Türkiye düşmanlığı…
Necdet Buluz
ABD Başkanı Joe Biden, gelecek ay 100’den fazla ülkeyi bir araya getirerek dünya genelinde özgürlük ve hakları yeniden oluşturmaya yönelik bir zirve düzenliyor. Fakat Biden’ın davet ettiği ülkeler arasında Türkiye’nin yer almaması uluslararası kamuoyunda kafaları karıştırdı.
Şunu çok açık belirtelim:
Biden yönetimindeki Amerika, tam anlamı ile bir Türkiye düşmanlığı yapıyor. Hemen her konuda Türkiye’nin çıkarlarını dışlayan, düşmanlarımızla adeta birlik oluşturan Amerika’dan her şeyi bekler hale geldik.
Hiç kuşkusuz bu olup bitenler ilişkilerimizin sonlandırılması anlamına da gelmemelidir. Diplomatik ilişkilerimiz her alanda yürümeli, iletişim yolları açık olmalıdır. Ancak olup bitenlere ve düşmanlıklara da seyirci kalınmamalıdır.
Yanı başımızda Suriye’de PKK/ PYD’ye destek veren, içinde bulunduğumuz F-35 uçak sisteminden Türkiye’yi çıkaran hava gücümüzü kısıtlı hale getirmeye çalışan Amerika’ya ne kadar güvenebiliriz?
İşlerine geldiğinde “Dost ve müttefik” oluyoruz, NATO’nun vaz geçilmez üyesi konumuna yerleştiriliyoruz, ilerine gelmeyince de bizden kötüsü olmuyor. Böyle bir müttefiklik ve dostluk olmaz
Kaldı ki Türkiye karşıtı ülkelerle de bize karşı cephe oluşturuluyor. Düşmanlarımızla işbirliğine gidiliyor.
İç işlerimize karışacak kadar kendilerini yükseklerde görenlere de bu fırsatları vermememiz gerektiği görüşündeyiz.
Gelecek ay yapılacak zirvede Türkiye’nin dışlanması da ayrıca masaya yatırılıp tartışılması gereken ayrı bir konudur.
Bu yılın başında göreve başladığı dönemlerde gündeme getirdiği Demokrasi Zirvesi bu hafta başlıyor. Video konferans üzerinden yapılacak ve 9-10 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek etkinliğin katılımcı ve davetli listeleri de ortaya çıktı. Bu listede ne yazık ki Türkiye yer almıyor.
Gelişmelere göz atalım:
Alman medya kuruluşu Axel Springer’in bir süre önce satın aldığı ABD’nin önde gelen medya kuruluşlarından Politico ve İngiliz haber ajansı Reuters’ın ele geçirdiği davetli listesinde olan ve olmayan ülkeler büyük yankı uyandırdı.
Biden’ın 100’den fazla ülkeyi davet ettiği ve amacının demokratik gerileme ve temel hak ve özgürlüklerin azalmasıyla mücadele etmeyi amaçladığı etkinlikte Filipinler ve Polonya gibi son dönemde ifade özgürlüğünün azaldığı ülkeler yer alırken ABD’nin sık sık “NATO müttefikimiz” dediği Türkiye yer almadı.
Biden yönetimi gelecek ay yapılacak etkinliğin sadece bir başlangıç olacağını ve daha sonra düzenlenmesi planlanan etkinliklere katılmak için ülkelerin belli reformlar yapması gerekeceğini açıkladı.
Listede Fransa, İsveç, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Güney Kore, Ermenistan gibi ülkeler yer alırken, Tayland ve Vietnam gibi ABD müttefiklerinin yer almaması dikkat çekti.
Reuters haber ajansı ise konuyla ilgili olarak, “Orta Doğu’dan temsil çok cılız kaldı, İsrail ve Irak’la birlikte birkaç ülke davet edildi. ABD’nin önemli ortaklarından Mısır ve NATO müttefiki Türkiye listede yer almadı” yorumunu yaptı.
Özellikle geçmişte “İnsan hakları umurumda değil” açıklamasıyla gündem olan Filipinler lideri Rodrigo Duterte’nin davet alması dikkat çekti. Filipinler Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili Duterte’nin davet aldığını doğrularken katılımı için Washington’dan herhangi bir önkoşul olmadığını da aktardı.
Özetleyelim:
Bundan sonra Amerika-Türkiye ilişkileri nasıl şekillenir? Biden nasıl bir tavır sergiler?
Her ne kadar iyimser hava içinde olursak da Biden ve yönetiminin Türkiye karşıtı düşmanlıklarının bundan sonra da devam edebileceğini gözlemliyoruz. Kongredeki haraketlilik ve Türkiye karşıtı düşmanlıklar bunun ayak sesleridir.