ABD- Çin ilişkileri
kritik virajda…
Necdet Buluz
Daha önce yazdığımız yazılarda Amerika’nın hemen her konuda Çin’den endişe etmeye başladığına değinmiştik.
Ortada soğuk savaş var.
Çin’in büyüyen ekonomisi ve nükleer gücü endişe yaratıyor.
Amerika, bu nedenle Çin’i abluka altına almaya çalışıyor. Tayvan ve Doğu Türkistan konularını öne çıkararak Çin’e uluslararası baskıyı artıracak. Covid-19 konusunda da Çin’i kaşımaya ve suçlamaya devam ediyor. Hong-Kong’daki Çin karşıtı gösterilerin de yeniden başlatılacağına dikkat çekiliyor.
Bütün bunlar Çin’i yıldırır mı? Ekonomisini ve askeri gücünü geriletir mi? İlerleyen zaman içinde bekleyip göreceğiz. Sorunların öncelikle diyaloglar yönü ile çözümüne gidilecek.
Beyaz Saray Başkan Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında bu yıl sonunda sanal bir zirveye yapmaya hazırlanıyor. Bu gelişme iki ülke arasında Tayvan nedeniyle gerilimin arttığı bir döneme denk geldi.
Son haftalarda Çin, yaklaşık 150 savaş uçağını Tayvan hava savunma bölgesine gönderdi. Bu da Biden yönetiminin Çin’i uyarmasına neden oldu.
Tayvan kendisini bağımsız olarak değerlendiriyor fakat Pekin Tayvan’ı ayrılıkçı bir eyalet olarak görüyor. Çin’in Tayvan’a yaptığı baskı, Washington’la Pekin arasında yeni bir anlaşmazlık konusu.
Rand şirketindan savunma araştırmacısı Timothy Heath savaş riski olduğunu düşünmüyor. Heat, “Endişe verici olmasına rağmen savaş riskinin fazla olduğuna inanmıyorum. Çin’in bir savaşı tahrik etmekle ilgilendiğini sanmıyorum, Amerika’nın da bunu istemediği belli” diyor.
Amerika ‘Tek Çin’ politikasına bağlı olarak resmen tanımasa da Tayvan’la ilişkilerini sürdürüyor ve savunma desteği sağlıyor. Başkan Joe Biden, Amerika’nın Tek Çin politikasına bağlı kalma taahhüdünü Xi Jinping’le yaptığı telefon konuşmasında vurgulamıştı.
Ancak Amerika 2020 Ocak ayında yapılan ve Çin’in 2021’de 200 milyar dolar daha Amerikan ürünü alma taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle Çin’e baskısını arttırıyor. Yönetim 350 milyar dolar değerinde Çin ürününe ek vergi uygulamasını sürdürüyor.
Amerika Ticaret Temsilcisi Katherine Tai, “Amerikan ekonomisini zararlı politika ve uygulamalardan korumak için elimizdeki bütün araçları kullanacağız, Amerikan ekonomisinin çıkarlarını korumak için gerekli yeni yollar geliştireceğiz” diyor.
Amerika ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde ittifaklar kuruyor. Avustralya bu ülkelerden biri. AUKUS anlaşması çerçevesinde Amerika Avustralya’nın nükleer denizaltı yapmasına yardımcı olacak. Başkan Biden geçen ay ayrıca Avustralya, Hindistan, Japonya liderlerini Quad Zirvesi’nde ağırladı.
Ancak Washington, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik İşbirliği RCEP anlaşmasından dışlandı. RCEP, Çin dahil 10 Güneydoğu Asya ülkesini içeren serbest ticaret anlaşması.
Washington ayrıca Kapsamlı ve İlerici Trans-Pasifik Ortaklık Anlaşması CPTPP’den de dışlandı. Bu, Obama yönetiminin desteklediği, eski başkan Donald Trump’ın 2017’de çekildiği ticaret anlaşması.
Wilson Merkezi’nden Abraham Denmark, “Amerika için bu bölgede ekonomik avantajları devam ettirmek özellikle Çin bu ortaklığa dahil olmak için başvurduğu için zor olacak” diyor.
Biden’la Xi Zirvesi bu yıl sonunda planlanıyor.
Bu konudaki açıklama, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la Çin Güvenlik Danışmanı Yang Jiechi arasında Zürihte yapılan görüşmeden sonra geldi.
Görüşümüze gelince:
Çin, yıllardır tehdit ediliyor. Ancak Amerika’dan gelen her tehdite de şiddetle karşılık veriyor, boyun eğmiyor. Bundan sonraki sürecin de bundan farklı olmayacağını söyleyebiliriz. Bir sıcak çatışma olmaz ama soğuk savaş bütün şiddeti ile devam eder.