ATATÜRK VE ÇOCUKLAR (2)
YAHYA AKSOY
“Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye
edilmelidir.”Atatürk(1935)
1979 Dünya Çocuk Yılı’nda Kültür Bakanlığı , çocukların dünyasının kitapla
zenginleşeceğini vurgulamak için yurt genelinde yaygın ve etkin ” Her Çocuğa bir Kitap”
kampanyası başlattı. Milyonlarca kitap, yurt genelinde çocuklarla buluştu. Tertip komitesi
başkanı olarak kitap kampanyasının başarılı sonuçlarını dönemin Kültür Bakanı
Prof.Dr.A.Taner Kışlalı ve müsteşarı Prof.Dr.Şerafettin Turan hocama sunduğumda
hepimiz göksevinç olmuştuk.
Eğitim, çok geniş bir süreç olup her tür öğrenimi içine almaktadır. Bu süreç, kişinin kültür
kazanmasını, kişiliğinin oluşmasını ve sosyalleşmesini sağlayarak kendi toplumunun ve
dünya toplumunun bir üyesi olarak yaşamaya uyum sağlanmasını öğretir.”Yüksek
göklere çıkmak için gerekli olan merdiven ve kanat hep kitapların sayfalarından
yapılmıştır. Kitapsız büyüyen çocuk susuz ağaca benzer”sözleri, çocukların eğitiminde
kitabın yeri ve önemine ışık tutmaktadır.
“Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir.Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu yükseltecek ve
devam ettirecek sizsiniz… Türk çocuklarının yüksek kabiliyetine inancım tamdır…” diyen
Atatürk,her eserini gençliğe emanet etmiştir.Bütün çocuklarımız öncelikle bu emanetleri
koruyacak şekilde “Atatürk İlkeleri” ışığında eğitilmeli ve yetiştirilmelidirler.
Toplumun temel taşı olan ailenin ve çocuğun gelişmesinde annelerin çok değerli bir yeri
olduğuna inanan Atatürk, kadınlarımızın bütün alanlarda gelişmeleri için tüm yasal
uygulamalara öncelik tanımıştır.
“Çocuk kalbi işlenmemiş bir elmas gibidir,onu ihmal etmek manevi bir cinayettir” diyen
ünlü eğitimci ve şair İbrahim Alâettin Gövsa (1889-1949), çocukların eğitimden ilk sırada
sorumlu ilk öğretmen olan,çocuğunu 9 ay karnında, 9 ay sırtında ve ömür boyu kalbinde
taşıyan anneler için bir şiirinde şöyle demekte:
” Azmederse eğer kadın/ Bu inkılâp olur yarın/ Hamurunu insanlığın/ kadın eli yoğuruyor/
Her baht ile demek kadın/ İstikbâli doğuruyor.”
“Atatürk’ün manevi kızlarına gösterdiği ilgi içlerinde en küçüğü olan Ülkü’nün üzerinde
yoğunlaştı. (1932 doğumlu) Ölümünden bir kaç hafta öncesine kadar, Ülkü onun
yanından hiç ayrılmadı.” A.Mango (Atatürk MTK-Sf-587)
Kimsesiz çocukları korumak ve eğitmek amacıyla Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nu
kuran, çocukları evlatlık edinerek onların örnek bir insan olarak yetişmelerini sağlayan,
her ortamda ve bayramlarda çocuklara özenle yaklaşarak onların yerini ve önemini
vurgulayan Baş Öğretmen Atatürk, 1934 ‘de İzmir’de Hakimiyet-i Milliye İlkokulu Fakir
Çocukları Koruma Heyeti’nin düzenlediği ” SENİ DOYA DOYA ÖPMEK İSTİYORUM”
temalı çocuk balosuna katılmıştır.Bu hatıranın albümü bugün Anıtkabir’de Atatürk
Müzesinde özel eşyalar arasındadır.
“Bizim çocukluğumuz fakirlikle geçti,elime iki kuruş para geçince bunun muhakkak
yarısını kitaba verirdim. O zaman da böyle okurdum. Eğer aksini yapsaydım ben
ATATÜRK olamazdım,Türkiye’yi bu hale getiremezdim…Bu vatan, çocuklarımız ve
torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır.”
İmzalı bir resmini ve mesajını isteyen Amerikalı Curtıs La France isimli on yaşındaki
çocuğun isteğini yerine getiren Atatürk, mektubunda şöyle demiştir: ” Amerika’nın zeki
ve çalışkan çocuklarına biricik tavsiyem, Türklere dair her işittiklerine gerçek gözüyle
bakmasınlar. Kesin olarak bilimsel ve esaslı incelemeye önem versinler. Hayatta başarıya
ve mutluluğa ulaşmanızı dilerim.”
Çocukları, umut, güven, heyecan ve gelecek olarak gören ve çok seven ATATÜRK,
Çankaya sırtlarında karşılaştığı küçük Cemil ile konuşur ve onu kaldırarak alnına sıcak
bir öpücük kondurarak şöyle demiştir: “Milletin bağrından, temiz bir nesil yetişiyor. Bu
eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak.”
Atatürk, akıl ve bilim ışığında ulusal bilgi ve bilinçle donatılmış çocuklara ve gençlere
güvenerek, geleceği onlara emanet etmiş ve gözü arkada gitmemiştir.
” Ben ölürsem, soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına
eminim ; bununla gönlüm rahat!”1926 Mustafa Kemal Atatürk
“Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” kutlu olsun.
YAHYA AKSOY