Prof. Dr. Cemal Saydam
Kanal İstanbul ya da pek çoğumuzun ilk tanıştığı adı ile “Çılgın Proje” için çalışmalar başlamak üzere. Peki nedir bu “Çılgın Proje”?
Kanal İstanbul, Marmara Denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayacak yapay bir su kanalı aslında. İkinci bir İstanbul Boğazı yaratıp etrafını ticaret merkezleri ve beton sitelerle doldurulmak için tasarlanmış bir nevi İstanbul’un idam fermanı.
Doğaya ait olmayan bu yapay kanal, sadece yakın çevresini değil Çanakkale’den Karadeniz’e hem Türkiye’yi hem de Doğu Avrupa’yı olumsuz etkileyecek. Projenin hayata geçmesi ile Karadenizin soğuk ve tatlı olan suyu ile Akdeniz’den Marmara’ya, oradan da Karadeniz’e varan sıcak ve tuzlu su arasındaki denge ters düz olacak.
Projede kanal derinliği 25 metre olarak planlanıyor. Bu, beslendiği nehir ve yağmur suları dışında kaynağı olmayan ve doğal bir tatlı su gölü olan Karadeniz’e yeni bir musluk açacak ve Karadeniz’in devamlı Marmara’ya tatlı su iletmesini sağlayacak hatta denizi buna zorlayacak. Fakat kanalın derinliği yetersiz olduğu ve Karadeniz Akdeniz’den yaklaşık 30cm. yüksek olduğu için Akdeniz ve Marmara’dan gelen sıcak ve tuzlu su Karadeniz’e geçemeyecek.
Yeri gelmişken söyleyeyim, maalesef bu sorun “kanalı daha derin” yapmakla çözülemez. Çünkü derinlik tek problem değil, sorunun sadece bir parçası.
Asıl çözüm bu kanalı hiç yapmamakta!
Kendi içinde bir denge ile tek bir musluk ile birbirini doldurup boşaltan bu denizlere ikinci musluğu takmak, hepimiz için geri dönülemez felaketin başı olur. Çünkü, Karadeniz iki musluktan iki kat hızla boşalacak fakat Karadeniz’i dolduran ve besleyen nehirlerin, Tuna’nın, Dinyeper’in debisi ve kapasitesi artmayacak! Durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takılırsa sistem alt üst olur. Karadeniz git gide kuruyup yok olurken, diğer tarafta Marmara ve Akdeniz’in sıcaklık, tuz oranı bozulacak “Çılgın Proje”nin sonu Çılgın Felaket olacak!
Projenin sahibi Türkiye olsa da etkileyeceği ülkeler ve doğacak sonuçlara bakılırsa bu felaketin sonuçları Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkeleri etkileyecek. Ortak doğamız olan bu denize yapacağımız her şeyde diğer ülkelerin de söz hakkı var ve er ya da geç o ülkeler de bu projenin hayata geçemeyeceğini söyleyecekler.
Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Cemal Saydam – ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi(Emekli) Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi