Möntrö nedeniyle Türkiye
kilit konumda…
Necdet Buluz
Rusya’nın Ukrayna’nın doğu sınırına asker yığmasıyla birlikte başlayan gerilim dinecek gibi değil. Karadeniz ısınıyor. Amerika, bölgede Rusya’nın egemenliğini kırabilmek için harekete geçerse savaş da kaçınılmaz olacak. Öyle görünüyor ki Türkiye’yi de zor günler bekliyor.
İşte bu noktada Möntrö anlaşması nedeni ile Türkiye kilit rol oynuyor.
Karşımızda Amerika var. Yanı başımızda ise son yıllarda ilişkilerimiz giderek güçlenen Rusya bulunuyor. Bu durum karşısında Türkiye’nin çok akıllı ve bilinçli hareket etmesi gerekiyor.
Son haftalarda Kiev ve Moskova hattında yaşanan gerilime birçok ülke farklı açıklamalar yaparken ABD’den çok net ve korkutucu bir açıklama geldi.
ABD Savunma Bakanlığı’nda görevli üst düzey bir yetkili, ABD’nin Karadeniz’e birkaç hafta içerisinde savaş gemisi gönderebileceğini duyurdu. İsmini açıklamak istemeyen yetkili ABD’nin Rusya’nın karşısında Ukrayna’ya destek olmak ve birlik mesajı vermek için böyle bir hamle yapmayı planladığını söyledi.
ABD donanmasının Karadeniz’de rutin olarak devriye gezdiğini vurgulayan yetkili Karadeniz’e savaş gemisi yollamanın ise “Moskova’ya, ABD’nin gelişmeleri yakından izlediği” mesajını vereceğini söyledi.
Montrö Anlaşması uyarınca ABD’nin Karadeniz’e savaş gemisi göndermeden önce tam 14 gün Türkiye’ye bilgilendirme vermesi gerekiyor.
Öte yandan CNN’e konuşan yetkili ABD Donanması’nın Karadeniz üzerindeki uluslararası hava sahasında gözlem uçuşlarına devam edileceğini de söyledi. Yetkili böylelikle ABD’nin Rusya’nın denizdeki faaliyetleri ile birlikte Kırım’daki askeri pozisyonlarının da izlendiğini dile getirdi.
ABD’ye ait iki adet B-1 uçağı Ege Denizi üzerinde bir operasyona katılmıştı. ABD’li yetkili, “Rusya’nın saldırıya geçeceğini düşünmüyoruz fakat eğer işler değişirse biz orada müdahale etmeye hazır olmak istiyoruz” dedi. Yetkili bölgedeki durumun kısa bir sürede değişebileceğinin farkında olduklarını da vurguladı.
Ukrayna-Rusya sınırında olan ve Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk kentlerinin de içinde olduğu Donbas bölgesinde 2014 yılından beri bir gerilim sürüyor. 2014’te bölgedeki Rus nüfusu ve Rusya yanlılarının tek taraflı olarak bağımsızlıklarını ilan etmelerinin ardından bölgede çatışmalar başladı.
Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasında 7 yıldır devam eden çatışmalar son haftalarda yoğunlaştı. 2014 yılından beri 3 binden fazla sivil yaşamını yitirirken her iki taraftan yaklaşık 30 bin asker de öldü.
Ukrayna parlamentosu, 7 yıl önce Kırım’ın ilhakı ve Donbas’ta yaşanan çatışmalar ile birlikte Rusya’yı saldırgan ülke olarak tanımlayan yasaya onay vererek ilişkilerin kopma noktasına gelmesine sebep olmuştu.
Halen Donbas’ta yaşanan gerilimin çözümüne ilişkin müzakereler Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı aracılığıyla yürütülse de taraflar arasında Temmuz 2020’de varılan ateşkes anlaşması ihlal edilmeye devam ediyor. Özellikle son dönemde çok sayıda asker yaşamını yitirirken başta NATO ve AB olmak üzere birçok Ukrayna’ya destek mesajı vermişti.
Ukrayna’dan ise yine “NATO bize yardım ve destek versin” mesajları yükseliyor. Ukrayna’daki çağrılara AB’nin de destek verdiğini görmekteyiz. Bu noktada Amerika ile AB ortak hareket ediyor.
Şunu da unutmayalım:
Amerika’nın yeni Başkanı Biden, Rusya’ya karşı çok sert davranışlar içinde. Son yaptığı açıklamalarda da Rusya Devlet Başkanı Putin’i çok ağır biçimde eleştirmişti. Bu açıklamalar da bölgede gerilimi daha da artırıyor.
necdetbuluz@gmil.com
www.facebook.com/necdet.buluz