Turizmde “kış uykusu”
olmaz…
Necdet Buluz
Bodrum’da hemen her yıl tartışılan bir konu vardır:
“Turizm kenti Bodrum’da turizm sezonu 3 ay ile sınırlı. Kış aylarında da turizmi yaygınlaştırıp, Bodrum turizmini 8 aya yaymak gerekiyor. Bu konuda çalışmaların yapılması kaçınılmaz.”
Yıllardır bu sözleri duyuyoruz.
Ancak, bugüne kadar Bodrum’da kış turizmini canlandıracak hiçbir adım da atılmadı. Söylenenler de hep sözde kaldı. Her kış mevsimi ne var ki Bodrum her zaman olduğu gibi “kış uykusuna” daldı.
Dünyanın birçok ülkesinde kış ayları değerlendiriliyor ve turizme kazandırılıyor. Çeşitli kongreler, etkinlikler, fuarlar ile turizme renk katılıyor. Otellerdeki doluluk oranlarının yaz aylarını aratmadığı da biliniyor.
Bodrum’u güneş ve deniz turizmi anlayışından uzaklaştıramaz mıyız?
Dikkat edilecek olursa Bodrum tarihi ve yemek değerleri açısından da ön plana çıkan ender turizm kentlerimizden birisidir. Tamamen tarih üzerine oturmuş olan Bodrum, ot çeşitliliği ve birbirinden değerli yemek kültürü ile de turizme 12 ay hizmet verebilecek değerlere sahiptir.
Bodrum’a öncelikle bir kongre sarayının yapılması gerektiğini her zaman yazan ve anımsatanlardan biri olduk. Söyleniyor, gerekliliği tartışılıyor ama acaba neden olumlu bir adım atılmıyor?
Tarih açısından Bodrum adeta açık hava müzesi konumunda. Bundan gerektiği kadar istifade edilebiliyor mu?
Yerel etkinliklerle günü kurtarmak Bodrum’a ve turizmine beklenen katkıyı hiçbir zaman sağlamıyor.
Altyapı eksikliklerinin de ivedilikle çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Turizm alanında söz sahibi olan bazı ülkelerde kış aylarını hareketlendiren etkinlikler yapılıyor. Bunlardan bazılarını sizler için derledik.
Birçok ülkede kasvetli kış aylarını renklendirmek için festivaller, kostümlü eğlenceler ve maskeli balolar düzenlenir. Karnavallar sezonu, Hıristiyanlık’ta Paskalya öncesi 40 gün sürecek perhiz döneminin başlar 25 Şubat’ta düzenlenen Mardi Gras ile doruk noktasına ulaşır.
Venedik Karnavalı, dünyanın en çok tanınan, en eski karnavallarından biri. Gösterişli maske ve kostümlerin giyildiği partilerle başlayan karnaval, Venedik’teki Büyük Kanal’daki kayık geçidiyle devam etti. Binlerce Venedikli ve turist, karnavalın maskotu olan ”Pantegana” adlı dev sıçan maketinin kente girişini izledi.
Karnaval zamanı katılımcıların kimliklerini gizleme ve sınıf ayrımını ortadan kaldırma amacıyla başlattığı maske takma geleneği, yüzlerce yıl öncesine dayanıyor.
Venedik Karnavalı’nın bu yılki teması, aşk. Kentte sonbaharda yaşanan sel felaketi ve Çin’den yayılan corona virüsü salgını korkusu, karnavalın havasını değiştirdi.
Ünlü Rio Karnavalı’nın yapıldığı Brezilya’dan gelen bir turist, iki karnavalın birbirinden farklı ama aynı ölçüde eğlenceli olduğunu söylüyor.
Rio, bir aydan uzun süre devam etmesi için karnaval sezonunu uzattı.
Bu yılın Fener Festivali’ni televizyon yayınıyla izleyicilere aktaran Çin medyası ise hem corona virüsüyle mücadele eden doktor ve hemşireleri öne çıkardı hem de evlerinde karantina altında olanlara eğlendirmeye çalıştı.
İsveç’in kuzeyindeki Jokkmokk kasabasındaysa her kış ren geyikli kızak yarışları düzenleniyor. Kasaba sakinleri, kışın soğuk ve karanlık günlerine böylelikle eğlence katmış oluyor.
Ren geyiği yarışı, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya’da yaşayan yerlilerin bir geleneği.
Özetleyelim:
Yukarıda verdiğimiz örnekleri çoğaltabiliriz. Yerimizin darlığı nedeni ile sınırlı örneklerle yetindik.
Turizmde artık yeni arayışlar ön plana çıkıyor. Güneş ve deniz turizmi sadece 3 ay ile sınırlı kaldığı için artık Bodrum’un da bu yeni arayışlar içinde girmesi kaçınılmazdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz