Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası corona virüs konusunda son dakika gelişmeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Koca yaptığı açıklamada, “Toplam test sayımız 307. 210 oldu. Günlük test sayısı 30. 864. Bugünkü vefat sayısı 98. Toplam vefat sayısı bin 6 oldu. Bugünkü iyileşen hasta sayısı 281, toplam iyileşen hasta sayısı 2 bin 423 oldu” dedi.
Bakan Koca, konuşmasına, “Mukaddes hanım teyze, beni lütfen karşılıklı konuşuyormuşuz gibi dinleyin. Genç arkadaşım Can, bunları arayıp sana telefondan söylüyormuşum gibi dinle. Ali Bey, bir aile büyüğü olarak sözlerimi iyi takip edin, çevrenize vereceğiniz bazı öğütleri konuşmamda bulabilirsiniz. Bütün ülkemin dikkati şahıs şahıs bu sözlerde olsun istiyorum.” diyerek başladı.
Koca, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şu an itibarıyla toplam sağlık personeli sayısı 1 milyon 61 bin 635’dir. Bunun 165 bin 363’ü doktordur, 204 bin 969’u hemşiredir. Bir bu kadar da diğer sağlık personelimiz ve destek personelimiz var. Bu, sizler için gece gündüz görev başında olan bir sağlık ordusudur, bu orduya güvenin.” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uzun yıllardır sağlığı öncelikli hizmet alanı gördüğünün altını çizen Koca, sağlık hizmetlerinde bu denli hızlı bir iyileşmenin örneğinin bulunmadığına dikkati çekti.
Türkiye’nin yoğun bakım kapasitesinde Avrupa’nın en avantajlı ülkesi olduğunu vurgulayan Koca, “Ülkemizin sağlık altyapısına güvenin.” ifadesini kullandı.
Koca, Türkiye’nin salgınla mücadelede en baştan beri hiçbir kafa karışıklığı yaşamadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Ülkemiz, virüsün dünya kamuoyuna duyurulduğu 31 Aralık 2019’dan itibaren bu tehdidi, sözün bilime ve bilim insanlarına bırakılacağı bir sağlık sorunu olarak ele almıştır. Bir halk sağlığı tehdidini, diğer tüm konulardan ayıran stratejiye güvenin.
Hekimlerimiz, hemşirelerimiz ve bütün sağlık çalışanlarımız, uzun fedakarlık isteyen nöbetler tutuyor. Birçoğu ya tanı konmuş veya şüpheli hastalarla çalışıyor. Onların bu cesaret çabalarıyla bugüne dek 2 bin 423 hastamız iyileşip taburcu edildi. Sağlık ordumuzun hastalığı yenme konusundaki kararlılığına güvenin. Güvenmelisiniz, bu güven hakkınız.”
Koronavirüsü, “tedbir alınmaması halinde tüm güvenleri boşa çıkaracak fırsatçı bir hastalık” olarak niteleyen Koca, “Size güven vadeden her şey ancak aldığınız tedbirler ölçüsünde etkili olabilir. Koronavirüs, aradığı temas ortamını bulursa size kolayca bulaşacaktır. Bir sosyal ortama girdiğinizde sadece iki kişi bir araya gelmiş olsanız bile araya gerekli sosyal mesafeyi koymazsanız kısa bir an bile virüsün size bulaşması için yeterli olabilir.” şeklinde konuştu.
Virüsü taşıdığı kesin bilinenlerin tedavi altında olduğunu belirten Koca, dışarıda ise virüsü kimin taşıdığı ya da taşımadığını bilmenin mümkün olmadığının altını çizdi.
Dikkatli olunmasının önemine işaret eden Koca, “Virüsü, herhangi biri taşıyor olabilir diye düşünmelisiniz.” dedi.
“SOSYAL HAREKETLİLİĞİ ASGARİYE İNDİRİN”
Virüsün aradığı fırsatı hareketli ortamlarda bulduğunu vurgulayan Koca, vatandaşlara ve gençlere şu uyarılarda bulundu:
“Sosyal hareketliliği asgariye indirin. ‘Bana bir şey olmaz’ düşüncesine kapılmayın. Kendinizden çok uzak sandığınız halde taşıyıcılardan biri siz olabilirsiniz. Genç arkadaşlardan istediğim şudur, sizde belirti olmaması sizi yanıltmasın. Virüsü yenemeyecek kişilere virüs bulaştırma ihtimaliniz olduğunu unutmayın. Hareketli günlere mola verin ve bu molada kararlı olun. Mücadelede siz hangi tarafta yer alırsanız şans o tarafta olacak. Bunu unutmayın, virüse karşı ‘bir şey olmaz’ düşüncesi yanlıştır. Virüs, bu güveni ilk fırsatta boşa çıkaracaktır. Toplum içinde tanısı konmamış hastalar olabileceğini, bunların bir kısmının hastalıklarının bir süre sonra farkına varacaklarını, bir kısmının ise hiç varmayacağını unutmayın. ‘O kendine çok dikkat eden biridir, virüs bulaşmış olamaz.’, ‘O temizlik konusunda çok hassastır, ziyaretinde sakınca yok.’ demeyin. Virüsün dünyada pek çok lidere bulaştığını, tedbirsiz anların tehlike anları olduğunu aklınızda tutun. Siz dahil virüsü herkes taşıyabilir. Virüs her insana bulaşabilir. Bize ayrıcalık tanıyacak tek şey tedbirdir, tedbirli olun.
Salgını kontrol altına alma gücümüze, hastalıkla mücadele etme gücümüze, gerekli tedavi imkanlarını sunma gücümüze inanın fakat küçücük bile olsa riske karşı kendinize güvenmeyin. ‘Bir şey olmaz’ düşüncesi tehlikelidir.”
“TEK BİR HAYAT BİLE OLSA TEDBİRLERE SIKICA SARILMAYA DEĞMEZ Mİ?”
Bakan Koca, bu mücadelede duruma daha da ciddiyetle yaklaşmak yerine bir gevşeklik gösterilmesi halinde başarının çok zaman alacağını ve normal şartlarda yaşamlarını sürdürecek olan insanların kaybedileceğini söyledi.
Koca, “Bu, tek bir hayat bile olsa tedbirlere sıkıca sarılmaya, fedakarlıkta bulunmaya değmez mi? Sayıların nerelere varabileceği tüm dünyada gözler önündeyken bunu tarihi bir sorumluluk olarak görmemek mümkün mü?” diye sordu.
Herkesin koronavirüs gerçeğiyle tam yüzleşmek zorunda olduğunu belirten Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin bütün illeri, bütün ilçeleri, bütün köyleri, hepimiz bu mücadelenin kurallarına ne kadar hızlı, ne kadar net adapte olursak o kadar hızlı sonuç alırız. Kuralları hepimiz birlikte hiç tavizsiz uygularsak o andan itibaren hastalığın aramızdan yeni kişilere bulaşmasını önlemiş olacağız veya bunu çok azaltmış olacağız. Hastalığı kontrol altına aldığımız anda ise özlediğimiz hayatın güneşi doğmaya başlayacak. Bu sözler, bu talepler sadece bana ait değil, sahadaki büyük mücadeleyi veren sağlık personelimizin de sözleri ve talepleridir. Koronavirüs salgınını kontrol altına almak ve hastalığı yenmek için hayatını ortaya koyan 1 milyon 65 bin 635 savaşçının, doktorun, hemşirenin, teknisyenin, hasta bakıcının sözleri ve talepleridir.
Salgınla mücadele eden sağlık ordumuz tedavi ettikleri hastaların çok basit ihmaller sebebiyle hastanede olduğunu en yakından bilen kişilerdir. Onların uyarılarını dikkate alın. Onların sizin için en büyük dileği hastalarından biri olmamanız, evinizde güvende olmanız.”
Artık nisan ayına gelindiğini, güneşin, ısınan havanın, canlanan doğanın cazibesinin, vatandaşları dışarıya davet edeceğini vurgulayan Koca, “Güneşin, sokakların çekiciliğine biraz daha direnmek zorundayız. Şu ana kadarki kazanımı kaybetmemeliyiz. Size söyleyeceğim şu; biz, çok daha büyük bir baharı bekliyoruz. Onu geciktirmeyelim, sabırlı olalım. Büyük bahara daha var, evde kalalım.” dedi.
Milletvekillerine de seslenen Koca, hekimlerin ve diğer birçok personelinin uğradığı şiddetin defalarca haber konusu olduğunu, yasaların şiddete eğilimli kişiler için her seferinde caydırıcılıktan uzak kaldığını ifade etti. Koca, meclisin “Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Yasa Teklifi” ile beklenen adımı attığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başka birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu suçların, ancak caydırıcı cezalarla önlenebileceği açıktır. Cezaların caydırıcı sertlikte olması, baştan beri Cumhurbaşkanımızın da talebidir. Sağlık çalışanlarımızın önemli bir kısmının salgınla mücadele ettiği bu günlerde, yeni bir şiddet olayı, hiç şüphesiz toplum vicdanında bağışlanması mümkün olmayan bir olaydır. Sağlık çalışanlarımızın önemli bir kısmının salgınla mücadele ettiği günlerde yeni bir şiddet olayı, hiç şüphesiz toplum vicdanında bağışlanması mümkün olmayan bir olaydır. Meclisimiz, bu konuda şartların en hassas anında girişimde bulunmuştur. Yasa tasarısı bizler için de bu sebeple büyük önem taşımaktadır.
Sağlık çalışanına dönük şiddet, bu suçun toplum vicdanındaki karşılığı neyse, umuyoruz ki artık o vicdanın adaletteki dengi bir cezayla cezalandırılacaktır. Şiddete maruz kalmış, maruz kalması muhtemel her sağlık çalışanı, bu yasa teklifi söz konusu olduğunda bütün partilere, vekillerimizin her birine eşit mesafededir. Değerli vekillerimiz, sizlerden istirhamımız, bu yasa tasarısının, meclisin her üyesinin ‘Evet’ oyuyla bir an önce yasalaşmasıdır. Salgına karşı verdiğimiz savaşta, meclisimizden personelimiz için bir kalkan istiyorum. Eğer meclis, yasayı oy birliğiyle çıkarırsa bizler sağlık camiası olarak meclisimizi yürekten alkışlayacağız. Diyeceğiz ki, ‘Korona günlerinin meclisini asla unutmayacağız. O, bizim güvenliğimiz için kanun yapan meclistir.'”
“2 BİN 423 HASTAMIZ İYİLEŞTİ”
Bakan Koca, bugün yapılan Bilim Kurulu Toplantısı’nda alınan tedbirleri ve etkilerini gözden geçirdiklerini belirterek, gösterdiği tablolar ile, hastalığın Türkiye’deki seyri hakkında bilgi verdi.
Koca, “Bugün toplam test sayımız 307 bin 210 oldu. Bugün 30 bin 864 yeni test yaptık. 4 bin 747 yeni vakamız var. Bugün vefat eden 98 vatandaşımızla beraber toplam vefat sayımız 1006 oldu. Bugün iyileşen 281 vakamızla beraber toplamda 2 bin 423 hastamız iyileşti.” dedi.
Test sayısının dün itibariyle 30 bine yaklaştığını ve bunun, gelecek hafta için belirlenen sayı olduğunu aktaran Koca, bugün de hedefin aşılmış olduğunu ve ilerleyen günlerde daha yüksek sayılara ulaşacaklarını ifade etti.
Bakan Fahrettin Koca, test sayısı arttıkça, temas ölçütlerini gözeterek vakaları daha erken tespit ettiklerini ve riski kontrol altına alma güçlerinin arttığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Hayatı kolaylaştırmak istiyoruz. Maske kullanımını kolaylaştırmak için ihtiyacı olan bütün vatandaşlarımıza maskeyi ücretsiz dağıtmaya başladık, e-Devlet üzerinden talep edenlere göndermeye devam ediyoruz. Ayrıca bugün İstanbul’da ve Ankara’da 20-65 yaş arası vatandaşlarımıza, devamında da bütün Türkiye’de özellikle 31 ilimiz başta olmak üzere eczanelerimizden ücretsiz maske verilmesine başlayacağız. Bunu önümüzdeki günlerde birçok ilimizde görmüş olacağız. Telefonuna öncelikle mesajla bir kod ulaştırmış olacağız. Bizim ilaç takip sisteminde olduğu gibi bunu takibe almış olacağız. Vatandaşlarımız, herhangi bir eczaneye giderek bu dönemde 5 adet maskesini alabilecek. Bu konuda üzerine düşen sorumluluğu gönüllü olarak üstlenen Türk Eczacıları Birliği ve sağlık ordumuzun birer ferdi olan eczacılarımıza özellikle teşekkür ediyorum.”
Yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta sayısının giderek azaldığını gösteren bir tabloyu paylaşan Koca, “Geçen toplantıda Türkiye olarak erkenden kullanmaya başladığımızı belirttiğim ilaçların faydasından, her geçen gün daha fazla emin olduğumuzu söyleyebilirim.” diye konuştu.
Koca, bir başka tabloyu göstererek, Türkiye’de vaka sayısına göre ölüm oranının şu ana dek yüzde 2,15 olduğunu, nüfusu 10 milyonu aşan ülkeler arasında da Türkiye’nin 12. sırada yer aldığını ve bu sonucun erken tanı ve tedavide uygulanan yöntemden kaynaklandığını düşündüklerini belirtti.
Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Trabzon ve Rize’nin genel durumunu haritalarda gösteren Koca, Türkiye’deki genel dağılıma göre bazı yerlerde hastalığın seyrinin daha ciddi olduğunu söyledi.