“Sığınmacı sorunu
sabırları taşırıyor…”
Necdet Buluz
Suriyeli 5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Bunlar sıkıntı yaratıyor. Toplumsal düzen sarsılıyor. Şimdi de Afganistan’dan gelen ve gelmekte olan sığınmacılar var. Türkiye bunu kaldıracak güç ve kapasitede değil. Bu nedenle ülkemize gelen ve gelmekte olan sığınmacı sorunu neredeyse gündemin birinci maddesi haline geldi.
Konu çok derin ve bizleri de yakından ilgilendiriyor.
Başlığa aldığımız cümle Gezici Araştırmanın patronu Murat Gezici’ye ait. Yapılan anketlerde milletin nasıl bir tepki içinde olduğu gerçeğini bütün çıplaklığı ile görebiliyoruz.
Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Çalışmalar uzmanı ve Gezici Araştırma Şirketi Genel Müdürü Murat Gezici göçmen sorununun hükümete oy kaybettirip kaybettirmeyeceğini ve halkın bakış açısını SÖZCÜ’ye (Batuhan Serim) değerlendirdi. Gezici’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
■ Göçmen sorununa halkın bakışı nedir?
Afgan mültecilerin kontrolsüz bir şekilde sınırlardan geçip ülkeye dağılması işin rengini tamamen değiştirdi. Örneğin işverenlerin ucuz iş gücü olarak mültecileri çalıştırmaları, iş arayan insanların iş bulma sürecini daha da zor hale soktu. Hükümetin toplumun yaşadığı sorunları duymazdan gelmesi insanların öfkesini büyüttü. Ülke insanı göçmen sorunuyla karşılaştığı ilk zamandan bu zamana kırılma yaşadı. Ilımlı iklim tersine döndü. Konukseverlik yerini kızgınlığa, kaygı, korku ve umutsuzluğa bıraktı. Bugün insanların büyük kısmı, hükümetin göçmen politikasının ülkenin demografik yapısını dönüşüme uğratma amacı taşıdığını ve yönetenlerin iktidar kaygısı taşıdığı için bu yola başvurduğunu düşünüyor. Halk adeta kaynayan bir kazan gibi; taşması an meselesi gibi görünüyor.
■ Halk, hükümetin göç politikasından memnun mu?
Halk nezdinde birikmiş bir öfke ve kızgınlık var. Hükümetin göç politikasına karşı ciddi bir tepki var. Halk AKP hükümetinin Batılı devletlerin sorumluluğunu kendi üzerine alarak ülkeyi kaotik bir yer haline getirdiği düşüncesinde. Vatandaşlar göçmen alınmasının ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yarattığını, işsizliği büyüttüğünü düşünüyor.
■ Hükümetin Taliban’a ilişkin açıklamalarını halk nasıl karşılıyor?
Erdoğan “Taliban’ın inancıyla ters bir yanımız yok” demeci verdi. Halkın çok önemli bir kısmı Erdoğan ile aynı fikirde değil; İslam anlayışının Taliban’dan farklı olduğu görüşünde.
■ Halk ekonomik gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?
Halkın yüzde 58,6’sı ekonominin iyi olmadığı görüşünde. Önümüzdeki 6 ayda ekonomi daha kötü olacak diyenlerin oranı ise yüzde 54.
Ülke nüfusunun yüzde 15’i göçle gelen mülteciler oldu
■ Kontrolsüz göç politikası devam ederse hükümete oy kaybettirir mi?
Göç politikasının çok ciddi başarısızlıkları var ve bunları demokratik, şeffaf toplum olma özelliğimizi yitirdiğimizden ötürü tartışamıyoruz. Bu durum ise kaçınılmaz bir şekilde sorunları çözülemez hale getiriyor. AKP’nin karnesine kırık not olarak yazılıyor. Sığınmacılar ülke siyasetini baştan sona etkileyecektir mutlaka. Ülke nüfusunun yüzde 15’ini göçle gelen mülteciler oluşturuyor. Sayının bu kadar yüksek olması, ister istemez bir huzursuzluk kaynağı. Fakat halktan gelen bir takım tepkiler hükümet duyarlı bir politika üretmiyor. Göçmenler ülke ekonomisin bölünmesine parçalanmasına sebep oluyor ve rekabeti de yanında getiriyor. Ekonomik krizi halk derinden hissediyor. Özetle Türk lirası kur karşısında değer kaybettiği, Türk ekonomisi iyileşmediği, gelir düzeyinde artış olmadığı, işsizlik azalmadığı sürece mültecilerle ilgili sorunlar halk nezdinde daha dikkat çekici hale gelecek. kızgınlık getirecek. Bu durum elbette AKP için hayırlı bir sonuç getirmeyecektir.
■ Önümüzdeki ilk genel seçimde seçmen hangi başlıklarla sandığa gidip oy verecek sizce?
Seçmenin yüzde 65’i eski Türkiye ve yeni Türkiye üzerine düşünerek oy verecek 40 yaş üstü seçmenler. Yarın veya 2023’te kime oy vereceğini önceden kararlaştırmış seçmen yani sadık seçmenler. Siyasi iktidarın otoritesini sağlamlaştırmak için sert tedbirlere başvurması, iktidar ile muhalefet arasındaki boşluğu daha da büyütmekte ve bağımsız seçmenler oluşmakta. Seçmenin yüzde 35’i bağımsız seçmenlerden oluşuyor. Bu kesimin belli bir ideolojisi yok; bunlar ekonomik koşullara ve yaşam biçimine göre oy verecek. 40 yaş altı seçmenlerin çoğunluğu bu seçmen. Örneğin yüzde 84’ü ‘HDP kapatılmasın’ diyor. Bunlar arasında ‘farklı bir dinden biriyle evlenirim’ diyenlerin oranı yüzde 88. Seçmen değişiyor ama siyasiler değişmiyor. 19 yıllık tecrübeli iktidar toplumu analiz edemedi. Halk siyasetin “gerçek sorunlara” sahte yanıtlar vermesini istemiyorlar.
Halk artık ülkeyi ilgilendiren ana sorunlar üzerine yoğunlaşıyor. Bu seçmeni ara sokaklara sokamadı iktidar. Bugün halk yaşanan pekçok sorunun kaynağında Başkanlık Sistemi’ni buluyor. Ve bu sistemin değişmesi için de mücadeleye girişiyor. Belki iktidar bunu görürse ara çözüm olarak yarı başkanlık sistemi getirebilir, yeni bir şeyler söyleyecektir. Söylemeden mevcut yapı ile seçime girmeyecektir. Ekonomi, seçimlerin seyrini belirleyecek. Seçmen kitlesinin yüzde 68’i mutsuz ve tedirgin, ciddi ekonomik sorun yaşıyor, geleceğe dair kaygı, korku, umutsuzluk, hayal kırıklığı taşıyor. Ekonominin alarm vermesi, seçmenin hükümete yönelik tepkisini palazlandırıyor. Dolayısıyla bugün seçmen nezdinde AKP’nin ekonomi politikası sınıfta kalmış görünüyor.