillerinin eleştirilerinin ardından son sözü alan Borrell, “Burada dile getirilen bazı ifadeler beni şoke etti. Savaş sadece güç dengesi el değiştirince bitecek. Bu savaşı bitirmek istiyoruz ama ‘ne koşulda olursa olsun’ şeklinde değil. Ukrayna kendisini savunmaya devam etmeli ve biz Ukrayna’ya yardım etmeliyiz. Ama savaşın tarafı olmaktan, savaşı Avrupa’ya yaymaktan da kaçınmalıyız” dedi.
Borrell, petrol ve doğalgaz yaptırımının pakette yer almamasına ilişkin sert eleştirilere de şu yanıtı veriyor:
“Enerji bizim için Aşil’in topuğu. Evet, bu bizim en zayıf noktamız ama aynı zamanda Rusya’nın en güçlü kartı. Şimdi bu durumdan gereken dersleri çıkarmak gerekiyor. Rusya’dan ucuz enerji alındığı sanılıyor. Ama bu para, askeri kapasitenin genişletmesine yatırılıp sonra da o silahlar size dönüyorsa, bu artık ucuz bir enerji değildir. Putin askeri imparatorluğunu nasıl kurdu? Bize sistematik olarak sattığı enerjiden gelen paralarla. Rusya günde 200 milyon varil petrol üretiyordu. Gaz fiyatları korkunç arttı. Bu sayede Suriye, Afrika, Libya, Kafkaslar ve şimdi Ukrayna’ya döndü. Bu ucuz enerji bizim için artık ucuz bir enerji değil. Bize çok pahalıya mal oluyor. Derhal bu enerji bağımlılığından kurtulmalıyız. Avrupa Konseyi bu konuyla ilgilenecek.”
Avrupa Komisyonu yaptığı toplantıda, AB’nin ithalatının yüzde 45’ini oluşturan Rus kömürü alımlarını durdurarak ve Avrupa limanlarını Rus gemilerine kapatarak Moskova’ya yönelik yaptırımları sertleştirmeyi önerdi. Ancak petrole (Avrupa alımlarının yüzde 25’i) ve gaza (AB ithalatının yüzde 45’i) olası bir ambargo, üye devletler arasında sert tartışmalara konu oldu. Doğalgaz ihtiyacının yüzde 55’ini Rusya’dan alan Almanya, bu konudaki isteksizliğini alenen dile getirdi. Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, Moskova’ya karşı yaptırımların AB’ye Rusya’dan daha fazla zarar vereceğine dikkat çekti. Ancak bir an evvel doğalgaz yaptırımına geçilmesini isteyen Baltık ülkeleriyse, Nisan ayının başından bu yana Rus gazı ithalatını fiilen durdurdu.