AYASOFYA’NIN GÖLGESİNDEKİ FIRTINA
Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü Nuri Kiraz’ın, sosyal medya hesabında; “ Bize dayatılan
Lozan kilidinin bir parçasını daha çöpe attık, darısı diğer maddelere,” diye yaptığı açıklama
basında yer tutarken, CB Sözcüsü İbrahim Kalın kim bilir neler düşünüyordu konu hakkında.
Siyasilerinin yanında eğitim kadrolarının da Cumhuriyet değerlerine karşı yaptığı
açıklamaları önemsemediğinden mi, yoksa 29 Eylül 2016 da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlara seslenirken,
“Lozan’ı bize zafer diye yutturmaya çalışıyorlar,” deyişini anımsadığı için midir sessizliği
bilinmez. Fakat CB Sözcüsü, 10 Temmuz’da Ayasofya’ya ilişkin Erdoğan’ın Atatürk’ü ihanetle
suçlamasını yok sayıp, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın 24 Temmuz’da Ayasofya’daki ilk
cuma hutbesinde ülkenin kurucu liderini lanetlemesini -belirgin bir çabayla- düzeltmeye
çalıştı. Ayasofya’nın müze statüsüne geçişinde imzası bulunan Atatürk’e gönderme yapıp;
“Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” deyişiyle tepki toplayan Ali Erbaş’ın
beyanına vurgu yaparak, onun böyle bir amacının olmadığına çekmek istedi dikkatleri. CB
sözcüsü ayrıca hilafet ve saltanat tartışmasının suni bir gündem olduğunu söyleyerek muhalif
kanada (sanki fırtınayı onlar estirmiş gibi) yüklenmeye çalıştı ince ince. Albayrakların sahibi
olduğu Gerçek Hayat dergisinin 27 Temmuz tarihli sayısında yapılan Hilafet çağrısı için
herhangi bir şey söylemediği gibi, Abdurrahman Dilipak başta olmak üzere pek çok yandaş
yazarın bu ve benzer çağrıları yaymasını da görmezden geldi nedense?
Yine kadına karşı şiddetin tartışıldığı ve Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi de
dahil, kurmaylarının ayıklamak istedikleri maddeleri gözden geçirmelerine dair verdiği
talimat ortadayken -Yeliz rumuzuyla açtığı sahte hesapla bilinen- AKP İstanbul Milletvekili A.
Hamdi Çamlı’nın, twitter hesabından kadın ve erkeğin eşit olmadığını dillendirip eşitliğin
tantana olduğunu belirtmesini de okuyup işitmedi. Belki de; 25 Kasım 2014 günü
düzenlenen Kadın ve Aile Zirvesi adlı toplantıda Erdoğan’ın, tüm dünyanın ilgisini çeken “kadınla
erkeğin eşit olamayacağına dair” sözleri çınladı kulaklarında; kim bilir?
Özellikle 1970 ten itibaren İslâmi düzeni kurmak amacıyla ellerinden gelen ne varsa
denediler, deniyorlar. Yazarak, söyleyerek ve diledikleri değişimi yönetimdeyken daima
“olabildiğince” zorlayarak çileden çıkarttılar-çıkartıyorlar karşıtlarını. Beklendiğinden daha çok
tepki aldıklarında da; sanki bilinmeyen bir dili tercüme edercesine, sündürerek “şaka yapar
gibi” anlatmaya çalışıyorlar; yanlış anlaşıldıklarını da her zamanki gibi vurguluyorlar
mutlaka…
Kendi kutup yıldızlarıyla olan açık ilişkileri, yürünen yol, dillendirilen hedef, başı kuma
gömülü devekuşu gibi; her şey meydanda duruyor oysa.
*Hayrettin Karaman’a göre örneğin; Müslüman’ın laik düzende din ve kültürünü koruması
zordu madem, o halde düzen değiştirilmeliydi, laiklik yok edilmeliydi yani. ( *Laik Düzende
Müslüman’ca Yaşamak /3 Temmuz 2016/Y. Şafak)
Yine, anayasa tartışmaları sırasında açıkça dillendirdiği gibi; TBMM Eski Başkanı İsmail
Kahraman açısından da laiklik, yeni düzenlenecek olan anayasada yer almamalıydı.
Erdoğan’ın 18 Ağustos 2015’te Cumhurbaşkanlığı Sofrası’nda “Milli Mirasımız ve Gelecek
Tasavvurumuz” temasıyla etrafında topladığı M.Şevket Eygi, Kadir Mısıroğlu ve benzer
zihniyetteki diğer kimseler için de durum -elbette- farklı değildi.
Lozan’a dair gizli maddelerin bulunduğunu iddia edip antlaşmanın bir hezimet olduğunu
söyleyen sözde tarihçi Kadir Mısırlıoğlu’nun tepeden tırnağa takipçilerini bilmiyor değil ki bu
millet…
Üstatları Kadir Mısırlıoğlu’na göre Shakespeare aslında Müslüman’dı, gerçek adı ise Şeyh
Pir’di. Buradan bakınca, Amerika’yı Müslümanların keşfettiğine dair bilgiyi “Hıristiyan bir din
adamının betimlemesinden birileri türetmemişse şayet” Erdoğan’ın kulağına fısıldayan kişinin
K. Mısıroğlu olduğu ihtimali de gelmiyor değil insanın aklına.
Anımsanacağı gibi,15 Kasım 2014’te İstanbul’da yapılan Latin Amerika Ülkeleri Müslüman
Dini Liderler Zirvesi kapanış toplantısında Erdoğan , Amerika kıtasını keşfedenin Kolomb
olmadığını, 12. Yüzyılda, Müslümanların kıtaya ulaştığını söylemişti.
Ferruh SİDAR
01.08.2020