EY ENERJİSA, AÇ ARTIK KULAKLARINI
Türkiye’nin en ücra köşesine kadar doğalgaz, yol, su ve elektrik götürdüklerini söylüyorlardı gerinerek…
Gölbaşı Tulumtaş Mahallesi’nde son dönemlerde yaşanan elektrik kesintileri geçmişteki ağır travmaların -ne yazık ki- devamı niteliğindedir.
Öncesi ve sonrasıyla; özellikle 2008 ve 2009 yıllarında ulusal ve yerel basını hareketlendirerek imza kampanyaları eşliğinde yürütülen mücadele sonunda Afrika standartlarına -belki de bir kademe üstüne- yükseltilen elektrik düzeni yeniden çileye dönüştü son dönemlerde.
Doğalgaz başta olmak üzere altyapı yoksunu olan mahallenin; gerçekte TBMM’ne 30 km uzaklıktaki köyün geleceği, kimi yerleşikler açısından, Türkiye’nin ürküten belirsizliği gibi sanki.
Yazın sebze ve bahçe işleri bir yana, kışın ısınma konusunda genellikle katı yakıt kazanları kullanıldığından elektrik kesintilerinin verdiği sıkıntı tarifsizdir. Kömür yanmaya devam ettiğinden kazanın patlamaması için uzun süreli elektrik kesintilerinde çoğu zaman yakıtın boşaltılması ve kazanın yeniden yakılması gerekiyor. Bu durum ise, soğuk ve karanlığın saatlerce verdiği tarifsiz ıstırabın bonusudur adeta…
EPDK’ya ve Gölbaşı Kaymakamlığı’na yapılan müracaatlar otomatik havale ve enerji kurumundan gelen standart yanıtlarla geçiştirildiği için çaresizlik içinde bir kader yaşanıyor bu köyde.
Başkent Elektrik A.Ş, son yönetim değişikliğini sanki bölgede yaşanan ıstırapları hissetmeyecek kimselerden oluşturmuş; hiçbir şeyi umursamıyorlar çünkü. Örneğin, Enerji Bakanlığı’nın talimatı doğrultusunda Enerjisa, Kovid-19 nedeniyle, evlerinde kalan müşterilerine kesintisiz elektrik sağlamak amacıyla plânlı elektrik kesintilerini 23 Mart’tan itibaren ertelemişti. Ancak, Ankara Gölbaşı İlçesi’nin Tulumtaş Mahallesi’nde bu uygulama keyfi bir biçimde
gerçekleştirilmedi; yaza hazırlık olsun diye yol kenarındaki ağaçları gece gündüz kesmeye başladılar, oysa kesmek istedikleri ağaçlar sonbaharda kesilmiş olmalıydı.
08 Nisan günü başlayan birkaç saatlik kesinti süresi 11 Nisan’da 15 saati bularak doruğa ulaştı. Yönetim seviyesindeki kişiyle 11 Nisan’da birkaç kez yaptığım görüşmede bu kesintinin gerekli olmadığını; ağaçların daha sonra da kesilebileceğini, yaşatılan ıstırabın hasar bırakabileceğini belirtmiş olmam işe yaramadı. Bölgeden sorumlu elektrik şefinin arkadaşı olduğunu söyleyen Mahalle Muhtarı’nın -bulunduğunu dillendirdiği- telkinleri de öyle; bu arkadaşları kararından döndüremedi geriye. Nihayetinde, 12 Nisan günü 21.45 itibariyle elektrik kesintilerine ara verdiler.
Trafo yetersizliğinden bomba gibi patlayan elektrik saatleri, yanan cihazlar da ayrı bir konu.
Hukuki açıdan elektrik kesinti miktarı veya kesinti süresi dikkate alındığında elde edeceğimiz zorluklarla yüklü getiri; Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’ne göre 50 TL dır.
Görüleceği üzere çekilen çilenin üzerine yıllarca sürecek olan dava nedeniyle vatandaşın yapabileceği hiçbir şey yoktur.
Kurumlarıyla var olan devlet, eskiden bir şekilde çözerdi vatandaşın sorunlarını; bizim çabalayarak yukarıdaki sorunun bir kısmını 2009 da (özelleşme öncesinde) çözdürdüğümüz gibi. Kurumlarının büyük bir bölümünü elden çıkaran; yani satan bir devletten de bir şey umamayacağımıza göre, her konudaki çaresizliğimizin acısını doyasıya sürdürebiliriz artık…
Ferruh SİDAR
07.07.2020