Hayvancılığımızda gelinen
son nokta…
Necdet Buluz
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin 26 Ekim 2019 itibarıyla besilik hayvan ithalatına ilişkin kontrol belgesi verilmediğini açıklamasına karşın, 20 Kasım’da bakanlık tarafından 4 bin baş hayvan ithalatına ilişkin kontrol belgesi verildiğinin ortaya çıkması konu hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Her zaman söylediğimizi yineleyelim:
Yerli üreticimizi desteklemek ve yerli ürünleri artırmaktan başka hiçbir çözüm yolu sağlıklı değildir.
Halbuki, en üst kademelerden yapılan açıklamalarda büyük baş hayvan sayısınıniki katına çıkarıldığı, hayvancılık konusunda alınan kararların da aksamadan yürütüleceği açıklanmıştı.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, hangi işletmelere kontrol belgesi verildiğini sordu.
Kurban Bayramı öncesi sahte belge ve sahte veteriner sağlık sertifikaları ile canlı hayvan ithalatı yapıldığı ortaya çıkmıştı. belge sahteciliği yapılarak Türkiye’ye canlı hayvan sokulması kamuoyunda da tartışma yaratmıştı.
Kamuoyunda yükselen tepkilerin ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, canlı hayvan ithalatına kırmızı ışık yakıldığını duyurmuştu.
Pakdemirli, konuyla ilgili olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Bugün itibarıyla besicilik hayvanlarla ilgili de frene komple basmış durumdayız. Tabii ki biz bu konuda tamamen frene bastık. 26 Ekim itibarıyla yeni kontrol belgesi vermiyoruz” açıklamasını yapmıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da 3. Tarım ve Orman Şûrası’nın kapanışında, “zorunlu olmadıkça besilik hayvan ve et ithalatı yapılmayacağını, kasım ayından itibaren besilik hayvan ithalatı için taleplerin kabul edilmediğini” açıklamıştı.
Bu açıklamalara rağmen Tarım ve Orman Bakanlığı’nın canlı besilik hayvan ithalatına ilişkin kontrol belgesi düzenlediği ortaya çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Mahmut Lıcalı bu konuda bazı iddiaları ortaya attı. Yazısının bir bölümünde de şu görüşleri yansıttı:
“Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından, 20 Kasım 2019 tarihinde, Zenet Hayvancılık Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ’ye dört ayrı kontrol belgesi düzenlendi. Her bir kontrol belgesinde söz konusu şirkete Letonya’dan biner baş besilik sığır ithalatına onay verilerek toplamda 4 bin baş besilik hayvan ithalatına yeşil ışık yakıldı.”
CHP’li Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, 4 bin baş sığır ithalatına yeşil ışık yakılmasını bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Bakırlıoğlu, Bakan Pakdemirli’ye, “26 Ekim tarihi itibarıyla yeni kontrol belgesi verilmeyeceğini söylemenize karşın bu tarihten sonra kontrol belgesi verildiği görülmüştür. Bu tarihten sonra ithalat izni için kontrol belgesi verilen işletmeler hangileridir? Kontrol belgeleri ile ithalat izni verilen canlı hayvan sayısı ne kadardır ve bu belgelerle ne kadar canlı hayvan ithalatı yapılmıştır” sorularını yöneltti.
Özetleyelim:
Hayvan ithalatı iki yönden tepki alıyor.
Birincisi yerli üretici sıkıntıya düşüyor ve artık hayvancılıktan vaz geçiyor. Bu da yerli üretimin hızla düşmesine neden oluyor. Dikkat edilecek olursa süt veren hayvanların kesime gönderilmesi ile süt ve süt ürünlerinde sıkıntı yaşanmaya devam ediyor.
İkincisi de artık ithal et ülkemizde alıcı bulmuyor. Kasapların çoğu da bunu satmamayı tercih ediyor. Et almaya gelenlerin ithal et ürünlerini almamaları dikkatlerden kaçmıyor. Az alım yapılıyor ama yerli ürün tercih ediliyor. Bu nedenle ithal et ürünlerini daha çok büyük marketler satışa sunuyor.
Peki ithal etler nereye gidiyor:
Kamu kurum ve kuruluşlarının ithal etleri kullandığı ve bir kısmının da et ürünlerinde kullanıldığı söyleniyor.
Görüşümüz şu:
Kendi üreticimizi desteklemek, yem, saman gibi girdilerde kolaylıklar sağlamak, meralarımızın sayısını artırarak yerli üretimimize destek olmak en doğru atılmış adım olacaktır.
Bugüne kadar ithal et ile hiçbir noktaya gelemedik. Et sorunlarımızı ithalatla çözmedik. Halen ithalatta ısrar etmenim bir anlamı yok. Yerli üretimin en sağlıklı yol olduğunun bir kez daha altını kalınca çizmek istiyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz