Virüs işi karışacak…
Necdet Buluz
İlk olarak Çin’in Vuhan bölgesinde görülen vakalar sonrası dünyanın adını duyduğu yeni tip koronavirüs (Covid-19) tüm dünyaya yayılarak salgına dönüştü. ABD Kongresine sunulan tasarıda salgının sorumlusu olarak Çin gösterilirken, uluslararası topluma verilen zararın tespit edilerek Çin’den tazminat alınması gerektiği çağrısı yapıldı.
ABD Başkanı Trump, dikkat edilecek olursa baştan bu yana Çin’i suçluyor. Şimdi ise AB ülkelerini yanına alarak Çin’den tazminat talebinde bulundu.
Geçtiğimiz günlerde açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump, ilk olarak Çin’de ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) salgınının artık tüm dünyaya yayıldığını belirterek, aylar önce ilk kez Çin’de ortaya çıktığında Çin yönetiminin gerekli önlemleri almadığını savundu.
Trump, Çin’i salgının ciddiyetini dünyadan saklamakla suçladı ve Çin’i destekleyen politikalar izlemekle itham ettiği Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ABD’nin mali katkısını askıya aldığını açıklamıştı.
İngiltere de “Çin virüsün nasıl ortaya çıktığı ve neden daha önce önlem alınmadığı sorularını yanıtlamak zorunda” şeklinde açıklama yaptı. Bu iki ülkenin ardından bu defa Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ”Çin’in salgını yönetmesi konusunda kesinlikle bizim bilmediğimiz şeyler oldu” diyerek yine Pekin’i suçlamıştı.
Peki, Çin gerçekten suçlu mu? Çin koronavirüs konusunda suçlu mu değil mi bunu zaman gösterecek. Ancak bilim insanlarından Çin’i suçlama konusunda ağız birliği yapan ABD, İngiltere ve Fransa’nın şüphelerinin temeli olmadığını ortaya koyan açıklamalar geliyor.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi tarafından hazırlanan Covid-19 virüsüyle ilgili makale, ABD Ulusal Bilimler Akademisi Dergisi’nde (PNAS) yayımlandı. Araştırma ekibinin başında bulunan ve makalenin yazarlarından olan Genetik Bilimci Prof. Dr. Peter Forster, söz konusu makalenin, dünya genelinde 160’tan fazla vakadaki virüs genomlarına yönelik araştırmaların sonucunda hazırlandığına işaret ediyor.
Koronavirüsün atasının Çin’in Vuhan kentinden alınan örneklerde değil, ABD’deki örneklerde tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Forster, araştırmaların sonucuna göre, Covid-19 virüsünün genel olarak A, B ve C olarak üç türe ayrıldığını, A tipinin virüsün ilkel türü olduğunu kaydetti. Forster, B tipinin ise A tipinin evrimi sonucu ortaya çıktığını, C tipinin de B tipinin mutasyonuyla oluştuğunu dile getirdi. Peter Forster, araştırma sonuçlarının Covid-19 virüsünün A tipinin, yani ilk ortaya çıkan türünün Çin’in Vuhan kentindeki vakalarda değil, daha çok ABD ve Avustralya’daki vakalarda görüldüğünü gösterdiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Forster, araştırmanın Covid-19 virüsünün A tipinin daha çok ABD’nin batı sahil bölgesinde görüldüğünü, Vuhan’da A tipini taşıyan kişi sayısının çok az olduğunu vurguladı. Peter Forster, şöyle konuştu: “Araştırmamızın sonuçlarına göre, Covid-19 virüsünün ilkel türüne, yani orijinal genomuna Vuhan kentindeki veya Doğu Asya’daki vakalarda sıkça rastlanmadı. Vuhan’da veya Doğu Asya’da virüsün bu türünü taşıyan vakaların sayısı çok az. Covid-19 virüsünün A tipi, ABD’deki vakalarda görülen başlıca tür. Aslında A tipi, ilk kez ABD’nin batı sahilindeki vakalarda tespit edildi.
ABD’de, Covid-19 virüsünün A tipini taşıyan vaka sayısı, virüsün diğer türlerini taşıyan vaka sayısına göre çok daha fazla.” Cambridge Üniversitesi’nden Genetik Bilimci Prof. Dr. Peter Forster’in işaret ettiği batı sahilinde ABD’nin Washington, Oregon ve Kaliforniya eyaletleri bulunuyor.
Genetik Bilimci Prof. Dr. Peter Forster, Covid-19 virüsüne yönelik gen rekombinasyonunun yanında, yarasa ve pangolin gibi insan dışı canlı türlerine yönelik araştırmaların sonuçlarına dayanarak, Covid-19’un orijinal türünün ‘A tipi’ olduğunu da kesinleştirdiklerini kaydetti. Profesör Forster, bu konudaki açıklamasında şunları söylüyor:
“Gen rekombinasyonu, Covid-19’un izlenebilirliği için atılan önemli bir adım, ancak sadece ilk adım. İkinci adım ise insan dışındaki canlı türlerine yönelik araştırmalarla virüsün ilkel türünün ne olduğunu tespit etmek. Bu konu için yarasayı örnek olarak seçtik. Çünkü yarasa ve insanoğlunun taşıdığı korona virüsleri birbirine çok benziyor. Tabii pangolinler üzerinde de araştırma yaptık. Pangolinde iki farklı korona virüsü var. Bu nedenle de Covid-19 virüsünün orijinal türünün ‘A tipi’ olduğunu gösteren üç kanıt bulduk. İlk hastanın nerede bulunduğunu belki sonsuza kadar tespit edemeyeceğiz. Ancak, mutasyon yaşayan söz konusu üç tip virüs arasındaki ilişkiyi araştırabiliriz ve yararlı sonuçlar elde edebiliriz. İnsanoğlunun Covid-19 virüsünü ilk kez 13 Eylül-9 Aralık 2019 tarihleri aralığında taşıdığını tespit ettik. Araştırmamızın sonucunun güvenilirliğinin yüzde 90 civarında olduğunu söyleyebiliriz.”
Genetik uzmanı Prof. Dr. Peter Forster, liderliğini yürüttüğü araştırma ekibinin incelediği vaka sayısının başlangıçta 160 iken, Mart sonu itibarıyla bine yükseldiğini, bu şekilde yürütülen araştırmalara dayanarak virüsün mutasyon süresini ortaya koyduklarını dile getirdi.
Virüsün en son mutasyon süresinin büyük ölçüde düştüğünü savunan Forster, şöyle konuştu: “Giderek genişletilen araştırmanın sonuçlarına göre, virüsün mutasyon oranını tespit ettik. Mevcut virüs, geçen yılın Ekim ya da Kasım aylarındakine göre çok farklılaştı. Yaptığımız bu ilginç tespite göre, Çin, Japonya ve Doğu Asya dışındaki vakalarda görülen mutasyonlar çok daha hızlı. Özellikle, virüsün ABD, Avustralya ve Avrupa ülkelerinde geçirdiği mutasyon, Doğu Asya’ya göre yüzde 50 daha hızlı gerçekleşti.” Profesör Forster, ayrıca Covid-19 aşısının 1 ila 1.5 yıl içinde kullanıma girebileceği tahmininde bulunuyor.
Görebildiğimiz kadarı ile koroanvirüs konusu daha çok tartışılacak va baş ağrıtacaktır. Özetle, iş karışık görünüyor.
necdetbulu@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz