“Şubat ayında
rahatlayabiliriz…”
Necdet Buluz
Soru şu:
Çin’den gelen aşılar uygulanmaya başladı. Peki, aşılamalardan sonra covid konusunda bir rahatlama olacak mı?” Şimdi hemen herkes bu sorunun yanıtını merak ediyor.
Yanıtı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara şu şekilde veriyor:
“Kontrollü ve ‘yeni normal’ kurallar çerçevesinde bir hazırlık içine girilmesi gerekiyor. “Risk grubundaki büyüklerimizi aşılarsak Şubat’ta rahatlayabiliriz.”
Sorun giderek karmaşık bir hal alıyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü de diğer bazı uzmanlar da “Rahatlama beklemeyin. 2021 yılında da salgın sürecek. Rahatlama için daha bir yıl beklemek gerekiyor” diyor.
Kara’nın “rahatlama” sözcüğü, kapalı olan cafe ve restoranların açılması anlamında değerlendiriliyor. Belki okulların bazı bölümlerinde de yüz yüze dersler başlayabilir.
Türkiye’de başlayan aşılama programıyla birlikte salgının kontrol altına alınması beklenirken, Kasım ayında getirilen Covid-19 tedbirlerinin de ne zaman esnetileceği merak ediliyor.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, bir süredir konuşulan “15 Şubat’ta restoranlar ve kafeler açılacak” iddiası ile ilgili de açıklamalarda da bulunuyor.
“Bizim öncelikle birkaç parametreyi birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Bir an evvel kendimizi, kontrollü ve yeni normal kurallar çerçevesinde bir normale dönüşe hazırlamamız gerekiyor. Özellikle çocuklarımızın okulları, gençlerimizin üniversiteleri ve ekonomik yaşamın devamı için aynı şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Öncelikle bizim temel amacımız sağlık ve olmazsa olmazımız kayıplarımızı azaltmak. Ama hemen bunun arkasında bir planlamanın olması gerekiyor. O bakımdan aşılar çok önemli. Özellikle kayıplarımızı hızla azaltabilirsek, risk grubundaki büyüklerimizi aşılarsak şubatta rahatlayabiliriz”
Bir başka Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü yaptığı açıklamada ülkemizde hasta sayımızla ölüm sayımızın diğer ülkelere kıyasla düşük olduğuna dikkat çekiyor ve “Bu olumludur” diyor.
Peki asıl soru şu:
“Salgını kontrol altına alabildik mi?”
İşte Özlü’nün yanıtı:
“Şu an çok hassas ve kırılgan bir noktadayız. Salgını kontrol altına almış değiliz. Vaka sayımızda artış sürüyor. Diğer ülkelere kıyasla düşük olsa da kayıplarımızda da artış var. Henüz eğrinin çıkan kolundayız. ‘Pik’ yaptık diyemeyiz. Bunu diyebilmek için en az 15 gün geçmesi ve bir iniş gözlemlemek lazım. Şu an bir iniş yok. Vaka sayıları ne zaman tutarlı olarak azalacak, işte o zaman bir platodan (duraklama ve sabitlenme dönemi) söz edebiliriz.”
Prof. Dr. Özlü beklenen ‘pik’ noktasına ulaşmış olsak bile zannedildiği gibi bir rahatlama olmayacağının altını çizerken, tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini söylüyor. Almanya ve Norveç gibi bazı Avrupa ülkeleri plato dönemine girmiş olabilir. Ama unutmayın ki onlar sokağa çıkma yasaklarına bizden 1.5 ay önce başladılar. Biz daha salgınla mücadelede 5. haftadayız. Sağlık Bakanımızın da dediği gibi 2 hafta içinde ‘pik’ görülmesine dair bir beklenti var. Ama altını çizeyim. Bu kesin bir tarih değil. Salgın ne zaman pik yapar? Ne zaman platoya ulaşır? Halkın davranışlarına bağlı. Bakın, önümüz ramazan. Mesela insanlar kalkar teravihe gider. O zaman tehlike yeniden başlar. Bulaş artar. Tam geçti geçecek derken, tüm emekler çöpe gidebilir. O nedenle özellikle bu günlerde kurallara harfiyen uymak şart.”
Konu ile ilgili bir görüş daha:
ECONIX Araştırma, Dr. Güvenç Koçkaya ve ekibi, 13 Nisan verilerini baz alarak ‘Ne olacak?’ sorusuna ilişkin bir rapor hazırladı.
Senaryoya göre mevcut durumun korunması halinde, vaka sayısı 111.561, vefat sayısı ise 5541’de kalacak. Mayıs sonu itibarıyla da normalleşmeye dönebiliriz.
Koçkaya, “Eğer daha fazla hastayı yoğun bakımdan kurtarmaya başarırsak, yani ölüm oranını yüzde 2.12 ile sabitleyebilirsek vefat sayımız 2365’te kalabilir” diyor.
Koçkaya, salgının en az zararla atlatabilmesi için vatandaşlara ciddi sorumluluk düştüğünü belirterek, “Avrupa’da sosyal izolasyondan önce her 3.84 günde katlanan vaka sayısı uygulanan sıkı tedbirlerle 6.25 güne geriledi. Bu tedbirlerin işe yaradığını gösteriyor. O nedenle mayıs sonunda normalleşme istiyorsak kurallara uymak şart” diyor.
Özetleyelim:
Aşılama önemlidir, koruyucudur ve salgını azaltacaktır.
Ancak, aşılanma olduktan sonra da maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymamız gerekiyor. “Aşılandık artık virüs bana bulaşmaz” dememeliyiz. Bilim insanları da zaten bu konuda uyarı yapıyor.
necdetbuuz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz