Ortak mı, rakip mi?..
Necdet Buluz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Rusya’nın Soçi kentinde bir araya gelip, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirmişlerdi. İki liderin gündeminde birçok başlık bulunuyor. Ancak uzmanlar iki ülke arasındaki bağlar kadar görüş ayrılıklarına da dikkat çekiyor.
Bir de şu var:
Görüşmeler baş başa yapıldı, açıklama yapılmadı.
Reuters haber ajansı, Erdoğan-Putin zirvesi öncesinde Türkiye-Rusya ilişkileriyle ilgili bir analiz haber yayımlamıştı. Biz, bu görüşmeyi ve sonuçlarını merak ettiğimiz için bu analiz yazıdan bazı alıntıları sizlerle paylaşmak istedik:
“Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemi alması, Ankara’nın NATO ortaklarını alarma geçirse de, iki ülke Ortadoğu’dan Kafkasya’ya kadar olan birçok savaşta rakip olmaya devam ediyor.
Türkiye, Rus füze savunma sistemi S-400’leri satın aldı ve Moskova’dan daha fazla ekipman alabileceğinin de sinyallerini verdi. Türkiye, Rusya’dan doğalgaz ithal ediyor, milyonlarca Rus turiste ev sahipliği yapıyor ve Batı NATO ittifakına üyeliğin Moskova ile bağ kurmanın önünde bir engel olmadığını söylüyor.
Ama aynı zamanda Rusya’nın desteklediği Suriye hükümet güçlerini geri püskürtmek için Suriye’nin kuzeyine asker yerleştirdi ve Libya ve Dağlık Karabağ’daki çatışmalarda rakip tarafları destekledi.
Reuters’ın analiz haberinde, Vladimir Putin ile Recep Tayyip Erdoğan’ın zirvesi öncesinde, Moskova ile Ankara’yı birbirine bağlayan ve ayıran birçok unsur olduğuna dikkat çekiliyor.Rusya, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı destekleyip, muhalif güçlerin Türkiye sınırında, Suriye’nin kuzeybatısındaki küçük bir bölgeye geri çekilmesini sağlayana kadar Türkiye, Suriye’de, bir zamanlar Esat’ı devirmeye yakın görünen güçleri destekliyordu.
Suriye’de 2020 yılı Şubat ayında düzenlenen bir hava saldırısında en az 34 Türk askeri öldürüldüğünde, Türkiye, 1 milyon kişiyi yerinden eden Suriye hükümet güçlerinin ilerlemesini durdurmak için İdlib’in kuzeybatı bölgesine takviye kuvvetler gönderdi.
Çarşamba günkü zirvenin hazırlıkları sürerken, Türkiye’nin desteklediği gruplar Rusya’nın hava saldırılarını arttırdığını söylüyor.
Ankara’daki yetkililer, takviyeden çok asker rotasyonu yaptıklarını açıklasa da, bu gruplar Türkiye’nin bölgeye yeniden daha fazla kuvvet gönderdiğini söylüyorlar.
Libya’da, Türkiye’nin askeri müdahalesi, doğudaki Halife Haftar’a bağlı güçlerinin Trablus’ta uluslararası kabul görmüş hükümetesaldırısını durdurdu.
Birleşmiş Milletler uzmanları, Rus Wagner Grubu’nun Hafter güçlerini desteklemek için savaşçılar gönderdiğini, Türkiye’nin ise Trablus hükümetini desteklemek için Suriyeli savaşçılar yolladığını söylüyor.
Geçen Ekim ayında varılan ateşkese göre, yabancı savaşçıların Ocak ayına kadar ayrılması gerekirken, tarafların bu tarihi görmezden geldiği belirtiliyor.
Türkiye, geçen Kasım ayında Azerbaycan’ın etnik Ermeni güçlerini Güney Kafkasya’daki Dağlık Karabağ yerleşim bölgesinin büyük bölümünden çıkartmak için düzenlediği askeri saldırıyı destekledi.
Moskova’nın Ermenistan ile bir savunma anlaşması bulunuyor ve Rusya eski Sovyet cumhuriyetlerinden oluşan güney kanadını kendi arka bahçesinin bir parçası olarak görüyor. Putin, etnik Ermeni güçlerinin tamamen yenilgiye uğramasını önlemek için bir barış anlaşmasına aracılık etti.
Türkiye, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımıyor ve Ukrayna’nın egemenliğini korumasının önemli olduğunu söylüyor. Erdoğan’ın geçen hafta Birleşmiş Milletler’de tekrarladığı bu mesaj, Moskova’yı rahatsız ediyor.
Erdoğan Rus kuvvetlerinin Ukrayna sınırına yığıldığı Nisan ayında Kiev’i destekleme sözü verdiğinde, Rusya Türkiye’yi “militarist duyguyu” körüklememesi konusunda uyarmıştı.
İki yıl önce Türkiye, Rus S-400 füze savunma bataryalarını teslim aldı ve bu alım, Ankara’nın savunma sanayisine ABD yaptırımlarını tetikledi.
Washington’un, daha fazla Rus silah alımının, ek ABD yaptırımları getireceği yönündeki uyarılarına rağmen Erdoğan, hiçbir ülkenin Ankara’nın satın alımlarını dikte edemeyeceğini söyledi ve ikinci parti bir S-400 satın alabileceğini açıkladı.
Rusya, geçen yıl bir ana boru hattının dört ay boyunca onarımda olduğu bir dönemde Türkiye’ye gaz sevkiyatını üçte bire düşürdükten sonra, enerji ihtiyacı için büyük ölçüde ithalata bağımlı olan Türkiye’nin gaz ithalatının bu yıl yaklaşık yarısını karşıladı.
Geçen yıl pandemiden kaynaklanan düşüşten sonra tüketimde yaşanan toparlanma, Rus gazının hacmini de arttırdı.
2019’da pandemi dış seyahatleri büyük ölçüde kesmeden önce, yedi milyon Rus turist Türkiye’yi ziyaret etti. Aynı dönemde hiçbir ülkeye bu kadar çok sayıda Rus turist gitmedi. Turizm, Türk ekonomisi için önemli bir döviz kaynağı olmaya devam ediyor.
Rus nükleer şirketler grubu Rosatom, Türkiye’nin güneyindeki Akkuyu’da, Putin’in 2023’te çalışmaya başlayacağını söylediği bir nükleer santral inşa ediyor.”