Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Suya bundan sonra artık mücevher gibi davranmamız lazım. Su bizim için çok kıymetli” dedi.
Uzmanlar, küresel ısınma konusunda 2030’a kadar çok yönlü önlemler alınmadığı takdirde, dünyanın geri dönülmez felaketlerle karşı karşıya kalacağına dikkat çekiyor. Dünya Meteoroloji Örgütü´nün (WMO) raporuna göre, son 50 yılda ortalama her gün dünyanın bir yerinde hava, iklim veya su tehlikesiyle ilgili bir felaket meydana geldi.
Türkiye’de de bu yaz, küresel ısınmayla birlikte tedbirsizliklerin ortaya çıkardığı felaketler yaşandı.
Kuraklık yüzünden Türkiye genelindeki nehirlerin neredeyse tamamında suyun akış hızı yüzde 70’lere varan oranda düşmüş, göllerin ise yüzde 60’ı kurumuştu.
Türkiye’deki ortalama hava sıcaklıklarının 2030 sonrasında üç derece artabileceğini, yağış klimatolojisinde ise olumsuz değişimlerin olacağını belirten uzmanlara göre en büyük sorunlardan biri de akarsu yataklarında yaşanan ciddi kirlilik.
Son dönemde hazırlanan tüm araştırmalarda Ergene, Büyük Menderes, Sakarya, Kızılırmak başta olmak üzere tüm su kaynakları belli oranlarda kirlendiği belirtiliyor. Çiftçiler ise geçmişte 20 metre derinden yeraltı suyu çekerken, günümüzde 200 metreden su çekmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
‘Artık suya planlama yapmamız lazım‘
Çanakkale’de ‘Damlaya Damlaya Çeltik Olur’ projesi için konuşan Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Çanakkale, Türkiye çeltiğinin yüzde 10’unu üretiyor ve ekim alanında da Türkiye’nin 4’üncü sırasında. Kuraklık ve iklim değişikliği ekseninde ister istemez artık suya göre bir üretim, suya göre bir planlama yapmamız lazım. Bu çalışma doğrultusunda da bugün hasadını yapacağımız damla sulu ekilmiş çeltiğin hasadını birlikte yapıyor olacağız. Damla sulamada yüzde 50 tasarruf var. Yani 1 dönümde ne kadar su harcıyorsanız yarısı kadar miktarla çeltik üretimini yapmak mümkün. Maliyeti yaklaşık olarak toprak işleme ve ekim işlemlerinde yüzde 60, işçilikte yüzde 70, tarla kirasında yüzde 30 olarak düşürdük. Toplam maliyette en azından yüzde 20 düşüyor.
Bundan sonra artık çeltik üretimini yavaş yavaş tamamen damla sulamaya geçirmemiz lazım. Bu projenin başka bir faydası daha var. Sadece düz ve sulu arazilerde üretilmeyecek. Su kısıtı, çeltik ekim alanlarında arttırmaya hiçbir şekilde engel olmayacak. O anlamda kendi kendimize yeterliliğimizin sürdürülebilmesi için gelecek on yıllarda azalacak su miktarını hesaba katarsak, bu projenin önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Kaynak:Diken.com