“Suriyeli mültecileri
korumaya
devam edin”
Necdet Buluz
Yukarıda başlığa aldığımız cümle Uluslararası Af Örgütü’nün çağrısıdır. Aynı çağrıda ”Suriye’nin hiçbir bölgesi güvenli değil” açıklaması da yer alıyor.
Emredersiniz, başka emriniz var mı?
Şu düşürüldüğümüz duruma bakın, içimiz kan ağlıyor.
Burada duralım:
Türkiye 5 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacı barındırıyor Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “450bin sığınmacı topraklarına geri döndü” açıklaması yaptı.
Uluslararası Af Örgütü bu açılamayı bize göre kasıtlı yapıyor. Bizi sığınmacı içinde boğmaya yönelik adımlar atılıyor. Gelenleri o kadar korumaya kalkıyorsanız alın nereye götürürseniz götürün. Daha güvenli dediğiniz bölgeler sizin olsun.
Konu hakkında daha geniş yazacağız. O kadar doluyuz ki, anlatmak istediklerimiz bu satırlara yetmez.
Şu açıklamalara bakar mısınız?
Uluslararası Af Örgütü, Suriye’deki iç savaştan kaçarak başka ülkelere sığınan Suriyeliler’in ülkelerine geri döndükten sonra gözaltına aldığını ve cinsel şiddet olmak üzere işkenceye maruz bırakıldığını açıkladı.
Türkiye dahil birçok ülke, iç savaştan kaçan Suriyeliler’in durumunu tartışırken Uluslararası Af Örgütü, ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerle ilgili “Eceline gidiyorsun” başlığıyla, dikkat çekici bir rapor hazırladı. Örgüt, raporda, Suriyeli istihbarat yetkililerinin ülkeye geri dönen 13’ü çocuk 66 kişiye karşı korkunç insanlık suçları işlediğini belgelediklerini açıkladı.
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, 2017 ortası ile 2021 yılı arasında Lübnan, Rukban (Ürdün ile Suriye sınırı arasında kalan kayıt dışı bir yerleşim bölgesi), Fransa, Almanya, Türkiye, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Suriye’ye geri dönen mültecilerin durumu ele alındı. Bu kişilere yönelik ciddi insan hakları ihlallerinin belgelendiğini vurgulayan Uluslararası Af Örgütü, ülkeye geri dönenlerle yakınları ve arkadaşlarının da aralarında bulunduğu 41 Suriyeli’nin yanısıra avukatlar, insani yardım görevlileri ve Suriye uzmanlarıyla yapılan görüşmeler sonucu raporu hazırladıklarını ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü, Suriye’ye geri dönenlerin ülkeden kaçtıkları için ihanet ve “terörü” desteklemekle suçlandığına dikkat çekerek “Uluslararası Af Örgütü kadın, erkek ve çocukların bu algının doğrudan bir sonucu olarak hedef alındığı ve tecavüz ve diğer türde cinsel şiddet, keyfi veya hukuka aykırı gözaltı, işkence ve başka türlü kötü muamele dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığı 24 vakayı belgeledi. Bazı durumlarda geri dönenler, yalnızca köken itibariyle Suriye’de muhaliflerin kontrolundaki bölgelerden geldikleri için hedef alındı” denildi.
Hükümetin şüphelendiği kişilere acımasız cezalar uygulandığına dikkat çekilen raporda, “Uluslararası Af Örgütü, güvenlik güçleri tarafından uygulanan 14 cinsel şiddet vakasını belgeledi. Bunlardan yedisi tecavüz vakasıydı ve beşinde kadınlar, birinde genç bir erkek çocuk, diğerindeyse beş yaşındaki bir kız çocuğu tecavüze uğradı. Cinsel şiddet, sınır geçişlerinde veya alıkoyma merkezlerinde sorgu sırasında uygulandı. Tanıklıklar, çatışmalar sırasında hükümet yanlısı güçler tarafından sivillerin ve alıkonulan kişilerin maruz bırakıldığı, kapsamlı bir biçimde belgelenmiş cinsel şiddet ve tecavüz vakalarıyla örtüşüyor” görüşlerine yer verildi.
Rapora göre, bazı aileler, kadınların gözaltına alınma ihtimalinin erkeklere göre daha düşük olacağı düşüncesiyle, önce eşlerinin Suriye’ye gitmesini tercih etti. Ancak bu düşünceyle dönen 13 kadının hukuka aykırı biçimde gözaltına alındığı bilgisi de raporda yer aldı. Raporda 13 kadınla ilgili “Bu kişilerin bazıları erkek akrabaları hakkında sorgulandı. Ayrıca, üç haftalık bebeklerden, 16 yaşındaki çocuklara kadar farklı yaştaki 10 çocuk da anneleriyle birlikte gözaltına alındı. Güvenlik güçleri, beş çocuğa işkence ve diğer türde kötü muamele uyguladı. Kadınlar, Suriye’ye döndüklerinde erkekler kadar risk altına giriyor ve bu nedenle aynı düzeyde korumadan faydalanabilmelidirler” bilgilerine yer verildi.
Raporun “İşkence ve zorla kaybetmeler” başlığındaysa, kadın, erkek ve çocukların, Suriye’ye geri döndükten sonra, genellikle geniş kapsamlı “terör” suçlamalarıyla gözaltına alındığı toplam 59 vakaya yer verildi. Bu vakalarla ilgili “33 vakada geri dönenler, gözaltında veya sorgu sırasında işkence veya diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldı. İstihbarat yetkilileri, gözaltındaki kişileri, iddia edilen suçları itiraf etmeye zorlamak, onları bu suçları işledikleri veya hükümete muhalif oldukları iddiasıyla cezalandırmak için işkenceye başvurdu” bilgilerine yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü raporunda, 27 zorla kaybetme vakası da yer aldı. 17 kişinin akıbetinin hala bilinmediği ifade edilirken “Beş vakada yetkililer, en sonunda ailelere yakınlarının gözaltında öldüğünü söyledi, beş kişi serbest bırakıldı, diğer 17 kişininse akıbeti bilinmiyor” denildi. Raporda ayrıca, Suriye’ye geri dönenlerden 27 kişinin, ailelerine şantaj amacıyla gözaltında tutulduğuna dikkat çekildi.
Uluslararası Af Örgütü , Suriyeli yetkililerin ülkeyi terk edenlere yaptığı ‘dönün’ çağrısına dikkat çekerek, Suriye’nin hiçbir yerinin dönüş için güvenli olmadığının altını çizdi. Örgüt, görüşlerini şu cümlelerle dile getirdi:
“Suriye’de çatışmaların seviyesi son üç yılda önemli ölçüde azaldı. Mevcut durumda hükümet ülkenin yüzde 70’inden fazlasını kontrol ediyor. Bu bağlamda, Suriye yetkilileri, kamuoyuna yaptıkları açıklamalarla, mültecileri ülkeye geri dönmeleri konusunda cesaretlendiriyor. Mültecilere sığınma sağlayan birçok ülkeyse, Suriyelilere verilen koruma statüsünü gözden geçirmeye başladı. Mültecilerin kötü yaşam koşulları ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığı Lübnan ve Türkiye’de hükümetler, Suriyelilere ülkelerine geri dönmeleri için gittikçe daha fazla baskı yapıyor. Avrupa’da Danimarka ve İsveç, Şam ve çevresindeki kırsal bölge dahil olmak üzere güvenli kabul ettikleri bölgelerden gelen sığınmacıların oturma izinlerini yeniden değerlendiriyor. Buna karşılık, bu raporda belgelenen vakaların üçte biri, dikkate değer biçimde Şam’da veya Şam bölgesinde meydana gelen insan hakları ihlallerini içeriyor. Uluslararası Af Örgütü, raporun bulgularına dayanarak Suriye’nin, hiçbir bölgesinin geri dönüş için güvenli olmadığı sonucuna varmaktadır. Ayrıca, çatışmaların başlangıcından bu yana Suriye’den ayrılan kişiler, ülkeye geri döndüklerinde, siyasi fikirlerine ilişkin algılar nedeniyle veya yalnızca ülkeden çıkmış oldukları için zulme maruz bırakılma riski altındadır.”