Mimarlar, kent suçu olduğu 7 kez tescillenen Demir Kafes alanındaki 8.plan değişikliğini de yargıya taşıdı
Atatürk Orman Çiftliği alanlarında, bir rant yapısının yükselmesine onay verenler ve el kaldıranlar Atatürk’ün şartlı bağışına vasiyetine ihanet etmişlerdir
Kamuoyunu yıllarca “demir kafes” olarak meşgul eden, Eskişehir yolu üzerinde Atatürk Orman Çiftliği alanında hukuk arkadan dolanarak yükselen YDA Center binasına ilişkin, 7 kez planların yargıda iptal edilmesine rağmen, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nce yeniden plan yapıldı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, oy çokluğu ile onaylanan 8. planı da yargıya taşıdı.
Konu ile ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkan Tezcan Karakuş Candan “Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine aykırı şekilde Atatürk Orman Çiftliği alanlarında yükselen bu kent suçunu 7 kez yargıya taşıdık, 7 kez yargı iptal kararı verdi. Çeyrek yüzyıldır, hukuk ve bilim tanımayan bir yerel yönetim anlayışının rantsal uygulamalarının simgelerinden birisi haline gelen bu devasa yapıyı, yasallaştırmak için yapılan 8.plan değişikliğini onaylamak ve hangi gerekçe ile olursa olsun bu işleme yol vermek hukuk tanımamazlıktır. Plan değişikliğine el kaldıranlar Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine ihanet etmişlerdir” dedi.
“Demir Kafes Kent Suçu, Ankara’nın Elm Sokağı Kâbusu”
Candan şöyle devam etti.
“Atatürk Orman Çiftliği alanında, 2012 yılında imar plan değişiklikleri başlamış, 2018 yılına kadar 7 plan yapılmış ve yargı her bir plan değişikliğini kamu yararı adına iptal etmiştir. Bu hukuksuzluk ortada iken, Ankara Büyükşehir Belediyesi 12.10.2020 tarih ve 1347 sayılı kararı ile Demir kafes alanına 8.plan değişikliğini yapmış ve oy çokluğu ile onaylayarak bu kentsel suçun sürekliliğini sağlamıştır. Ankara’nın geleceğini, Atatürk’ün şartlı bağışını ve vasiyetini ihlal eden Gökçek dönemi kent suçunun devamlılığına cevaz veren Belediye meclis üyeleri hakkında da Cumhuriyet Savcılığı’na 26.11.2020 tarihinde suç duyurusunda bulunduğumuzu, daha öncede 5.plan değişikliğinde 2014 yılında Belediye Meclis üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu ve hatta müfettişler tarafından bilgimize başvurulduğunu not etmek isteriz. Kent suçu olan yapıya ilişkin Ekim ayında onaylanan 8.plan değişikliği, daha önce yedi kez mahkeme tarafından iptal edilen plan değişiklikleri ile paraleldir. Yani bile isteye kent suçuna yol verilmiştir. Kent suçu süreci nerden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin, Gökçek’in kent suçlarının devamlılığını sağlayan her yaklaşıma dün olduğu gibi bugünde Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin tavrı çok nettir. Anayasaya, bilime hukuka ve bu ülkenin kurucusu iradesinin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün şartlı bağışına vasiyetine bağlı kalarak gereğini yapmak sorumluluğumuzdur, görevimizdir. Her meclis kararı ile tali değişiklikler yapılmış, mahkeme kararları dikkate alınmadan iptal edilen planların aynı kurgusu korunmak suretiyle anılan dava konusu ile meclis kent suçunun sürekliliğini sağlayacak kararlara onay vermiştir. Hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan bu tutum mahkeme kararlarını yok sayan bir tutumdur. Orada yükselen yapı YDA Center değil, kent suçu merkezidir. Demir kafes alanındaki bu rant süreci, bu kent suçu Ankara’nın Elm Sokağı Kabusu gibi olmuştur. ”
Hülle yoluyla Atatürk Orman Çiftliği alanları kent suçuna, ranta açılmıştır.
Candan, şunları kaydetti:
“Kent suçunun yükseldiği alan Atatürk Orman Çiftliği arazisidir. 1983 yılında Gazi Üniversitesine Tıp Fakültesi yapılması için şartlı verilen AOÇ alanları hülle yoluyla YDA’ya peşkeş çekilmiştir. Dava konusu parsel ve bulunduğu alan 1/25000 ölçekli planda Atatürk Orman Çiftliği Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları içerisinde Özel Planlama Bölgeleri ve Kentsel Servis Alanları arasında Raylı Toplu Taşım Hattı üzerinde Metro Destek Tesisi Alanı olarak tanımlanmakta iken ayrıcalıklı imar hakkı ve kişisel rant için Ankaralılardan gasp edilmiş, Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyeti ihlal edilerek Gökçek döneminde, Büyükşehir Belediyesi ile YDA arasında imzalanmıştır. Bu protokol hukuksuzdur, geçersizdir. Hukuksuz bir protokolü dayanak tutmak vicdanlara da hukuka da sığmaz. Ankara Büyükşehir Belediyesi Togo ikiz kulelerinde yaptığı gibi kamu adına gereğini bu alan içinde yapmalıdır Yapılan her 8 planda da; AOÇ Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları ve alanından hiç söz edilmemiş, kararlarına ve öngörülerine bakılmamıştır. Ve yargı iptal kararlarında buna dikkat çekmiştir. Dava konusu parsel ve bulunduğu alanın, 1/25000 üst ölçekli planda Atatürk Orman Çiftliği Koruma Amaçlı İmar Planı (AOÇKAIP) sınırları içerisinde, Özel Planlama Bölgeleri (ÖPB) ve Kentsel Servis Alanları arasında, Raylı Toplu Taşım Hattı üzerinde Metro Destek Tesisi Alanı tanımında bulunduğu şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Sayıştay tarafından 2832 sayılı kanunun gerekçesine ve tahsis amacına aykırılık tespit edilmiş ve 2011 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporu ile arazinin geri alınması gerektiği ifade edilmiş, ancak 2096 ada 30 parsel Büyükşehir Belediyesi mülkiyetindeyken, YDA firmasına satılmış olduğu ve alanın Büyükşehir Belediyesi’ne nasıl devredildiğinin bilinmediği son derece açık bir şekilde tespit edilmiştir. AOÇ arazilerini hülle yolu ile parsel parsel el değiştirmesine göz yuman tüm yerel ve merkezi kadrolar suç işlemiştir.”
Demir kafes alanında emsal 3 değil, 5 değil, örtülü emsal çok daha ötesidir. İmar rantının rüşveti olmaz
Canda, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2012 yılından bu yana Mimarlar Odası olarak yakından takip ettiğimiz şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı bu plan değişikliği sürecinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile YDA firması arasında Mamak ilçesinde kat karşılığı inşaat yapılması için protokol yapıldı. Firmanın yükümlülüklerini tamamladığı ifade edilerek, plan değişiklikleri Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yargıya taşınmıştır. Plan değişiklikleri teklifinin belediye meclisine sunulması da hukuk devletine karşı suçun başka bir boyutudur.
İmzalanan protokol yargıya taşınan plan değişikliklerini zorunlu hale getirmemektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden beklenen hukuk devleti ilkesine uygun işlem tesis etmesidir, yedi kez iptal kararının ardından anılan protokolün gerekçe gösterilerek plan değişikliklerinin onaylanması hukuka aykırıdır. Söz konusu protokolde belediye bir firmayla hem kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıp hem de başka bir alanda yapı yapma imkanı mı vermiştir, başka bir ifadeyle firmaya iki ayrı yerde mi hak tanınmıştır? Protokolün dava dosyasına sunulması ile bu soru cevabını bulacaktır. Mahkeme kararlarında genel olarak basta kentsel servis alanı kullanımı olarak verilen emsal=2,50 yüksek emsalin; uygulanmadan ve geçerli bir gerekçeye dayanmadan uzun yıllar sonra daha da yükseltilerek 3,20 ye çıkartıldığı, bodrum katta ve cephe hattını oluşturan yapı çekme mesafeleri içerisinde yapının/yapıların bütününde olan emsale konu ek inşaat haklarıyla daha da yüksek olacağı, planın gizli emsal yüksekliği olanağı getirdiği ifade edilmiştir. Eskişehir yolu üzerinde, insanların üzerine karabasan gibi bu çöken bu yapının ayrıcalığı gözle bile görülmektedir. Demir kafes alanında emsal 3 değil, 5 değil, örtülü emsal çok daha ötesidir. Ankara’nın üzerine çöken bu karabasan rant düzenin bitirilmesi, her hal ve şart altında zorunluluktur. İmar rantının rüşveti olmaz.”
“Mimarlar Odası, Ankara’da Belediye Meclisi aracılığı ile hortlatılmaya çalışılan yeni Gökçek dönemine, dün olduğu gibi bugünde geçit vermeyecektir”
Candan açıklamasını “Hukuk Fakültelerinde ders niteliğinde okutulacak bir örnek imar rantı davalar zinciri ile mücadeleye devam ediyoruz. Kent hakkı ve kamu yararı mücadelesinde bilim ve kamu yararı çerçevesinde, Atatürk Orman Çiftliği alanlarının hülle yoluyla talan edilmesinde kamu görevi yapanların, anayasaya ve hukuka bağlı kalmaları zorunluluktur, sorumluluktur. Ankara 25 yıldır bilimin ve hukuku derdest ederek Gökçek’in idareyi maslahat sürecinden, ben bilirimcilikten çok çekmiştir. Şimdi demir kafeste gözler önüne serilen, Belediye Meclisi aracılığı ile hortlatılmaya çalışan bu süreçte, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Ankara’da konu rant olunca ‘yeni Gökçek düzenine ve üslupları ile Gökçek’i aratmayan yeni Gökçek’lere özenen belediye meclis üyelerine, dün olduğu gibi bugünde geçit vermeyecektir” şeklinde tamamladı.